CHP  Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Genel Kurul'da görüşülmesi beklenen 'orman alanlarında yapılacak düzenlemelerin' yer aldığı tasarıda, orman varlığını tehdit eden ve ormanların betonlaşmasına olanak sağlayacak maddeler olduğunu aktardı.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de komisyondan geçip Genel Kurul'da görüşülmesi beklenen 'orman alanlarında yapılacak düzenlemelerin' yer aldığı tasarıda, ülkedeki orman varlığını tehdit eden ve ormanların betonlaşmasına olanak sağlayacak maddeler olduğunu söyledi. Tasarıda "bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulması, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulmasına" izin verilebileceğinin öngörüldüğünü ifade eden CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, bu düzenlemede kamu yararı olmadığı gibi Anayasa’ya da aykırı olduğunu belirtti.

"'BOZUK ORMAN ALANI' DEYİP, ORMANLARI BETONLAŞTIRACAKLAR"

Tasarının içeriğindeki bazı kavramların ucu açık, sorunlu ve her yöne çekilebilecek nitelikler taşıdığını ve bu nedenle de düzenlemenin hangi amaca hizmet ettiğinin net bir şekilde anlaşılamayacağını kaydeden CHP'li Ömer Fethi Gürer, "Örneğin ‘bozuk orman’ sorunlu ve algı yanılmasına neden olabilecek bir kavramdır. Bozuk orman alanı ifadesinde yer alan ormanlar, gerçekte doğal olarak bu halde olan ve biyolojik çeşitliliğin daha fazla olduğu alanlardır. Mantar ve tıbbı aromatik bitki yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi her ne kadar doğalsa da bunun ‘bozuk orman’ tabir edilen alanlarda yapılacak olması, bu alanların özelleştirileceği kuşkusunu doğurmaktadır. Aynı zamanda orman alanlarında betonlaşmanın da önü açılacaktır" ifadelerini kullandı.

"BU DÜZENLEME, EKOSİSTEMİ ALTÜST EDER"

CHP'li Gürer; "bozuk orman" denilerek orman içinde tıbbi aromatik bitki yetiştirilecek olmasının sakıncalarına da değindi. Bu şekilde ormanda doğal olarak yetişmeyen bitkilerin ekosisteme getirilmesi sonucunda birçok hastalığın beraberinde getirilmesine neden olunabileceğini ifade eden Gürer, ekosisteme yabancı türlerin getirilmesinin ekolojik açıdan sakıncalı bir durum olduğuna dikkat çekti. Teklife göre bundan sonra özel ormanların da kurulamayacağını ifade eden Gürer, değişikliğin yasalaşmasının ardından orman dışında bulunan sahipli arazilerin ve ekim ve dikimle oluşturulacak ormanların, orman statüsüne alınmayacağını belirtti. Bu durumun da hem hukuk hem de ekolojik olarak ciddi sorunlar doğurabileceğine işaret eden Gürer, öncelikle geçmişte özel orman alanlarının durumunun netleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

"ANAYASA'YA AYKIRI"

Ülkede 18 bin hektar özel orman alanının bulunduğunu, tasarının yasalaşmasının Anayasa’nın "Orman alanları daraltılamaz" hükmüne de aykırılık teşkil ettiğini söyledi. Tasarının yasalaşması halinde özel orman sahiplerinin dava açma haklarının olacağını kaydeden Ömer Fethi Gürer, en azından geçmişteki özel orman alanlarının, hazırlanacak olan yeni yasanın dışında tutulması gerektiğini belirtti.

"ORMANLAR BOZKIRA DÖNÜŞECEK"

Tasarıda orman sayılmama halinin genişletildiğine dikkat çeken Gürer “Tasarı bu haliyle geçerse Orman ağacı sayılan bitki türleri dahil, sahipli arazilerdeki doğal ormanlar ve sonradan yapılan ağaçlandırmalar “orman” sayılmayacak, üstelik alan büyüklüğüne de bakılmayacaktır” dedi. Özel ormanlarının özel orman statüsünden çıkarılmasıyla ormanların, sahipleri tarafından kolaylıkla kesilip satılmasının önünün açılacağını belirten Gürer, “Bu ormanlar yok olacak, yerine çıplak bir bozkıra dönüşen yerler halini alacak. Ülkemiz bu ormanların sağladığı çok yarardan mahrum kalacak. Bu yerler üzerinde inşaatlar yapılarak birer beton yığınına dönüşecektir” şeklinde konuştu.

