HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, 1999 Marmara depreminden bu yana toplu konut idaresi (TOKİ) başkanlığında kamuya yönelik ne gibi zararların oluştuğunu meclisin araştırmasını istedi.

Ersoy’un önergesinde; ülkede yaşanan büyük depremlerin ardından evsiz kalan vatandaşlarımız için konut projeleri yapmayı hedefleyen bir kurum olduğu belirtilen TOKİ’nin özellikle 2000’li yılların ardından yaptığı projeler ile çok tartışma konusu olduğu ifade edildi.

İSTANBUL RANTINI BİLEN TOKİ'DE BİR EKİP KURULDU

Erdoğan’ın başbakanlığı ve belediye başkanlığı döneminden kendisine yakın olan isimlerden TOKİ’ye bir ekip kurulduğunu iddia eden Erdoy," Bu ekip İstanbul'un bütün rant alanlarını çok iyi biliyor. İnşaat işlerinde kentsel rant üretimi bunların kullanımı ve paylaşımı konuşunda uzlaşmışlar" dedi
Ersoy; TOKİ'nin çok değerli arsaları düşük bedellerle Emlak Konut A.Ş.’ye devrettiğini, Emlak Konut A.Ş.’nin bu arsaları düşük paylar karşılığında çeşitli firmalara verdiğini ve inşaatına başlanmamış bağımsız bölümlerin de peşin parayla satın alınıp, o firmaların inşaat yatırımlarını finanse ettiğini söyledi.

YALNIZCA 7 PROJEDE KAMU ZARARI 774 MİLYON

Ersoy; 2000’li yılların ardından Sayıştay raporlarında da yer alan kamu arazilerinin çok düşük bedellerle inşaat şirketlerine verilmesi ve bunun yanısıra şirketlerin inşaat maliyetlerinin olduğundan fazla gösterilmesi sonucu kamunun ciddi zararlar gördüğünün ortaya çıktığının altını çizdi. Sayıştayın geçmişte incelediği yalnızca 7 projede ortaya çıkan kamu zararının 774 milyon lira olduğu hatırlatılırken bugüne kadar yapılan bütün projelerin yaratmış olduğu zararın endişe verici boyutlarda olduğunu söyledi.
TOKİ anketinde yer alan evlerde yaşayanların yüzde 80 oranında kullanılan malzemeleri kalitesiz bulmasına dikkat çeken Ersoy, inşaat maliyetlerinin en yüksek seviyelerde gösterilmesine rağmen kullanılan malzemelerin en ucuzları olduğunu ifade etti.
TOKİ uzmanlarının raporuna ilişkin Ersoy önergesinde şunları ifade etti: İmar planı değişiklikleri ile yetinmeyen inşaat şirketleri ayrıcalıklı imar haklarının da kat kat üzerine çıkarak şehir genelinde 12 milyon 400 bin metrekare fazladan inşaat yapılmıştır. Kentte fazladan yapılan bu inşaatlar ile 240 milyar 234 milyon 265 bin lira haksız kazanç elde edilmiştir.
Hazırlanan dosya ile İstanbul’da yapılan uygulamalara bakıldığında, plan disiplininden uzaklaşıldığı ve parsel bazında verilen ayrıcalıklı imar hakları ile kentin geri dönülemez şekilde tahrip edildiği ve İstanbul’da planlı bir kent oluşturma şansının ortadan kaldırıldığı gözler önüne serilmesi hedeflenmiştir. Nitekim ciddi bir deprem tehdidi ile karşı karşıya olan İstanbul’un toplanma alanları üzerine usulsüzce ve ayrıcalıklı imar planları ile inşaa edilen AVM ve gökdelenler ve bu projelerin afet durumunda yaratacağı yıkım hazırlanan dosyayı doğrulamaktadır.

DEPREM TOPLANMA ALANLARI İMARA AÇILDI

Deprem toplanma alanının imara açılması ile inşaa edilen Torun Center, Kadıköy’ün rüzgarını kesen Four Winds, Dubai Merkezli Emaar Square, Ağaoğlu’na ait Maslak 1453 projesi, hastane alanıyken Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’ya ait olan Koru Florya projeleri gibi devasa projeler bu raporda yer almaktadır. Bütün bu mega projelerde ayrıcalıklı imar hakları verilmiş olmasına rağmen bu hakların da çok üzerinde bir araziye inşaat yapılmış ve haksız kazanç elde edildiği ortaya çıkmıştır. Siyasi iktidarın imar yasaları ile sürekli meclisten yetki istediğini ifade eden Ersoy; Meclisin bu yetkileri vermeden önce kamunun uğradığı zararları araştırması gerektiğini ve bunlara karşı önlem alması gerektiğini belirterek Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi.