WWF (World Wildlife Fund) Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) yardıma muhtaç yaban hayvanlarıyla karşılaşanlara müdahale konusunda danışmanlık verecek "Türkiye Yaban Hayatı İlkyardım Hattı"nı geçtiğimiz aylarda hizmete açmıştı. Şimdi, Vakıf'tan Yaban hayatı uzmanı Ahmet Kütükçü hattın nasıl kullanılması gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu.

Türkiye, sahip olduğu zengin biyoçeşitlilik nedeniyle birçok farklı yaban hayvanı türüne ev sahipliği yapıyor. Ancak her yıl birçok yaban hayvanı ateşli silahlarla vurulma, zehirlenme, araç çarpması, bina camlarına çarpma ve evcil hayvan saldırıları sonucu yaralanıyor ya da hastalanıyor. Yavrulama dönemlerinde ise birçok yavru yaban hayvanı ebeveynlerini kaybederek öksüz kalıyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), yardıma muhtaç yaban hayvanlarıyla karşılaşanlara müdahale konusunda danışmanlık verecek "Türkiye Yaban Hayatı İlkyardım Hattı" üzerinden Nisan ayından beri hizmet sağlıyor. Bu hat üzerinden; tür tayini, tür hakkında bilgilendirme, yaban hayvanlarına doğru şekilde yaklaşım, tutma, nakletme, barındırma, besleme, yasal mevzuat, temasa geçilecek kurum ve hayvanın teslim edileceği merkezler konularında bilgi edinilebilecek.

"NASIL MÜDAHALE EDİLECEĞİNİ SÖYLÜYORUZ"

Yaban hayatı uzmanı Ahmet Emre Kütükçü: "Türkiye Yaban Hayatı İlkyardım Hattı" üzerinden sadece yaban hayvanlarına yönelik hizmet sunuluyor.  Kedi, köpek gibi sokak hayvanları ile koyun, at, güvercin gibi evlerde, çiftliklerde bakılan evcil hayvanlara yönelik bilgilendirme ve hayvanların teslim alınması hattın hizmet kapsamına girmiyor. "İnsanlar özellikle hasta, yaralı veya öksüz vahşi hayvanlar buldukları zaman bizi arıyorlar. Her şeyden önce, hayvan türleri hakkında bilgi almaya çalışıyoruz. Onlardan bir fotoğraf göndermelerini istiyoruz ya da gördükleri hayvanlar hakkında bazı bilgileri tanımlamalarını istiyoruz ve onlara nasıl müdahale edileceğini ya da müdahale etmemelerini söylüyoruz" dedi. "Örneğin, bazı büyük hayvanlar insanların müdahale etmesine izin vermeyebilir", diye konuşan Kütükçü, "Onlara, hayvanları kendi bölgelerinde bulunan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri olan ilgili kurum alana kadar gözaltında tutmalarını söylüyoruz. Eğer bu küçük bir kuş veya insanlara zarar verme riski olmayan bir hayvan ise, onu yakalamak, bir kutuya koymak, tutmak ve belli bir süre beslemek hakkında temel bilgiler veriyoruz."

"ŞİMDİ BİNLERCE LEYLEK İSTANBUL ÜZERİNDEN GÖÇ EDİYOR"

Çağrılar hakkında konuşan Kütükçü, "Özellikle geçen ay, özellikle büyükşehirlerde yavruların yuvadan çıktığı dönem olan martta, martı ve karga raporları vardı. Baykuşlar ilkbaharda en sık bildirilen türler arasındadır. Göç dönemleri yakın zamanda başlamıştır. Binlerce leylek şimdi özellikle İstanbul üzerinden göç ediyor. Ayrıca küçük ötücü kuşlar da İstanbul'a göç ediyor. Şu anda, onlar hakkında birçok çağrı alıyoruz. Kışın, yiyecek ararken yol kenarındaki arabaların çarptığı kuşlar, tilkiler veya çakallar hakkında çağrı alıyoruz." Kütükçü, insanların kendilerini bazen gerçekten yardıma ihtiyacı olmayan hayvanlar hakkında aradıklarını söyledi. "Örneğin, göç döneminde en çok bildirilen kuşlardan biri "ebabil". Ebabiller, yere düştüklerinde tekrar uçamazlar. İnsanlar bu kuşların hasta olduğunu düşünüyor ve onları çağırıyor. Bu yüzden yaptığımız ilk şey, kuşu havada uygun bir yükseklikten bırakmak. Başka bir deyişle, kuşun türlerini bilmek müdahalenin yönünü belirlememizi sağlıyor."

"BU HAT SADECE DANIŞMA İÇİN"

WWF Türkiye'den önce vahşi hayvanlar için çalıştığını ve onlara yardım etmek için Türkiye'nin her yerine gittiğini belirten Kütükçü, "Onları kurtarmak için bir aracımız vardı. Farklı hayvanlara yardım ediyorduk. Fakat şu an için hattımız sadece danışma için çalışıyor. Onlara gidip müdahale etme ve tedavilerine yardımcı olma fırsatımız yok. İnsanları milli park müdürlükleri hakkında bilgilendiririz. Tabii ki, ülkemizde vahşi hayvanların müdahalesi konusunda ciddi bir eksiklik var. Geniş bir coğrafya var, birçok farklı tür. Çok fazla arabaya ve takıma ihtiyacımız var." İstanbul büyük bir şehir olmasına rağmen, Kütükçü, vahşi hayvanlar açısından çok zengin olduğunu belirtti. "Şu anda, bu göç dönemi ve binlerce kuş üzerimize geçiyor. Bu yüzden hattı devreye soktuk, ancak müdahale araçlarına ve rehabilitasyon merkezine de ihtiyaç var. "

Türkiye Yaban Hayatı İlkyardım Hattı için: 0850 203 09 93

----
WWF, dünyada 100’den fazla ülkede çalışmalar yürüten uluslararası bir doğa koruma kuruluşudur. WWF, küresel ölçekte bir değişim yaratmaya, yeryüzünün en değerli yaşam alanlarını ve canlı türlerini korumayı hedeflemektedir. Doğa korumanın ülke sınırlarını aşan boyutu nedeniyle WWF, biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik mücadelesinde ülkeler arasında işbirliklerinin gerçekleşmesine öncülük eder.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) 1996 yılında Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş, 2001 yılında ise WWF’nin  Türkiye ulusal kuruluşu olarak  WWF-Türkiye ünvanını almıştır. WWF-Türkiye çalışmalarını bağışlar ve kurumsal sponsorluklar ile yürüten kâr amacı gütmeyen bağımsız bir vakıftır ve doğa korumada 30 yılı aşkın süredir sayısız başarılı projeye imza atmıştır.

WWF-Türkiye’nin Amacı

WWF-Türkiye küresel iklim değişikliği ve doğal kaynakların sürdürülemez tüketimi gibi insan kaynaklı olan, hem doğal yaşam alanlarının hem de türlerin kaybıyla sonuçlanan tehditleri durdurmayı amaçlar. Mevcut süreçleri değiştirerek, insanın doğayla uyum içinde yaşadığı bir gelecek için çalışır. Bunun için; yerel ve merkezi hükümet, akademisyenler, iş dünyası ve vatandaşlarla ortak akıl üretmeyi, farkındalık yaratmayı ve karar süreçlerinde etkili olmayı hedefler. WWF-Türkiye çalışmalarını “ülkemizin doğasının korunması”, “yaşam tarzımızın  değişmesi” ve “iklim değişikliğiyle mücadele” olmak üzere üç ana bileşende yürütür.