İnsanlığın ve medeniyetin ilk adresi olan Hasankeyf’in yaşaması için amansız mücadeleler veren bir avuç duyarlı insanın yıllardan beri duyulmayan çığlıklarına rağmen geçmişi 12 bin yıl öncesine dayanan antik kent kurtarılamazken, bazı tarihi eserler adeta talan edilircesine taşıma adı altında sözde yeni yerleşim alanına götürüldü.

Moğollar istilasını aratmayan, iş makineleri ve hiltilerle acemi işçiler tarafından yerinden sökülerek çıkarılan tarihi eserler aslına uygun bir şekilde onarılamayacak derecede ağır tahribatlar verilip özünden koparılarak Raman dağının eteğindeki alana götürüldü.

RANTÇILARA KURBAN EDİLDİ

Bir taraftan bulunduğu yerde milyonlarca para harcanarak sözde onarılan geçmişte İpekyolu ticaretinin tek geçiş güzergahı olan tarihi Artuklu köprüsü ayakları yapılan bütün masraflara rağmen Ilısu baraj suları altına kalmayı beklerken, diğer yandan talan edilen onlarca tarihi eser ve binlerce mağaranın üzerine ağır iş makineleriyle üzerine toprak atılarak yok edildi. Bu anlamda şimdiye dek onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış ama son anda barbarca yok edilen Hasankeyf tarihi talan edilerek rantçılara peşkeş çekildi.

ÖRGÜTSÜZCE DİRENENLERİN GÜCÜ YETMEDİ

Hasankeyf’i kurtarmak için direnenlerin gücü ne yazık ki o muhteşem antik tarihi kenti ne azgın sistemin ne de hırçın Dicle nehrinin üzerinde inşa edilen Ilısu barajının gücüne yetmedi ve yenik düştüler. Bu bizler ve Hasankeyf için direndiğini söyleyen diğer dostların ne yazı ki örgütsüzce ve dolayısıyla cılız bir tarzda yapılan eylemleri yetmediği için bugün Hasankeyf talan edilerek yok edildi. Anladığım kadarıyla bu saatten sonra oturup ağlamanın Hasankeyf’i kurtarması imkansız göründüğü gibi bundan sonradan da bu talanların devam edeceği kaygısı bariz bir şekilde oradadır.