696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname sonrası kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya geçme hakkı elde etmişti. Ancak bu geçiş başladığı günden bu yana sürekli hakları kısıtlanmaya çalışılan işçilere ilişkin son kısıtlanma adımı Sağlık Bakanlığı tarafından atıldı.

25 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren "Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi" kapsamında kadroya alınan Sağlık Bakanlığı'na bağlı temizlik işçilerinin sözleşmesinde işçilerin oluru alınmadan değişiklik yapıldı.
İşçilerin işlerini aksattığı iddiasıyla yapılan yeni düzenlemeyle birlikte sözleşmeye yeni maddeler ekleyen bakanlık işten çıkarmaların da önünü açtı. Haber Sol'un haberine göre Söz konusu düzenlemeyi Patronların Ensesindeyiz Ağı'na ileten işçiler düzenlemeye tepkili.
"Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin 4'üncü maddesi değiştirilerek yürürlüğe konulmuştur" ifadesiyle yeni sözleşme maddelerini işçilere dayatan Bakanlık, yeni sözleşmede yer alan maddeleri şu şekilde sıraladı: İşçi, işveren veya vekilinin, merkez teşkilatı hizmet birimlerinde / il sınırları içindeki işyerlerinde göstereceği yerlerde verilen görevi yapmakla yükümlüdür(2) İşçinin; il içerisinde belirlenen işyerlerinde kadrosu bulunmakla birlikte, il genelinde ihtiyaç hâsıl olduğunda, kadroya geçişi yapılan işi yapmak kaydıyla il içerisindeki birimlere bir mali yılda altı ay süreyle İl Sağlık Müdürlüğünce geçici olarak görevlendirilmesi yapılabilir. Görevlendirilen sürekli işçinin hizmetine ihtiyaç duyulduğu takdirde görevlendirme süresi altı ay daha uzatılabilir.

TUVALET TEMİZLİĞİNİ SAATLİK OLARAK ÇİZELGEYE İŞLER VE AMİRLERİNE KONTROL ETİRİP İMZALATIR

... Tuvaletlerin temizliği ile ilgili yaptığı işlemi tuvaletlere asılan çizelgeye saatlik olarak işler, çizelgeleri günlük olarak amirlerine kontrol ettirip imzalatır ve bağlı olduğu amirine teslim eder.
Tüm tuvalet, lavabo vb. yerlere konulan sıvı sabun, lavabo-pisuar koku giderici tablet, tuvalet kâğıdı vb. temizlik malzemeleri, temizlik personelince sürekli kontrol edilir. Temizlik işçisi olarak istihdam edilen personel; ameliyathane, morg, tuvalet, poliklinik yapılan yerler, acil sağlık hizmetinin yürütüldüğü alanlar, yataklı servisler, laboratuvarlar, görüntüleme alanları ile kamu hizmeti yürütülen idari birimler başta olmak üzere sağlık tesisinin temizlik yapılması gereken her türlü alanındaki temizliğinden sorumludur.
İşçinin kendi görev alanı ile ilgili iş ve işlemleri kendisine hatırlatıldığı halde yerine getirmemekte ısrar etmesi veya savsaklaması halinde, durum, bağlı olduğu disiplin amirince en az 2 (iki) tutanakla tespit edilir. Bu tespit üzerine işçinin sözleşmesi işveren vekilince kendisine yapılan bildirimi takip eden 6 iş günü içerisinde, 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının 2 inci bendinin h alt bendine göre aynı Kanunun 26 ncı maddesi uyarınca feshedilir.”

SÖZLEŞME SÜRERKEN YENİ KURALLAR EKLENEMEZ, DAYATMA YAPILAMAZ

Konuya ilişkin Haber Sol'a açıklamalarda bulunan hukukçu Kadir Sev, "696 sayılı Olağanüstü Hal KHK’sı uyarınca Sağlık Bakanlığına geçişi yapılan taşeron işçileriyle 2.4.2018 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır. Sözleşme kurallarının değiştirilmesi için öncelikle işçinin rızası ya da önemli bir başka neden olmalıdır" dedi. İşçi zararına olacak biçimde, üstelik bir genelge çıkarılarak değişiklik yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Sev, değerlendirmesine şu şekilde devam etti:
Değiştirilen 4’ncü maddede, işçilerin il sınırları içindeki başka birimlerde 6 ay geçici görevlendirilebileceği ve bu sürenin 6 ay daha uzatılabileceği öngörülmüş. Bu düzenlemeye göre işçi 1 yıl süreyle başka ilçelerdeki işyerlerinde çalışmak zorunda bırakılacaktır. Bu, iş koşullarında esaslı bir değişikliktir ve 4857 sayılı İş Yasasına göre işçinin rızası aranmalıdır.
Dördüncü maddenin yeni biçiminde; temizlik personeli görevini iki kez aksatırsa İş Yasasının 25’nci maddesi uyarınca iş akdinin derhal feshedilmesi öngörülmüştür. Atıfta bulunulan madde, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranılması durumunda feshedilmesini düzenlemektedir. Görevin iki kez aksatılmasını ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık olarak değerlendirmek doğru değildir.