Diyarbakır Sur ilçesinin 2015 yıllından bu yana yasaklı olan bölgesinde yapılan incelemenin sonucu açıklandı. TMMOB bünyesindeki Mimarlar Odası, Harita ve Kadastro Mühendsileri Odası ve Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubeleri ile birlikte Dünya Miras Alan eski yönetimi 5 yıldır Sur'da yasaklı olan bölgelerde yaptıkları incelemelerin sonuçlarını paylaştı.

Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın'ın yaptığı açıklamada tahribatın boyutu bir kez daha gözler önüne serildi. Aydın, tescilli yapıların yerinde olmadığı, yıkımın iş makinalarıyla yapıldığı, Sur’un özgün kent mimarisi yerine yabancı, kimliksiz bir kenttin inşa edildiğini belirtti. Aydın, “İlgi ve yetkili kurumlara çağrımızdır; Sur’da gelişen tahribat daha fazla büyümeden bu yanlıştan dönülmeli” diye konuştu. Hazırlanan raporda dikkat çekilen önemli bölümler şu şekilde: Savaş, Hasırlı, Fatih paşa, Dabanoğlu mahallelerinde yer alan 49 (Kırk dokuz) adet tescilli yapının kalıntılarının dahi yerinde olmadığı teyit edilmiştir. Ayrıca yüze yakın tescilli sivil mimari örneği yapı büyük tahribata uğramış ağır hasarlı halde yerinde durmaktadır. Hiç kimsenin alana girişine izin verilmemesine rağmen bazı yapılarda define amaçlı kazıların yapıldığı ve yapıların tahrip edildiği gözlemlenmiştir. Alanda yeni yapıların alt yapısı için iş makineleri ile ciddi derinlikte kazıların yapıldığı, Sur’un arkeolojik katmanlarının tahrip edildiği görülmüştür. Yapıların orijinallerinde yer almayan rögar ve telekomünikasyon müdahale kapaklarının bazı yapı avlularına yerleştirilerek avlu döşemesine aykırı yapılarak yapılara zarar verdiği görülmüştür. Sur açıklıklarına bırakılan ve Dünya Mirası listesindeki Surlara zarar verildiği düşünülen ağır tonajlı beton blokların henüz yerinde durduğu, ayrıca Keçi Burcu’ndan başlayıp İçkale Surlarına dek surun dibinden uzanan asfalt, çift şeritli yolun yapılması yoğun trafik akışının planlandığını göstermektedir. Surların en zayıf noktasını oluşturan doğu Surlarının hemen dibinden akacak trafiğin yaratacağı titretişimin büyük tehlike yaratacağı, Sur’un yıkımına dahi neden olacağı muhakkaktır. Alanda yapılan yeni yapıların özgün geleneksel Diyarbakır mimari dokusuna aykırı, tamamen bazalt kaplı betonarme yapılar olduğu, cumba, bazalt taş, geniş avlu, sokağa cephe veren kapı pencere açıklıkları, avlu duvar detayları, süs havuzu gibi geleneksel Sur mimari evlerinin belirgin özelliklerini taşımadığı görülmüştür. Aynı zamanda yeni yapıların cephesinde yapıştırma yöntemiyle kullanılan bazalt taşın Diyarbakır’ın özgün bazalt taşı olmadığı, yapıların cephelerinde sokak dokusunu bozan geniş boyalı sıvalı bölümler yapıldığı gözlemlenmiştir. Protestan kilisesinin de yer aldığı muallak sokak dokusu büyük oranda tahrip edilerek sokak kodu yaklaşık 1.5mt yükseltilmiştir. Buna benzer olarak yeni kapı sokakta bazı yapıların iş makineleri tarafından yıkılmasıyla alanda 4 mt yüksekliğinde yapı malzemelerinden oluşan dolgular yer almaktadır. Şerefhan Aydın, devlet yetkililerine de çağrıda bulunarak, "tahribatın boyutu daha fazla büyümeden Sur'un özgün dokusu daha fazla bozulmadan bu yanlıştan dönülmelidir" dedi.