Trump döneminde ABD'de yüzde 67 daha fazla kömür santrali kapanırken, Çin’in yeni santralleri zarar etme riskiyle karşı karşıya. Çin yeni devreye alınan 43,8 GW kömürlü termik santral kurulu gücünün yüzde 40’ının kullanımını şimdiden kısıtlayarak, acil durum yedeklemesi için ayırmış durumda. Türkiye ise planlanan termik santraller noktasında Hindistan'ı geçerek Çin'in arkasında 2. sıraya yerleşti.

Global Energy Monitor, Greenpeace International, Sierra Club, CAN Europe ve Centre for Research on Energy and Clean Air’in bugün yayınladıkları rapora göre, 2019 yılı küresel ölçekte planlanan kömürlü termik santral sayısında sert düşüş gözlemlenen ardışık dördüncü yıl oldu. Her yıl yayınlanan kömürlü termik santrallerin mevcut durumunu analiz eden raporların beşincisi olan Yükseliş ve Çöküş 2020: Küresel Kömürlü Termik Santral Takibi, yapım ve proje aşamasındaki kapasitenin bir yıl öncesine göre yüzde 16 ve 2015 yılına göre ise yüzde 66 düştüğünü ortaya koyuyor. 2019 yılındaki inşaata başlama oranında da 2018’e göre yüzde 5 ve 2015’e göre yüzde 66 oranında bir düşüş gözleniyor. 2019 yılında, proje aşamasındaki kapasitede yaşanan düşüşe rağmen, küresel ölçekte kömürlü termik santral kapasitesi 34,1 gigawatt (GW) arttı ve 2015 yılından beri ilk defa yeni devreye alınan net kapasite artmış oldu. Dünyada yeni devreye alınan 68,3 GW’lık kurulu gücün neredeyse üçte ikisi Çin’de bulunuyor. Çin hariç tutulduğunda ise, diğer ülkelerin yeni devreye sokulan kömürlü termik santral kapasitesinden daha fazlasını emekli etmelerinden dolayı, küresel kömürlü termik santral filosu 2018 yılının ardından 2019 yılında da küçülmüş oldu.

ÇİN'İN YENİ TERMİK SANTRALLERİ ZARAR ETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

Çin’in kömürlü termik santral kapasitesi 2019 yılında, Çin Elektrik Konseyi’nin resmi tahmini olan 28,9 GW’ın oldukça üzerinde büyüme gösterdi. Ancak, Çin’in kömürlü termik santral sayısının artmış olması, kömüre dayalı elektrik kullanımında artış olacağı anlamına gelmiyor. Bunun nedeni, hükümetin 2019 yılında yeni devreye alınan 43,8 GW kömürlü termik santral kurulu gücünün yüzde 40’ının kullanımını şimdiden kısıtlayarak, acil durum yedekleme için ayırmış olması. Arz fazlasından ötürü yeni devreye alınan kapasitenin ciddi bir kısmı kullanım dışı tutuluyor. Çin’de kömürlü termik santrallerin ortalama çalışma süreleri 2015 yılından beri yaklaşık yüzde 50’lerde seyrediyor. Bunun nedeni de kömürlü termik santrallerin, piyasadaki daha düşük karbonlu alternatiflerle rekabet etmek durumunda olması. Azalan çalışma saatleri ve dolayısıyla azalan gelirin yanı sıra yüksek kömür fiyatları yüzünden, Çinli kömürlü termik santral firmalarının yaklaşık yarısı 2018 yılında net zarar etmişti. Raporun Başyazarı ve Global Energy Monitor Kömür Programı Direktörü Christine Shearer, “Yenilenebilir enerjideki büyüme ve elektrik talebindeki yavaşlamayla birlikte, kömüre dayalı enerji üretimi 2019 yılında rekor düzeyde düştü. Buna rağmen, şebekeye eklenen yeni kömürlü termik santral sayısında artış görüldü. Bu da dünyadaki kömürlü termik santrallerin çok daha az çalıştırıldığı; dolayısıyla daha fazla sayıda kömürlü termik santralin daha az elektrik ürettiği anlamına geliyor. Bu durum, yeni kömürlü termik santralleri finanse etmeye devam eden bankalar ve yatırımcılar açısından karlılığın azalması ve riskin artması demek" dedi. Centre for Research on Energy and Clean Air Baş Analisti Lauri Myllyvirta açıklamasında, “Çin’in iklim taahhütlerinin yanı sıra ülkedeki temiz enerji teknolojilerinin rekabet gücünün giderek artması, yenilenebilir enerji kurulumlarının hız kazanarak kömüre dayalı elektrik üretimine alan bırakmayacağı anlamına geliyor" dedi.

