Eğirdir ve Beyşehir göllerinde yağış olmaması nedeniyle su seviyeleri alarm verdi.

Eğirdir ve Beyşehir göllerinde son iki ayda yapılan araştırmada, su seviyelerindeki azalmanın devam ettiği, yağış olmaması nedeniyle de birçok yerde gölün dip kısmının görünür hale geldiği belirlendi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı emekli akademisyen Dr. Erol Kesici, son yıllarda Türkiye’deki göl ve göletlerdeki su seviyesinin yüzde 60-70 oranında azalmasının çok önemli sorunlara neden olduğunu söyledi. Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynaklarından Eğirdir ve Beyşehir göllerinde dipteki kirlilikle birlikte, sağlık bakımından tehlikeli su yosunlarının göl yüzeyinde suyu yeşile boyayan koloniler oluşturduğu görüldü. Dr. Kesici, su renginin yeşile dönme sebebiyle ilgili zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanımına da dikkat çekti.

"HALK SAĞLIĞI BAKIMINDAN DA RİSKLER TAŞIYOR"

Dere ve yüzey sularının geçtikleri yerleşim alanlarının kanalizasyon, sanayi tesisleri ve tarım alanlarından taşıdığı atıklarla göllerin su, toprak ve havasının aşırı oranda kirlendiğini kaydeden Dr. Kesici, “Bu tür birikintili göllerin suyu, '1V. Sınıf' yani 'Çok Kirlenmiş Su' sınıflandırmasında yer alıyor. Göl ve taban çamuru sızma suyunda fosfat değerinin fazla oluşu nedeniyle gölün taban çamurunda yüksek miktarda fosfat depolanmış bulunmaktadır. Kontrolsüz bir şekilde göle deşarj edilen atık suların sulamada kullanılıyor olması, halk sağlığı bakımından da riskler taşımaktadır" dedi. Dr. Kesici göl sularında biyolojik arıtmanın yanı sıra, ağır metaller için özel arıtma sistemlerinin de kurulması gerektiğini ifade etti. İçme suyu kaynaklarında siyano türü bakterilerin oluşumunun engellenmesi gerektiğini belirten Dr. Kesici, “Her dönem bakteri sayımları yapılarak normal düzeylerde olması sağlanmalıdır. Farklı bilim dallarından insanların da belirttiği gibi pandemi dönemlerde ve kış aylarında dip sularının içme suyu olarak kullanımının sakıncalı olabilir" dedi.