Dokuz8 TV yayınına katılan İstihdam uzmanı Sinan Ok, hükümetin asgari ücreti 2700 TL'ye çıkarma hamlesinin seçime delalet olabileceğini iddia etti.

İstihdam uzmanı Sinan Ok Dokuz8 TV’den Bekir Güneş’e gündemde olan asgari ücret artışı hakkında konuştu. Siyasilerin hem muhalefet hem de iktidar olarak gerçeklikten kopuk bir şekilde açıklama yaptığını belirten Ok, İktidarın önerebileceği asgari ücret tahminim 2 bin 700 lira bandında olacağını eğer 2 bin 700 lirayı aşarsa bilin ki 2020 yılı için bir seçim planı olabileceği açıklamalarında bulundu.

MUHALEFET DE İKTİDAR DA GERÇEKTEN KOPUK AÇIKLAMALAR YAPIYOR

Hem muhalefet hem de iktidar gerçeklikten kopuk bir şekilde açıklama yapıyorlar, 3 Bin lira ile 4 kişilik bir ailenin nasıl geçindiklerini merak etmiyorlar herhalde, ben açıkladıkları ücretleri gerçekçi bulmuyorum; Türkiye’de yoksulluk sınırı 8 bin liranın üstünde ve her ailede 1 ya da 2 işsiz var ve önerilen ücret yoksulluk sınırının yarısı bile değil. Bütün partiler için söylüyorum gerçekçi değil, geçinilebilir değil, insan onuruna yakışır bir şekilde değil. Asgari ücretin mantığı insanların insan onuruna yakışmayan bir şekilde çalıştırılmamasını engellemek. Kendi eğitim, sağlık, barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde düzenli bir gelirinin olması. Siyasilerin hazırladığı rakamlar sermayenin çıkarına nasıl dokunmayız üzerine kurulu. İşsizlik fonu işveren destekleme fonuna dönüştürülmüş durumda şimdi devlet işçinin primleri ile biriken bu fonu işverenlere sunmuş durumda, asgari ücret tespit komisyonu denen komisyonda bulunan işçi temsilcileri muhalefet şerhi düşeceklerdir diye düşünüyorum. İşçi temsilcilerinin bu miktarları onaylamamaları gerekiyor. Bu toplantılara katılan işçi temsilcileri bu miktarlar altına imza attıklarında işçileri temsil ediyor olmayacaklar.

İKTİDAR 2700 TL ASGARİ ÜCRET ÖNEREBİLİR

İktidarın önerebileceği asgari ücret tahminim 2 bin 700 lira bandında olacak. Eğer 2 bin 700 lirayı aşarsa bilin ki 2020 yılı için bir seçim planı var demektir. Yani önceki deneyimlerimizden biliyoruz asgari ücretin hızlı yükseldiği yıllarda hep bir seçim olmuştur. İktidarın bir seçim hesabı varsa toplumsal muhalefeti kısıtlamak için bu tarz yöntemleri kullanır ama yine de ben bu konuda çok iyimser değilim.

"1923 YILINDAN 2018 YILINA KADAR ALINAN BORÇ 2018'DEN GÜNÜMÜZE ALINAN BORÇ KADAR"

Çünkü iktidar denizi tüketti varlık fonunu tüketti. İktidar alabileceği maksimum tutarda şu an borçlanmış durumda, şöyle açıklayayım 1923 yılından 2018 yılına kadar alınan borcun toplamı ile 2018 yılından sonra alınan borç ile eşit. İktidar borç konusunda da sınırı aştı. Döviz şokları israflar ve denetimsiz bir kamu maliyesi artık yönetilebilir bir durumda değil, hükümet sayın Akşener’in önerdiği sistemi yapabilecek bir durumda değil.

"REKABET GÜCÜMÜZ UCUZ İŞ GÜCÜNÜ PAZARLAMA GÜCÜ"

İktidar 2010 yılından beri aslında asgari ücrete zam yapmadı yapmak istemedi. Reel olarak hedeflediği asgari ücreti ucuz bir işgücünü sağlayacak bir sistem üzerine kurulu, ülkenin rekabet gücünü aslında ucuz işgücü üzerinden yabancı sermayeye pazarlamak üzere kurulu, buna Katarlılar da dahil. Aslında yabancı sermayeye söyledikleri gelin bizim burada işgücümüz kayıt dışı denetimsiz isterseniz mülteci emeğimiz de var.

