Salçalık domateste yüksek maliyet, düşük fiyat krizi yaşanıyor. Maliyet 45 kuruş, piyasa fiyatı ise 30-35 kuruş. Üreticinin dekar başına en az bin lira zararı var.

Sanayi domatesinde yüksek maliyet, düşük fiyat krizi yaşanıyor. Piyasa fiyatının üretim maliyetinde düşük olması nedeniyle üreticinin ürünü tarlada kaldı. Türkiye’de üretilen domatesin 2019 verileri ile 8.8 milyon tonu sofralık, 4 milyon tonu ise büyük bölümü salçalık olmak üzere sanayide değerlendiriliyor. Sanayi domatesi üreten çiftçiler ekim zamanı salça sanayicileri ve alıcılarla kilosu ortalama 55 kuruş üzerinden sözleşme imzaladı. Ege Bölgesi’nde hasadın başladığı bugünlerde sanayi domatesinin piyasa fiyatı 30-35 kuruşa düştü. Salça üreticilerinin alım yapmadığı için fiyatın düştüğünü belirten çiftçiler, salçalık domateste üretim maliyetinin kilo başına 45 kuruş olduğunu, fiyatın ise 30-35 kuruşa düştüğünü belirterek çok büyük zararda olduklarını dile getirdi. Geçen sene 25 bin ton salça ithalatı yapıldığını hatırlatan üreticiler, çiftçiden üretim maliyetinin altında bir fiyatla domates alınırken ithalatın desteklenmesinin yerli üretimi tamamen bitireceğini ifade etti.

PİYASA FİYATI ÜRETİM MALİYETİNDEN DÜŞÜK

Tarım Dünyası sitesinden Ali Ekber Yıldırım'ın haberine göre, geçen yıl salça üretiminde kullanılmak üzere Şili’den 25 bin ton işlenmiş konserve domatesi sıfır gümrükle ithalatına izin veren Türkiye, bu yıl sanayi domatesinde yüksek maliyet, düşük fiyat krizi ile karşı karşıya kaldı. Krizin temel nedeni ise üretim maliyetleri artarken üreticinin sattığı domates fiyatının gerilemesi. Çiftçilere göre bu yıl domateste hem hava şartlarına hem de yoğun olarak görülen mildiyö hastalığı nedeniyle üretim maliyetleri çok yükseldi. Geçen sene mildiyö hastalığına karşı sadece 2 kez ilaçlama yapan üreticiler bu yıl bazı alanlarda 10 defa ilaçlama yapmak zorunda kaldı. Domates ekiminin yapıldığı dönemde, Ege’de yaşanan aşırı soğuk nedeniyle bazı alanlarda fidelerin zarar görmesi nedeniyle dikimin iki kez yapıldığını hatırlatan çiftçiler, Temmuz ayı sonundaki aşırı sıcakların da verimi olumsuz etkilediğini ifade etti. Hem maliyetin arttığını hem de verimin azaldığını ileri süren çiftçiler, böyle bir dönemde sözleşmede 55 kuruş olan ve üretim maliyeti en az 45 kuruş olan salçalık domatesin piyasa fiyatının 30-35 kuruşa düşmesinin tüm üreticileri zarara uğrattığını söyledi.

ÜRETİCİNİN ÜRÜNÜ TARLADA KALDI

Ortalama bin dekar alanda domates üreten, Manisa Saruhanlı’da fabrikası olan ve kurutulmuş domatesi ihraç eden Kemal Berişler, ekim zamanı üreticilerle sanayi domatesi için kilo başına 55 kuruştan sözleşme yapıldığını ancak hasadın başladığı bugünlerde fiyatın 34-35 kuruşa kadar düştüğünü söyledi. Berişler, koronavirüs sürecinde herkesin üretimi artırmaya yöneldiği dönemde önlem alınmazsa ürünün tarlada kalacağını ısrarla dile getirdiğini belirterek: “Korktuğumuz başımıza geldi. Üreticinin ürünü tarlada kaldı. Ürünü hasat edecek işçi bulunamıyor. Ürün fabrikaya gittiğinde orada da çalıştırılacak işçi sıkıntısı var. Devletin verdiği sosyal yardımlar nedeniyle işçi bulmak zor. Ailede bir kişi yeşil kartlıysa, kart iptal olmasın diye diğerleri de sigortalı çalışmak istemiyor. Domatesin 10 günde hasat edilmesi gerekiyor. İşçi bulamazsan ürün tarlada kalıyor. Bu işin bir tarafı. Asıl sorun üretimin planlanamaması.Daha tohum satışı sırasında, fide siparişi verilirken o yıl üretimin ne kadar olacağı aşağı yukarı bellidir. Yani bu sene Aralık ayında domateste bu sorunun yaşanacağı belliydi. Ama gerekli önlemler alınmadı. Sanayici üretici ile sözleşme yaparken aynı zamanda açığa dikim de yaptırıyor. Açığa dikim kafaya göre yapılıyor. Sanayici kontrat yaparken bir dönümden 12 ton domates alınacağını değil, temkinli olmak için 8 ton domates alınacak gibi sözleşme yapıyor. Hava durumuna, yaşanacak hastalık ve zararlılara karşı bir anlamda kendisini sağlama alıyor. Fakat,üretim 12-13 ton olunca bu kez sözleşme dışı dediğimiz açığa üretimdeki artış da eklenince fiyat düşüyor. Yani 100-150 dönüm alanda üretim beklenenin üzerinde çıkınca sorun oluyor. Bazı yıllar da tam tersi yaşanıyor. Sözleşmede belirtilen miktarın altında üretim olunca bu kez fiyat artıyor ve sanayici zorda kalıyor.”

