Türkiye işçi sınıfı tarihinin en görkemli direnişi olarak kayıtlara geçen 15-16 Haziran direnişinin bugün 50'nci yıl dönümü. 50 yıl önce bugün Türkiye işçi sınıfı, sendikaları etkisizleştirmeyi hedefleyen yasa tasarısına karşı ayağa kalktı. İki gün içerisinde yaklaşık 170 iş yerinden işçiler eylemlere katıldı. Polis direnişe müdahale etti ve işçilere ateş açtı; beş kişi hayatını kaybetti, 200'e yakın kişi de yaralandı.

1970 yılında CHP ve AP’li milletvekilleri 274 sayısı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu'nda değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslak hazırladı. Bu taslaklar komisyonda birleştirilerek tek taslak haline getirildi ve Mecise sevk edildi. “Güçlü sendikacılık yaratılması” iddiasıyla gündeme gelen değişikliğin asıl amacı sendikal örgütlenmenin ve grev hakkının kısıtlanmasıydı. Aslında AP hükümeti bütün işkollarında Türk-İş’i yetkili kılmak, DİSK’i ortadan kaldırmak istiyordu. Tasarıya göre, bir sendikanın ülke çapında faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki işçilerin üçte birini temsil etmesi gerekiyordu. Komisyondan büyük bir gizlilikle geçirilen tasarı için bilim insanlarının ve sendikacıların görüşü alınmadı. Tasarıyla 274 sayısı Sendikalar Kanunu'nda şu değişiklikler getiriliyordu:
  • Bir işçi sendikasının Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir.
  • İşçi federasyonlarının faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir.
  • İşçi konfederasyonu kurulabilmesi için daha önce sözü edilen sendika ve federasyonların üçte birini, sendikalı işçilerin üçte birini üye yapması gerekir.
  • Sendika üyeliğinden ayrılabilmek için tek tek noter karşısına çıkmak gerekir.
  • Sendika kurmak için en az üç yıl işyerinde çalışmak gerekir.
  • Uluslararası işçi kuruluşlarına ancak en fazla işçiyi barındıran konfederasyon üye olabilir.

"ÇOK YAKINDA DİSK'İN ÇANINA OT TIKAYACAĞIZ"

Yasa, mecliste yapılan görüşmelerde 4 ret oyuna karşılık 230 oyla kabul edildi. Bu maddelerin hepsi DİSK’te somutlanan işçilerin mücadeci anlayışını ve inisiyatifini kırmak ve sendikal harekette Türk-İş diktası getirmek için getirilmişti. Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk’ün “Çok yakında DİSK’in çanına ot tıkayacağız” açıklaması bunun net ifadesi oldu. Patronlar da bu yasa değişikliğinin arkasındaydı.

"İŞÇİ SINIFI HAZIR OL, BÜYÜK SAVAŞIMIZ BAŞLIYOR"

Maden-İş gazetesinin 15 Haziran günü yayınlanan özel sayısının başlığı “İşçi Sınıfı Hazır Ol, Büyük Savaşımız Başlıyor” idi. Tüm fabrikalarda dağıtılan gazetede iktidarın Türk-İş işbirliği yaparak DİSK’i yok etmek istediği anlatılıyordu. DİSK’e bağlı diğer sendikaların yayın organlarının Mayıs ve Haziran ayı sayılarında da işçiyi mücadeleye hazırlayan yazılar vardı.

15 HAZİRAN'DA EYLEMLER BAŞLADI

DİSK üyesi işçiler ise bu tasarıyı sert bir şekilde tartışırken, verilecek mücadeleler için işyerlerinde Anayasal Direniş Komiteleri adı verilen komiteler kurdu. 13 Haziran’da DİSK’e bağlı sendikaların yönetim kurulları ile işyeri temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Tasarının Mecliste kabul edilmesinden 4 gün sonra 15 Haziran 1970’te protesto eylemleri başladı. İlk gün 70 bin işçi ilk önce fabrikalarına girip çalışmadan beklediler. Daha sonra fabrika dışına çıkarak yürüyüşe geçti.

KEMAL TÜRKLER: "115 İŞYERİNDE DİRENİŞE GEÇİLDİ"

Direnişle ilgili ilk bilgiler sendikalardan, bölgelerden ve fabrikalardan DİSK Genel Merkezi’ne iletildikten sonra, yönetim bir basın açıklaması yapma kararı aldı. Babıâli’deki gazetelere kısa sürede iletilen basın açıklamasında Türkler şöyle diyordu: “Biz devrimci sendikalar olarak bu tasarıların özelliklerini işçilere anlattık. Bunun üzerine işçiler, bu tasarılar hükümetçe geri alınıncaya kadar direneceklerini belirtmişlerdir. Şu ana kadar aldığımız haberlere göre çeşitli illerin 115 işyerinde işçiler fiilen işi bırakmak suretiyle direnişe geçmişlerdir.”

