Merkez Bankası yüzde 8,9 seviyesinde olan yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 12,1 seviyesine yükseltti. Ayrıca Merkez Bankası Başkanı Uysal, "Reel kur seviyesine baktığımızda Türk Lirası'nın aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz" açıklamasında bulundu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, yılın son enflasyon raporunu açıkladı. TCMB, enflasyon beklentilerini yukarı yönde revize etti. Başkan Uysal, enflasyonun 2020 yıl sonunda yüzde 12,1 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 9,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini söyledi. Bir önceki beklenti bu yıl için yüzde 8,9, gelecek yıl için yüzde 6,2 seviyesinde bulunuyordu.

"EKONOMİYE YÖNELİK BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR"

Rapor sunumuna enflasyon raporundaki değişiklikleri anlatarak başlayan ve ekonomiye yönelik belirsizlik devam ettiğini belirten Murat Uysal, şöyle konuştu: "Nisan ayında dip seviyesini gören küresel iktisadi faaliyet kısmi toparlanma gösteriyor. Ancak küresel faaliyet salgın öncesi dönemin altında seyrediyor. Ekonomiye yönelik belirsizlik devam ediyor. Emtia fiyatları salgın öncesi seviyeleri aştı. Genişleyici mali ve parasal duruş gelişmiş ve gelişen ülkelerde devam etti. Yüksek belirsizlik gelişmekte olan ülkelere fon akımını engelliyor. Türkiye'nin risk primi dalgalı ve yüksek seyrediyor. Türkiye'de portföy çıkışları 3. çeyrekte arttı, döviz kurunda da oynaklık yükseldi."

"3. ÇEYREKTE 'V' TİPİ TOPARLANMA KAYDEDİLDİ"

Üçüncü çeyrekte V tipi toparlanma yaşandığını aktaran Uysal, şu değerlendirmede bulundu: "3. çeyrekte iktisadi faaliyet 'V' tipi belirgin bir toparlama kaydetti. Toparlanma Eylül ve Ekim ayında sürüyor. 2020'de muhtemelen pozitif büyüme göreceğiz. Altın ithalatı dolarizasyon etkisiyle tarihi yüksek seviyelere ulaştı. Kredi politikalarının normalleşmesiyle ithalat azalacak. Yılın ikinci yarısındaki istihdam kaybının yarısı telafi edildi. Öncü göstergeler istihdam koşullarının iyileştiğini gösteriyor. Güçlü kredi ivmesi ve TL'deki değer kaybı ile Enflasyon öngörülenden yüksek seyir izledi. Yüksek frekanslı veriler toparlanmanın eylül ve ekim aylarında sürdüğüne işaret ediyor. 2020 yılı sonu gıda enflasyonu tahminini yüzde 13,5'e çektik. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 12,1 olarak gerçekleşeceği, 2021 sonunda yüzde 9,4'e gerileyeceği tahmin edilmektedir."

ENFLASYON TAHMİNİNE 3,2 PUANLIK GÜNCELLEME

2020 yıl sonu enflasyon tahminini 3,2 puanlık güncellediklerini kaydeden Uysal, "Bir önceki TL cinsi ithalat fiyatları 1,6 puan yukarı, çıktı açığı 0,.9 puan etki yaptı. Gıda enflasyonundaki artış 0,7 puan yukarı çekerken ana eğilimi ve başlangıç koşularındaki güncellemenin etkisi 0,2 puan hesaplandı. Hizmetler sektöründeki KDV indirimlerinin etkisi -0,2 puan olacak" ifadelerini kullandı. İthalat fiyatları gıda ve dışsal unsur varsayımlarının da gözden geçirildiğini belirten Uysal, şöyle konuştu: "İthalat fiyatları gıda ve dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik. Temmuz ile enerji fiyatları uyumlu, endüstriyel metal tarımsal ürünler gibi emtialara bağlı olarak ithalat fiyatları varsayımımızda yukarı güncelleme yaptık. Temmuz raporunda yüzde 10,5 aldığımız gıda enflasyonu tahminini döviz kuru ve işlenmemişteki yüzde 13,5 olarak güncelledik. Gıda enflasyonu tahminin yüzde 8’den yüzde 10,5’e çektik. Maliye politikalarının para politikaları ile eşgüdümle belirleneceği çerçevede tahminlerimizi yaptık. 2020 sonunda yüzde 12,1 olarak gerçekleşeceğini 2021 yüzde 9,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 ile istikrar kazanacak. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para ve likidite politikalarında sıkı duruş sürdürülecektir."

"TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ YÜKSEK SEYREDİYOR"

Uysal'ın, enflasyon raporu sunumu ve sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle: "Gelişmiş ve gelişen ülkeler genişleyici politikaları sürdürüyor. Son çeyrekte gelişen ülke borç piyasasına sınırlı giriş gözleniyor. Türkiye'den portföy çıkışları üçüncü çeyrekte de devam etti. Türkiye'nin risk primi dalgalı ve yüksek seyrediyor. Cari açıkta hızlı bir artış gerçekleşti.

"FAİZ YÜKSELDİ, KREDİ BÜYÜMESİ YAVAŞLADI"

Ağustos ayından başlayarak para politikası ve likidite yönetimi kapsamında atılan adımlarla belirli bir sıkılaşma sağlandı. Nitekim kredi faizlerinin yükselmesiyle birlikte kredi büyümesi önemli ölçüde yavaşladı. Yüksek frekanslı veriler toparlanmanın eylül ve ekim aylarında sürdüğüne işaret ediyor. Finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte ilave bir politika desteği gerekmeksizin pozitif büyüme bekliyoruz. Kısa çalışma ödeneği ve cari transferler hane halkı gelir kaybının sınırlanmasında büyük rol oynadı. Öncü göstergeler yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkanlarının geliştiğini gösteriyor.

"ENFLASYON BEKLENENDEN YÜKSEK SEYRETTİ"

Yılın ikinci yarısında enflasyonun düşüş eğilimine gireceği öngörümüze karşın güçlü kredi ivmesi, kur hareketiyle TÜFE beklenenden yüksek seyretti. Çekirdek göstergeler üçüncü çeyrek enflasyon eğiliminin emel mal grubu kaynaklı olarak yükseldiğine işaret etmiştir. Gıda fiyatlarındaki artış sürüyor. Ankete dayalı enflasyon beklentilerindeki yükseliş yılın üçüncü çeyreğinde de devam etti. Uzun vadeli enflasyon beklentisi ve belirsizliği halen yüksek seyrediyor. Temmuz raporunda yüzde 10,5 aldığımız gıda enflasyonu tahminini döviz kuru ve işlenmemişteki yüzde 13,5 olarak güncelledik. Gıda enflasyonu tahminini yüzde 8’den yüzde 10,5’e çektik.

"FONLAMA MALİYETİNİ 500 BAZ PUAN ARTIRDIK"

2020 yıl sonu TÜFE tahminini 3,2 puan güncelleyerek yüzde 8,9'dan yüzde 12,1'e, 2021 yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 6,2'den yüzde 9,4'e yükselttik. Enflasyon tahminini kur, çıktı açığı ve gıda fiyatları yukarı yönlü etkiledi. Tahminler salgında ikinci bir dalga olmayacağı küresel çerçeveye göre üretildi. Düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceği öngörüldü. Eylül ayında enflasyonu kontrol altına almak için sıkılaştırma adımlarına gerek olduğunu düşündük. Bu kapsamda politika faizini 200 baz puan artırdık. Ağırlıklı fonlama maliyetinde kademeli bir yükseliş sağladık. Haftalık ve 3 aylık repo ihalelerinin payını azalttık. Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinde 500 baz puanlık artış gerçekleştirdik.