SÖZLEŞMELİ ÜRETİMDE SÖZLEŞMEYE UYULMUYOR

Sektörde genellikle dekar başına üretim değil, tonajın konuşulduğunu hatırlatan Berişler: “Sözleşmeli üretimde diyelim ki 100 dönümde 500 ton domates kontratı yapılıyor. Kontratı yapan 500 ton alacağını taahhüt ediyor. Ama üretim 700 ton çıkıyor. Aradaki 200 ton kontratsız satılıyor. Bu kez fiyat 35 kuruşa düşüyor. Fiyat 35 kuruşa düşünce kontrat imzalayan sanayicilerin de en azından bir bölümü “neden yüksek fiyattan alayım” diyerek piyasadan düşük fiyatla alım yapıyor. Kontratın bir hükmü kalmıyor. Bazı yıllar da tam tersi yaşanıyor. Kontratta 500 ton yazılıyor. Ama çıkan ürün 300 ton oluyor. Fiyat iki katına çıkıyor. Bu kez üretici ürünü kontrat yaptığı sanayiciye değil, piyasaya daha yüksek fiyattan satıyor. Bu bir tahterevalli. Bir yıl sağında oluyorsun, ertesi yıl solunda. Bir yıl üretici ertesi yıl sanayici kaybediyor. Şimdi önümüzdeki yıl domates ekimi çok azalır. Kontratlar çok dengesiz. İşçi temini çok zor. Sanayici açısından da çok zor bir süreç. Yıllarca uğraşıp kazandığın pazarları üretim azalınca kaybediyorsun. Bir daha o pazarlara girmek çok zor.”dedi.

SANAYİCİNİN MALİYETİ DE ÇOK YÜKSEK

Pandemi sürecinde işçi çalıştırmanın çok zor olduğunu anlatan Kemal Berişler, enerji fiyatlarının sürekli artması nedeniyle maliyetlerin çok yükseldiğini söyledi. Berişler sözlerini şöyle sürdürdü: “Elektrik fiyatlarının ne olacağını kimse bilmiyor. Nakliye ücretleri çok yüksek. Akaryakıt zamları nedeniyle nakliye masrafı artıyor. Ürünü taşıyan kamyoncu 1000 liraya taşıdığı ürünü 1200 lira yaptım diyor. İhracatçının çalıştığı pazarlar sıkıntılı. İngiltere, İtalya, Japonya, Hollanda’ya işlenmiş ürün ihraç ediliyor. Korona arttı, eksildi diye müşteri sarsılıyor. Verdiği siparişi iptal ettim diyor. Depolarda ciddi stoklar var. Ne yapacak sanayici? Maliyetine hatta maliyetin altına da olsa satıp kredisini, borcunu ödemek için satmak zorunda kalıyor. Tarlada üreten de fabrika da işleyip satan da maliyetin altına satmak zorunda kalıyor. Altına, dövize, taşa toprağa yatırsa parasını bu kadar çile çekmez üstelik çok iyi para kazanır.”

BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN İNTİHAR EDEN ÇİFTÇİLER VAR