GAZETELER MANŞETE TAŞIDI: "İŞÇİLER ANKARA ASFALTINDA YÜRÜYÜŞE GEÇTİ"

Dönemin solcu sayılan gazetesi Akşam, 16 Haziran 1970 tarihinde “1500 işçi dün Ankara asfaltında yürüyüşe geçti” manşeti ile 15 Haziran’a ilişkin olarak şu haberi vermiştir: “DİSK ve Türk-İş üyesi yüzlerce işçi dün Türk-İş’in tutumunu yermek için İstanbul ve İzmit’te yer yer direnişe geçmişlerdir. Ellerinde ‘Kahrolsun Türk-İş’, ’27 Mayıs Anayasasının Sahibi Biziz’, ‘Zafer Er Geç Emekçilerindir’, ‘Haklarımız İçin Sonuna Kadar Kavga Edeceğiz’ yazılı dövizler bulunan işçiler 18 km yürümüşlerdir.

EYLEMLERE MÜDAHALE EDİLDİ: GÖZALTINA ALINAN İŞÇİLER PROTESTOLARLA SERBEST BIRAKTIRILDI

Anadolu Yakası’nda Ankara Asfaltı üzerinde bulunan fabrikaların işçileri, Kartal’a doğru yürüyüşe geçti. Eylemlere Avrupa yakasındaki işçiler de katıldı. Eyüp bölgesindeki işçiler Topkapı’ya yürüdü. Bakırköy’deki fabrikalarda çalışanlar Londra Asfaltı’nı trafiğe kapattı. Levent bölgesindeki işçiler de Şişli-Taksim yönüne yürüdü. İstanbullu işçiler eylemler sırasında gözaltına alınan iki arkadaşlarını da protestolarla serbest bıraktırdı.

İŞÇİLER FABRİKAYI İŞGAL ETTİ, BİRLİKLER FABRİKAYI KUŞATTI

İşçiler Başbakan Süleyman Demirel’in kardeşi Şevket Demirel’in ortağı olduğu Haymak fabrikasını işgal edince Kartal Maltepe’deki 2. Zırhlı Tugay’a ait birlikler fabrikayı kuşattı.  Tuzla-Çayırova fabrikalarından çıkan işçiler de yolu keserek Gebze’ye doğru yürüyüşe geçti. İzmit bölgesindeki işçimler de iki koldan İzmit’e yürüdü.

150 BİN İŞÇİ SOKAKLARA DÖKÜLDÜ

16 Haziran 15 Haziran’a göre daha görkemliydi. Kimi verilere göre işçi sayısı 150 bini geçmişti ve Türk-İş yasanın arkasında olduğunu açıklasa da Türk-İş üyesi işçilerin sayısı DİSK üyelerini geçmişti. İstanbul’da işçiler üç koldan yürüyüşe geçti. Cağaloğlu’na gelen işçiler buradan Valiliğe yürümek istedi. İşçilerin yolu zırhlı askeri birlikler tarafından kesildi. İşçilerin bir kısmı bu barikatı aşarak Valiliğin önünden Eminönü’ye indi. Topkapı’dan gelen bir başka işçi kolu ise Unkapanı köprüsüne ulaştı. Beyoğlu ve İstanbul yakalarından gelen işçilerin birleşmesini engellemek amacıyla yetkililer Galata ve Unkapanı köprülerini açtı. Bunun üzerine bazı işçiler motorlarla Beyoğlu tarafına geçti. Geçemeyenler ise yeniden Topkapı tarafına doğru yürüdü. Levent ve Mecidiyeköy’de de kitlesel yürüyüşler yapıldı.

İŞÇİLERE ATEŞ AÇILDI

Anadolu Yakası’nda ise iki koldan yürüyüş yapıldı. Üsküdar yönüne yürüyen işçiler polis barikatının kurulması üzerine polisle çatıştı. Polisin silah kullanmasına karşın dağılmayan işçiler barikatı aşarak yola devam etti. Üsküdar’a ulaşan bu kol vapur seferlerini iptal edilmesi nedeniyle Avrupa yakasına geçemeyince Paşabahçe-Beykoz yönüne yürüdü. Kartal istikametinden gelen ikinci kol ise bölgedeki fabrikalardan katılımlarla daha da büyüdü. Kartal’da polis barikatı kurulurken, Çayırova’dan gelen işçiler Kartal’a yürüyüşe geçti. Katılımlar sürekli artarken çok büyük bir işçi kitlesi Kartal’a girmeyi başardı. Bir diğer kol Şaşkınbakkal’a geldiğinde buradaki polis barikatını aşarak yoluna devam etti. Fenerbahçe stadyumu önünde kurulan barikattan ise işçilere ateş açıldı. Burada çıkan çatışmada çok sayıda işçi yaralandı. Kadıköy İskelesi civarında da polis işçilere silahla ateş açtı. Açılan ateş nedeniyle ölen işçiler oldu. 16 Haziran’da Gebze, İzmit, İzmir ve Ankara’da da kitlesel eylemler yapıldı.

