Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler, üyesi olduğu devletleri her iki ebeveyne yönelik doğum izin düzenlemelerini iyileştirmek için teşvik ediyor. Ancak uluslararası örgütlerin bu yöndeki girişimleri ve ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının taleplerine rağmen, Türkiye'de doğum sonrası dönüşümlü ücretli ebeveyn izni düzenlemesi yapılmıyor. Özlem Erkmen Taşkent dokuz8HABER veri projesi çerçevesinde konuyu daha ayrıntılı ele aldı. Son yıllarda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler, üyesi olduğu devletleri her iki ebeveyne yönelik doğum izin düzenlemelerini iyileştirmek için teşvik ediyor. Geçen yıl 8 Mart’ta BM iyi niyet elçisi Anne Hathaway’in, ücretli ebeveyn izni ve babaların da bu hakka sahip olması gerektiği yönünde bir konuşma yapması konuyu uluslararası gündemde daha görünür kıldı. Türkiye ise özellikle son günlerde yeniden canlanan Yönetmelik tartışmaları nedeniyle, yarı zamanlı çalışma konusuna odaklanmış durumda. BM, AB, OECD gibi uluslararası örgütler tarafından hazırlanan belgelerde doğumdan hemen önce ve doğumun hemen sonrasında anne ve babalara verilen ücretli izinlerin yanında, anne ve/veya babaya özel olarak verilen ek ücretli izinler veya çocuk büyüyene kadar faydalanılabilen ücretli izinler tanımlanıyor.

Babalara Yönelik Toplam ‘Ücretli İzin’de Dünyanın Gerisindeyiz

Avrupa’da yeni annelere verilen ücretli analık izni süresi ortalama 153 gün, Türkiye’de ise 112 gün. Ücretli babalık izin süresinde, Avrupa ortalaması olan 9 güne daha yakınız. Ülkemizde babalara özel sektörde 5, kamuda 10 gün izin veriliyor. Ücretli ebeveyn izninde ise sınıfta kalmış durumdayız. AB ortalaması annelere yönelik toplam ücretli izin süresinde 460 güne, babalara yönelik toplam ücretli izin süresinde 43 güne çıkıyor. Oysa Türkiye’de analık/babalık iznini takiben iznini uzatmak isteyen ebeveynlere sunulan seçenekler ya ücretsiz izin almak ya da yarı zamanlı veya kısmi zamanlı çalışmak. Toplumdan ve sivil toplum kuruluşlarından gelen taleplere rağmen, hükümet doğum sonrası dönüşümlü ücretli ebeveyn izni düzenlemesi yapmıyor. Yarı zamanlı çalışma hakkı da yasal metinlerde daha çok annelerin faydalanacağı şekilde düzenleniyor. Özel sektörde babalara yarı zamanlı çalışma hakkı tanınmazken, bu izin memur babalara ancak eşlerinin de çalışıyor olması koşuluyla veriliyor.

Yarı Zamanlı Çalışan Ebeveynler Hak Kaybına Uğrayacak

Memur anne ve babaların yarı zamanlı çalışmasına yönelik kanunda değişiklik 2016 yılında çıkarılan torba yasayla yapıldı. Ancak bu hakkın kullanımını düzenleyen yönetmelik henüz çıkmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu geçtiğimiz günlerde hazırlıkları süren düzenlemeyi müjde diye sunsa da, kanuna bakıldığında yarı zamanlı çalışan ebeveynlerin maaş, kıdem, emeklilik ve sosyal yardımlar konusunda hak kaybına uğrayacağı görülüyor. Yarı zamanlı çalışanın maaşı yarım ödeniyor, SGK primi yarım yatıyor, kıdemi yarım hesap ediliyor. Ayrıca yarı zamanlı çalışma durumunda İŞKUR katkısına rağmen gelir kaybı yaşanması da söz konusu. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi’nin 2016 tarihli değerlendirmesinde, yarı zamanlı çalışmanın özellikle asgari ücretin üstünde maaş alanların gelir kaybına uğramasına neden olduğu belirtilmişti. 2018 rakamlarıyla örnekleyecek olursak, 4000 TL maaşla çalışan biri ancak yarım maaş karşılığı 2000 TL + 1007,05 TL devlet katkısı alabiliyor ve eline 3007,05 TL geçiyor.