"KURU SABİTLEME HEDEFİMİZ OLAMAZ"

Enflasyon görünümünde belirli bir iyileşme sağlanan kadar sıkı para politikası devam edecek. Bu dönemde odaklanılması gereken ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ve gecelik pencere. Mevcut fonlama kompozisyonu da sıkılığı gösteriyor Merkez Bankası olarak bizim nominal ya da reel kur seviyesi hedefimiz yok. Biz finansal istikrar çerçevesinde konuya yaklaşıyoruz. Makroekonomik temellerle uyumlu bir temele gelmesini istiyoruz. Merkez Bankası’nın kuru bir yerde sabitleme gibi hedefi olamaz. Merkez Banası kurun enflasyona yansımasını önlemek için para politikası duruşunu şekillendirir.

"TÜRK LİRASI AŞIRI DEĞERSİZ BİR NOKTADA"

Reel kur seviyesine baktığımızda Türk Lirası'nın aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Döviz kurundaki bu değersiz durum fiyat istikrar ve finansal istikrar için riskler oluşturuyor. Döviz kurunda finansal istikrar üzerinden hassasiyetimiz var^.

"REZERVDE SIKINTI YOK"

Bankalarımızın döviz likiditesi yüksek TL için swap limitlerini kullanma ihtiyacı var. Asıl amaç bankacılık sektörünün likidite yönetiminde kolaylık sağlamak. Sistemin fonlama ihtiyacının büyük kısmı swapla karşılanıyor. Swap faizlerindeki seviyelerinin para politikasıyla uyumlu olmasına özen gösteriliyor. Swap faizlerinde gerektiğinde değişiklik yapma imkanımız var. Merkez Bankası rezervleri kısa vadeli yükümlülüklerimizi karşılayacak düzeyde, o konuda sıkıntı yok. Önümüzdeki dönemde sıkılaştırmayla birlikte kredi kanalından gelen baskının kademeli azalmasını reel kurun dengeleyici etkisinin ön plana çıkmasını bekliyoruz. Portföy çıkışlarında durulma ve terse dönüş söz konusu olabilir.

"SWAP ANLAŞMALARI NETİCELENİNCE AÇIKLAMASINI YAPACAĞIZ"

Cari denge ve rezervlerde baskının azalması ve olumlu bir döneme geçilmesi öngörülüyor. Parasal duruşun önemi kritik olacak burada. Hem portföy tercihleri açısından hem yerleşiklerin portföy tercihleri açısından reel faizlerin seviyesi burada önemli olacak. Bunu dikkate alıyoruz faiz seviyelerini belirlerken. Swap anlaşmaları salgın dönemi ön plana çıkmıştı halen o dönemde başlattığımız görüşmelerimiz vardı. Bazılarında somut gelişmeler var bazılarında sona yaklaştık. Dış ticaretimizin yüksek olduğu ülkeleri işaret etmiştik biri iki tanesinde somut ilerlemeler var. Neticelenince açıklamasını yapacağız.

"YENİ EKONOMİ PROGRAM İLE ARAMIZDA BELİRGİN FARKLAR VAR"

YEP (Hazine ve Maliyle Bakanı Berat Albayrak tarafından 29 Eylül'de açıklanan Yeni Ekonomi Programı) açıklandığı dönemden bu yana ciddi değişim oldu döviz kurlarında, dolayısıyla YEP ile bizim tahminimizde belirgin fark var. Biz tahminlerimize büyük ölçüde yansıttık. Esas olarak 2020 sonu ve 2021 tahmininde bizim para politikasında duruşumuz önemli olan. Bunların sonucunda hem iç hem dış dengeye yansımasıyla önümüzdeki dönemde iç talep ve kur üzerindeki etkileriyle birlikte hedeflere ulaşacağımızı düşünüyoruz.

ALTIN REZERVLERİ

Altın rezervlerimizde payı bizim son birkaç yıldır stratejik artırdığımız alan. Altın rezervlerinin negatif korelasyonda olması çeşitlendirme için önem verdiğimiz husus. Bankacılılıkta altına dayalı likidite imkanı da kısa süreli dalgalanma yaratabiliyor. Biz altın rezervlerini büyük ölçüde rezerv kompozisyonu içinde değerlendirme devam edeceğiz. ABD başkanlık seçimleriyle olan bir süreç değil geçmişten gelen rezerv yönetimi. Spesifik bir pozisyonlanma değil."