SIKIYÖNETİM İLAN EDİLDİ

İşçilerin kararlılığının dindirilememesi üzerine İçişleri Bakını, Vali ve DİSK yöneticileri İstanbul’da toplantı yaptı. DİSK Genel Sekreteri Kemal Sülker şu açıklamayı yaptı: “Girişilen tahripkar eylemlerle ilgimiz olmadığını İçişleri Bakanı’na söyledik ve kesinlikle bu tahripkar olayları tasvip etmediğimizi bildirdik. Ayrıca işçilere de radyoda bir uyarma yaparak kötü cereyanlara alet olmamalarını istedik.”  16 Haziran akşamüstünde İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan edildi. 21 DİSK yöneticisi gözaltına alınırken, 5 binin üzerinde işçi önderi işten atıldı. Yasa değişikliğine direnen pek çok fabrikanın işçisi üretimi durdurma eylemine devam etti. Bu nedenle bazı sanayi bölgeleri askeri birlikler tarafından denetim altına alındı.

DİSK YÖNETİCİLERİ EVLERDEN TOPLANDI

Sıkıyönetim Komutanlığı’nin emriyle DİSK’in ve üye sendikaların çeşitli kademelerinden şu yöneticiler ile işçiler gözaltına alındı. Kemal Türkler, Kemal Sülker, Yaşar Önsen (Lastik-İş Başkanvekili), Cavit Şarman, Şinasi Kaya, Hilmi Güner, Kadir Karatay (Termo Buhar’da işçi), Saffet Kayalar (İzmit Rabak’ta işçi) Neşet Demircan (İzmit Rabak’ta baştemsilci), Hakkı Öztürk (Maden-İş VII. Bölge Temsilcisi Vekili), Remzi Arslan (Arçelik’te sendika baştemsilcisi), Orhan Adem Sevinç (Sungurlar’da sendika temsilcisi ), Uğur Özdoğan (AEG-Eti’de işçi), Cemal Özdoğan (Gislaved’te işçi), Rafet Yıldırım (Beşiktaş Un Fabrikası’nda sendika baştemsilcisi), Burhan Şahin (İstanbul Matbaası’nda işçi), Ömer Geçer (Sütlüce Lastik Fabrikası’nda işçi), İsmet Demir (AEG-Eti Fabrikası’nda sendika temsilcisi), Şemsettin Akbaş (Farglas’ta sendika temsilcisi), Fehmi Nasuhoğlu (Abbott İlaç’ta sendika baştemsilcisi). Gözaltındakiler arasında Kimya-İş’ten Necat Ökten, TİP’ten Belediye Meclis Üyesi Can Açıkgöz ve öğrenci Sıtkı Coşkun da vardı. İzmit’te Madenİş Bölge Temsilciliği ve Lastik-İş Şubesi’nden toplam 50 kişi, Üsküdar’da beşi kadın 27 işçi gözaltındaydı. Bakırköy ve Kadıköy’de gözaltına alınanların sayısı 100’ü aşmıştı. Gözaltına alınanların 44’ü tutuklanmıştı. Kemal Türkler daha sonra serbest bırakıldı ama 23 Haziran’da tekrar gözaltına alınarak tutuklandı. Olaylar nedeniyle tutuklananların yerine tutuklu Genel Yürütme Kurulu üyelerinin onayı ile I. Bölge Temsilcisi Ergun Erdem, III. Bölge Temsilcisi Bahtiyar Erkul ve VI. Bölge Temsilcisi Hüseyin Ekinci geçici olarak ve vekâleten görevlendirildi

1971'DE YASA İPTAL EDİLDİ

Bu büyük direnişin ardından Mecliste kabul edilen tasarı 16 Haziran’da Cumhuriyet Senatosu’nda gündeme geldi. Tasarı yapılan değişikliklerle Cumhurbaşkanı’na gönderildi. Tepkilere karşın Cumhurbaşkanı yasayı 6 Ağustos’ta onayladı. Bunun üzerine TİP ve direniş üzerine tavır değiştiren CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Mahkeme 8-9 Şubat 1971 tarihinde aldığı kararla yasayı iptal etti. Sendikal yasalardaki değişiklikler ancak ‘80 darbesiyle yapılabildi. Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/323575/15-16-haziran-direnisi-isciler-sokakta-sel-gibi-akiyordu Kaynak: http://birlesikmetalis.org/maden_is/kitap/Dosya_15-16haziran.pdf?fbclid=IwAR2UBcu7QdBcfPjUqZcWK0DkAPgmXPMMBetNg6UoQCGguaqZHOFB0Zcgsqc