Aileler Ücretsiz veya Makul Ücretle Kreş Bulamıyor

Anayasanın “Ailenin korunması” başlıklı 41. maddesinde devletin çocukların korunması konusunda gerekli tedbirleri alacağı belirtiliyor. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 18. maddesinde de “çalışan ana–babanın, çocuk bakım hizmet ve tesislerinden, çocuklarının da bu hizmet ve tesislerden yararlanma hakkını sağlamak” için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü düzenleniyor. Buna rağmen 0-6 yaş çocukların bakımı konusunda büyük öneme sahip olan kreş sorunu ailelerin önünde büyük bir engel olarak durmaya devam ediyor. Aileler gelir kaybına uğramadan çocukların bakımını ebeveynlerin üstlenmesi mümkün olmadığı gibi; ücretsiz veya makul ücretle kreş bulma sorunu da ailelerin önünde büyük bir engel olarak durmaya devam ediyor. Özel sektörde 150 kadın (veya çocuğunun velayetine sahip olan erkek) çalışanı olan iş yerlerine kreş açma zorunluluğu getirilse de, bunun takibi yapılmıyor. Cezalar caydırıcı olmadığı için işverenler kreş açma masrafına girmek yerine, ceza ödemeyi tercih edebiliyor. Kamuda ise, ödeneklerin kesildiği 2008 yılında 497 olan kreş sayısı, 2015’te 121’e, 2016’da 56’ya düşmüş durumda. Var olan hizmetler genellikle 3-6 yaş arası çocukları kapsarken, 3 yaşın altına yönelik devlet neredeyse hiç bakım hizmeti sunmuyor. Bu nedenle aileler erken çocukluk bakım hizmetlerini özel kurumlardan ve yüksek fiyatlarla almak zorunda kalıyor. Bu durum ebeveynleri, özellikle anneleri, istihdamdan kısmen veya tamamen çekilip çocukla ilgilenmeye mecbur bırakıyor.

Mevcut Düzenlemeler Kadın İstihdamının Esnekleştirilmesine ve Güvencesizleştirilmesine Neden Oluyor

Türkiye’de her iki ebeveyne yönelik ücretli izin gerektiğini düşünenler arasında bile, bunun çoğunluğunun anne tarafından kullanılması gerektiği görüşü yaygın. Bu eğilim AB ülkeleri genelinde de ağırlıkta. Özellikle ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerde, izni annenin kullanması gerektiğini düşünenler belirgin olarak çoğunlukta. Ancak insani gelişme endeksinde ilk sıralarda yer alan ülkelere bakıldığında, anne ile baba arasında eşit olarak kullanılmasını savunanların diğer ülkelere göre daha çok oldukları görülüyor. İnsani Gelişme Vakfı, bu kavramı ülkelerin ekonomik zenginliğinden öte insan hayatının zenginleşmesine ve insanların sahip oldukları fırsatlara, onlara sunulan seçme şansına odaklanarak açıklıyor. Toplumsal yaşamı ekonomik büyüme üzerinden açıklama eğiliminde olan Türkiye gibi ülkelerde ise, ebeveynlerin evin geçimi ve çocuk bakımına dair özgür seçimler yapması yukarıda sayılan nedenlerle mümkün olmuyor. Bu haliyle mevcut düzenlemeler, çocuk bakımı bahane edilerek özellikle kadın istihdamının esnekleştirilmesine ve güvencesizleştirilmesine neden oluyor. Devletin yarı zamanlı çalışmaya odaklanmak yerine, doğum öncesi ve sonrasındaki ücretli izinlerin arttırılması, her iki ebeveyne yönelik dönüşümlü izinlerin düzenlenmesi ve devlet veya belediye kreşlerinin sayılarının çoğaltılması yönünde somut adımlar atması gerekiyor.

dokuz8HABER Özel / Veri Haber Serisi-4

Haber: Özlem Erkmen Editör: Mehmet Şafak Sarı Veri Görselleştirme: Özlem Erkmen ve Mehmet Şafak Sarı