"ÖZEL ORMAN SAHİPLERİNE DEVLET YARDIMI YAPILMALI"

Özel orman alanlarıyla ilgili oluşabilecek sorunun, bu alanlar için devletin bazı ayrıcalıklar sağlayarak çözülebileceğine vurgu yapan CHP Milletvekili Gürer, şöyle devam etti: "Bu ormanların ürettiği karbon hizmeti sadece orman sahiplerine değil tüm topluma yapılan bir hizmettir. Bu hizmet fiyatlandırılarak orman sahiplerine ödeme yapılması gerekir. Karbon salınımı yapan işletmelerden vergi alınıp özel orman sahiplerine verilebilir. Bu özel ormanların Amenajman planları ve yol şebeke planları devlet tarafından ücretsiz yapıştırılabilir. Kooperatifler kurularak üretilen odun ham maddesinin gerçek değerinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Ülkemizde Orman ürünleri işleyen sektörün şu anda şiddetle orman ham maddesine ihtiyacı bulunmaktadır. Mesul müdür çalıştırılması vs. gibi işletme konusunda zorlandıkları bazı uygulamalar esnekleştirilebilir."

"ORMAN ALANINA TESİS KURULMAMALI"

CHP'li Ömer Fethi Gürer, tasarıda yer alan ve odun dışı ürünleri işleyen tesislerin orman içinde kurulmasının getirebileceği olumsuzluklara da değindi: "Bu tesisler kolaylıkla başka alanlarda kurulabilir. 'Kamu yararı' ve 'zorunluluk' olmayan bir tesisi orman içinde kurmanın, orman alanının daraltılması, ormanın ekosistemini de sorunlu kılacağı gerçektir. 'Bozuk Orman' denilerek orman içinde tıbbi aromatik bitki yetiştirilmesi ile o ormanda doğal olarak yetişmeyen bitkileri ekosisteme getirilmesi sonucunda bir çok hastalığın gelmesinin yolu açılacaktır. Ekosisteme yabancı türlerin getirilmesi ekolojik olarak da sakıncalıdır. Odun dışı ürünleri işleyen tesislerin orman içinde kurulması son derece yanlıştır. Bu tesisler kolaylıkla başka alanlarda kurulabilir. 'Kamu yararı' ve 'zorunluluk' olmayan bir tesisi orman içinde kurmak demek, orman alanının daraltılması, ormanın bir ekosistem olduğunu dikkate almamak anlamına gelir." Gürer, bu durumun Türkiye’nin de katıldığı Avrupa Orman Bakanları Konferansında alınan kararlara aykırı olduğunu da sözlerine ekledi.

"AKP 2004 GÖRE AĞIZ DEĞİŞTİRDİ"

CHP Niğde Milletvekili Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü: "6831 Sayılı Kanun 18 Maddesine eklenen 'bozuk ormanlarda orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, odun^dışı ürünlerin mamul ve yarı mamul işleme amacıyla tesis kurulması'na izin verilmesine olanak sağlanması AKP’nin 2004 yılında söylediği ile çelişiyor. AKP iktidarı 2004 yılında; 116 Orman fidanlığından 39 tanesini kapatma ve satma kararı almıştı. Gerekçe olarak ise özel fidanlıkların ihtiyacı karşılayacak kapasitede olduğunu, devletin fidan üretmesine gerek olmadığını söylenmişti. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği konuyu yargıya taşıdı ve bu karar iptal ettirdi. Yargı sürecinde 5 fidanlık satıldı (bir tanesi Söğütözü Fidanlığı) Konya Fidanlığı ise yargı kararından sonra satıldı. Diğer 33 tanesi ise günümüzde işlevsiz. OGM fidanlıklara ve fidan üretimine önem verseydi büyük emek veriler oluşturulmuş Kızılcahamam Fidanlığı'na sahip çıkar, imara açılmasına olanak sağlamazdı. Günümüzde orman bitkisi fidanı üretimi yetersiz ise AKP 2004 yılında yalan söylemiş olduğu da bu yeni düzenlemeyle açığa çıkmış oldu."