"ASGARİ ÜCRETLİ İNSAN SAYISI 10 MİLYON"

Şu an Türkiye’de asgari ücretli çalışan insan sayısı 10 milyon bandında normal koşullarda biz bu verileri Türkiye’de net konuşabilmeli ve bu verilere sahip olmalıydık. Türkiye’de şu anda biz kaç kişi asgari ücret il çalışıyor bilmiyoruz biz bunu bilmeden nasıl bir değerlendirme yapabiliriz? Yapamayız. Tahmini rakamlar üzerinden bir değerlendirme yapmamıza rağmen 10 milyon kişinin asgari ücret üzerinde bu çalışan iki insandan birinin asgari ücret ile çalıştığını gösteriyor. Bu sayı gelişmiş ülkelerin hiçbirinde yok. Ve ayrıca Türkiye’de bulunan 3 milyon üzerinde insanlar asgari ücretin 3’te biri gibi bir rakamlarla çalıştırılıyorlar. Şu an asgari ücreti bile alamayan milyonlara varan çalışan var. Ücretsiz çalıştırılan aile üyelerinin sayısı 2.7 milyon kişi, bu kişilerin iktidar özelinde asgari ücretli olarak kaydedilmemesi tamamen iktidarın bir tercihi. İktidar mevsimlik işçinin ücreti ile inşaat işçisinin ücreti ile uğraşmak istemiyor. Hükümet bunun farkında değil mi tabi ki farkında fakat bunu değiştirmek istemiyor.

"ALIM GÜCÜ HEP DÜŞÜYOR"

Asgari ücret yıllara oranlarsak hem altın fiyatları olarak hem döviz olarak bir düşüşe geçti ve yıllardır da alım gücü hep düşüyor. Asgari ücretliler yıllık kişi başına düşen para sayısının yarısından da bir miktar alarak yaşamaya çalışıyorlar.  Normal koşullarda Ak parti iktidarının 2012 yılında bize sunduğu şey 2023 hedefi olarak kişi başı milli gelir 25 Bin Dolar olacak diye sunmuşlardı. Ne hikmetse 2015 yılında bu verdiği sözleri unuttular. Sadece o da değil tabloya baktığımız zaman asgari ücret alanlar sistematik bir şekilde daha az pay alıyorlar ve yıllar içinde aldıkları pay da azalmış. Burada vergi politikaları da söz konusu tabi ki. Şimdi siz bir asgari ücretlinin gelirinin yüzde kaçının gıdaya gittiğini bakmaya gerek yok muhtemelen oraya gidiyordur. Bir asgari ücretli en düşük kaliteli markada bir dizüstü bilgisayarı almak için ne kadar çalışmak zorunda ?

"İNSANLAR CİNNETİN EŞİĞİNDE"

Tabloya baktığımız aman çarpıcı gerçeklerle karşılaşıyoruz. Dolar üzerinden artış zaten çok düşükken TL bazında da çok büyük bir artı olmamış. Bu tablo çok korkunç bu ülkede 10 Milyona yakın insan günlük ücret artışı olarak bir sigara paketi alabilecek kadar bir artış alıyor. Sadece sigara paketi ile örnek vermeyeyim temel gıda malzemelerin alabilecek durumda oluyor.  İnsanlar geçinemiyorlar ve cinnetin eşiğindeler. Dolayısıyla ben iktidarın asgari ücreti pek önemsemediğini düşünüyorum. Son sütunda 2 bin 673 diye bir rakam koydum ama 2 bin 700 lirayı geçeceğini sanmıyorum. İktidarın sermayeye yönelik tercihleri belli geçtiği anda da şunu bilin onu bir şekilde işsizlik fonundan ya da vergi indirimden karşılayacak, bu ilkede asgari ücretlinin verdiği vergi miktarı sermayederlerin kat ve kat üzerinde maalesef ülkede böyle bir çelişki var. İktidarın tercihi emekten yana değil. Tabloya baktığınız zaman 2010 yılında 392 Dolar olan asgari ücret 2020 yılında ise 336 Dolara düşmüş. Neredeyse 60 dolarlık azalış var. 2020 yılında daha çok düşeceğini de tahmin ediyoruz. Merkez bankası raporları da bu yönde. Şu an iflasını erteleyen işletme sayısı günden güne artıyor. Özetle asgari ücretli sayısını bilmiyoruz ve kaç kişiyle yaşadıklarını da bilmiyoruz.