Manisa Saruhanlı’da domates ve biber yetiştiriciliğinin yanı sıra ilaç ve gübre bayiliği yapan Ziraat Mühendisi Hüseyin Zığır, üreticinin genellikle borçlanarak üretim yaptığını ve borcunu ödeyemediği için intihar edenlerin olduğunu iddia etti. Domateste üretim maliyetinin kilo başına 45 kuruş olduğunu fiyatın ise 30-35 kuruşa kadar düştüğünü vurgulayan Hüseyin Zığır yaşananları özetle şöyle anlattı: ” Sadece domateste değil, biber ve diğer bir çok üründe verilen fiyat maliyeti kurtarmıyor. Bayilik yaptığım için çiftçileri yakından takip ediyorum. Borçla üretim yapılıyor. Borcunu ödeyemeyen çiftçi tarlasını, traktörünü satıyor. Sıkıntıdan kalp krizi geçirip ölen de var. İntihar edende. Öldükten sonra alacaklıları ortaya çıkınca ailesi ne kadar büyük borç yükü altında olduğunu öğreniyor. Çoğu çiftçi borcunu gizliyor. Gururuna yediremediği için söylemiyor. Büyük uğraşlarla borcunu ödeyebilmek için çalışıyor.Üretiyor ama fiyat maliyetin altında olunca ödemesi mümkün değil. Geçen sene domateste mildiyö için iki kez ilaç atıldı. Bu sene hastalık çok yaygındı 10 kez atanlar oldu. Her seferinde dekara 50 lira ilaç kullanılır, sadece mildiyö için 500 lira çiftçinin masrafı var. Tarım ilaçlarının hammaddesi Çin’den, Avrupa’dan geliyor. Döviz arttıkça fiyat artar. Bu hafta yüzde 10-15 zam geldi. Domatesi,biberi toplamak için eskiden traktör römorkunda, kamyonla işçi geliyordu. Gölmarmara’da bir kaza oldu. Hepimiz çok üzüldük. Ondan sonra traktörle işçi taşımak yasaklandı. İşçi getirmek için özel servislerle anlaşıyoruz. Bir çoğu tarla yolları bozuk diye ovaya girmek istemiyor. Girenler de yüksek para istiyor. Domatesin 10 günde toplanması lazım. Bir işçi kasaya domates toplayacaksa bir günde 800 kilo toplar. Salçalık domatesi 1.5-2 ton toplar. Kasaları taşıyan 2 işçi olur. Kasacılara günlük 115 lira, toplayıcıya 95 lira ödenir. Daha doğrusu dayı başına 95 ödenir. O, 15 lirayı kendisine 80 lirayı işçiye verir. Geçen sene 75 liraydı. Bu sene 95 lira. Domatesi geçen sene 60 kuruştan verdik. Bu sene 35 kuruş. Maliyetler arttı ama fiyat yarı yarıya düştü.

DEKAR BAŞINA ZARAR EN AZ BİN LİRA

Geçen seneye göre maliyetlerde yüzde 35-40 oranında artış olduğunu anlatan Hüseyin Zığır: ” Geçen sene elektrik parası dekar başına 150-170 liraydı. Bu yıl 400 lira. Sulama dekar başına 400 lira. Mazot 50 litreyi geçiyor. Tarla kirası geçen sene 700 liraydı, bu sene 900 lira. Bin lira veren de var. Dekar başına ortalama maliyet 4 bin 500 lira. Ege’de bir dekardan ortalama 10 ton domates alınıyor. Sözleşmede yazıldığı gibi fiyat kiloda 55 kuruş olsa 5 bin 500 lira.Çiftçinin dekara 1000 lira kazancı olur. Fiyat 35 kuruşa düşünce çiftçinin dekar başına zararı 1000 lira. Şu anda kilo başına 45 kuruş maliyet 35 kuruş fiyat. Kiloda 10 kuruş zarar var” dedi.

DÖNÜMÜ 40 BİN LİRAYA TARLA SATILIYOR

Yabancıların gelip ovadan tarla aldığını ve dekar başına 40 bin liradan tarla satıldığını anlatan Zığır: “Şu anda Saruhanlı’da dekarına 40 bin lira veriyorlar. Bir çiftçinin 100 dekar tarlası varsa 4 milyon lira para eder. Üretmese o parayla yıllarca geçinir. Çiftçiyi buna zorluyorlar. Bu şartlarda zararına niye üreteyim diye düşünen insanlar mecburen toprağını elinden çıkarır. Topraklarımızı kaybediyoruz. En acı olan tarafı bu” diye konuştu.

TÜRKİYE DOMATES ÜRETİMİNDE 4. SIRADA

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü’nün Domates Raporu’na göre, dünya domates üretimi 2018 verileri ile 182 milyon ton. Çin, 61.6 milyon tonluk üretim ile ilk sırada, 19.3 milyon tonluk üretimi ile Hindistan ikinci, Amerika Birleşik Devletleri 12.6 milyon ton ile üçüncü sırada yer alırken Türkiye 12.2 milyon tonluk üretimi ile dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de, yetiştirilen sebzeler içerisinde yüzde 41 pay ile en fazla üretimi olan domates açık alanda ve örtü altında yetiştiriliyor. Türkiye’de domates üretiminde en önemli üretici bölgeler sırasıyla Akdeniz, Ege ve Marmara’dır. Bu üç bölge toplam üretimin yüzde 68’ini karşılıyor. 2001’de 8.5 milyon ton olan domates üretimi 2019’da yüzde 50 civarında artarak 12.84 milyon tona ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Bitkisel Üretim 1. Tahminine göre 2020 yılı domates üretiminin 13.1 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Türkiye’de üretilen domatesin 2019 verileri ile 8.8 milyon tonu sofralık, 4 milyon tonu ise büyük bölümü salçalık olmak üzere sanayide değerlendiriliyor. Kişi başına domates tüketimi yıllık ortalama 109 ile 120 kilo arasında değişkenlik gösterirken 2018 yılı tüketimi yaklaşık 110 kilodur. Sofralık domates ihracatı 2019 yılında 535 bin ton olarak gerçekleşirken, aynı yıl işlenmiş domates ihracatı 168 bin ton oldu.