TÜRKİYE, HİNDİSTAN'I BİLE GEÇTİ, ÇİN'İN ARKASINA YERLEŞTİ

Türkiye 2019 yılında, Çin’den sonra dünyada inşaat öncesi aşamada en fazla kömürlü termik santral projesi bulunan ikinci ülke konumuna gelerek Hindistan’ı bile geride bıraktı. Bu gidişatın riskli olabileceğinin altını çizen CAN Europe Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Elif Gündüzyeli“Dünya çapında yeni kömürlü termik santral projelerinde sürekli bir düşüş yaşanırken Türkiye’nin kömür kaynaklı elektrik üretim kapasitesini artırma eğilimi atıl yatırımlara yol açabilir. Son yapılan çalışmalar dünyadaki mevcut kömürlü termik santrallerin yarısını çalıştırmanın, yeni yenilenebilir enerji santralleri kurmaktan daha maliyetli olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca son dönemde petrol fiyatlarındaki rekor düşüş, kömürü en pahalı enerji kaynağı haline getirdi.”  “Tüm bu ekonomik şartlar, iklim krizinin baş tetikleyicisi olan ve havamızı, suyumuzu kirleterek halk sağlığını tehdit eden kömürün aleyhindeyken yeni termik santral planları rafa kaldırılmalı. Düşük karbonlu bir kalkınma modeline, kimseyi arkada bırakmadan adil geçişin planlaması yapılmalı” dedi. Hindistan’da, 2017 yılından bu yana, yeni kömürlü termik santralden fazla yeni güneş ve rüzgar enerjisi santrali devreye alındı. Haziran 2019’da, Yenilenebilir Enerji Bakanlığı 2030 yılına kadar 523 GW’lık yenilebilir enerji hedeflediklerini açıkladı; bu hedef, ülkenin mevcut faal kömürlü termik santral kapasitesi olan 229 GW’ın iki mislinden fazla.

TRUMP DÖNEMİNDE ABD'DE YÜZDE 67 DAHA FAZLA KÖMÜR SANTRALİ KAPANDI

OECD ülkelerinde, kömüre dayalı elektrik üretimi kapasitesi 2011 yılından bu yana düşüyor. 2019’da dünyada emekli edilen kömürlü termik santrallerin neredeyse yarısı ABD’deydi. Yaşlanmış kömürlü termik santrallerinin emekliye ayrılma oranı, Trump yönetiminde Obama dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 67 oranında arttı; Obama yönetiminde (2009-2016) yılda ortalama 8,2 GW emekli edilirken, Trump yönetiminde (2017-2019) yılda ortalama 13,7 GW emekli edildi: [caption id="attachment_30152" align="aligncenter" width="311"] Trump yönetiminde (2017-2019) yılda ortalama 13,7 GW kömürlü santral emekli edildi[/caption] Avrupa Birliği’nde ise 2019 yılı en fazla kömür kaynaklı elektrik üretimi kapasitesinin emekli edildiği dördüncü yıl oldu: Birleşik Krallık (2,7 GW) ve Almanya (1,2 GW) başı çekti. Almanya’nın 2038 itibarıyla ve 14 AB ülkesinin 2030 itibarıyla, kömür kullanımını sonlandırmayı taahhüt etmiş olmaları nedeniyle, AB’de emekliliklerin artması bekleniyor. Tüm AB üyesi ülkelerin kömürlü termik santral kurulu güçlerinde azaltım yaptığı görülürken, AB’nin kömüre dayalı elektrik üretiminde, 2018 yılıyla karşılaştırıldığında, yüzde 24 oranında belirgin bir düşüş yaşandı. 2019 yılında proje aşamasındaki kömürlü termik santral kapasitesinde yaşanan düşüş, Paris İklim Anlaşması hedeflerini tutturmak için yeterli değil. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ne (IPCC) göre, küresel ısınmayı 1,5°C'nin altında tutmak için kömüre dayalı elektrik kullanımının 2030’a kadar yüzde 80 düşmesi gerekiyor ve Birleşmiş Milletler 2020 yılının dünyada yeni kömürlü termik santral planlarının sonlandırılacağı yıl olması çağrısında bulundu. Global Energy Monitor Finans Araştırmaları Analisti Greig Aitken’a göre, “Dünya, Paris Anlaşması hedeflerinin tutturulması için çalıştırılabileceğinden daha fazla kömürlü termik santral kapasitesine sahip. Yatırımcıların bu gerçekler doğrultusunda hareket etmelerinin zamanı geldi.