Tempo Çağrı Merkezi'nin Batmanlı çalışanları maruz kaldıkları kötü muamele ve gasp edilen hakları için İstanbul'da firmanın genel merkezi önünde basın açıklaması yaptı. İşçiler atılan işçilerin işe iadesini talep ederek, "Derdimiz insan gibi yaşamayı sağlamak, asgari iş hukukundan kaynaklı haklarımızı elde edebilmek ve insanca muamele görmek" ifadelerini kullandı.

Tempo Çağrı Merkezi çalışanları Mecidiyeköy Aksoy İş Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Batman'dan İstanbul'a gelen Tempo Çağrı Merkezi çalışanları, DİSK İletişim-İş Sendikası, Batman HDP eski Milletvekili Mehmet Ali Aslan, İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK) ve Emeğin Gücü üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. Basın açıklamasını işten çıkarılan Tempo Çağrı Merkezi eski çalışanı Yunus Emre Yıldız yaptı.

"6 GÜNDE 11 SAATTEN 66 SAAT ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞTIK"

Yıldız, firmanın baskıları sonucu işlerinden atıldıklarını belirterek, şunları söyledi: "Bizler Batman’daki Tempo Çağrı Merkezi'nin baskılarına, hakaretlerine ve iftiralarına uğrayıp işten atılmış çalışanlarıyız. 500 kişiyiz ve çoğunluk olarak genç, yarımız ise kadınlarız. Dertlerimiz sıkıntılarımız var ki buraya şirket merkezinin önüne geldik. Aslında açıklamayı kendi mekanımızın önünde yapmak isterdik, ama konu Batman olunca ne basın açıklaması yapabiliyorsunuz, ne de imza toplamak için bir etkinlik yapabiliyorsunuz. Peki biz buraya neden geldik? Tempo Çağrı Merkezi, ana ortağı Japon Mitsui grubu olan en büyük müşterileri ise İngiliz Vodafone, diğeri Katarlı beinSports yani Digitürk şirketi. Onca ülkeler arasında kaldık, ama kendi memleketimizde şirket yerli, bizler ise yabancıyız. O kadar yabancıyız ki; herkese haftalık çalışma saati 45 saat, bize 6 gün günde 11 saatten 66 saat. Herkes iyi-kötü fazla mesaisini alır, bizler alamayız. Asgari ücretle çalışırız."

"DAYANAMADIK, SESİMİZİ DUYURMAK İSTEDİK"

Haklarını alamadıklarını ve kötü muameleye maruz kaldıklarını aktaran Yunus Emre Yıldız, şöyle devam etti: "Bu ülkenin ne kanunları ne de patronları bize bu ülkenin birer vatandaşıymışız gibi davranıyor. Köle gibi çalışıyoruz. Hadi köle gibi çalışmaya alıştık diyelim; ama o da yetmiyor. Hakaret etmeyi seven, bağırarak bir kadın çalışanımız üzerinden bayılttığını övünerek anlatan yöneticilerle uğraşıyoruz. Şu binadakiler, hesap kitap pazarlamayı iyi yapıyor. Batman’a ise 500 kişiye kim en kötüsünden muamele yapacaksa onu gönderiyorlar. Kölelik filmlerinde olan çavuşlar gibi. Bizler de dayanamadık, en sonunda sesimizi duyurmak istedik."

"HAKLARIMIZI ELDE ETMEK VE İNSANCA MUAMELE GÖRMEK İSTİYORUZ"

İşten atılan 20 kişinin işe iadesinin yanı sıra temel haklarının gasp edilmemesini istediklerini vurgulayan Yıldız, "Yöneticilerin o rahat rahat böbürlenerek anlattıkları birçok vakayı, kamuoyu ile yürekli basın yayın ve sosyal medya aracılığı ile paylaştık. 20 kişi ile kalmayacaktı belki de. Aslında listelerin dolaştığı 60 kişi olduğu söyleniyordu, ama yarattığımız bu tepki, kamuoyu ve destekleri şimdilik bunu durdurdu. Ama derdimiz sadece bunları durdurmak değil, derdimiz sadece atılan 20 arkadaşımızın işe geri alınması değil. Derdimiz insan gibi yaşamayı sağlamak, asgari iş hukukundan kaynaklı haklarımızı elde edebilmek ve insanca muamele görmek" diye konuştu.

"YANIMIZDA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ"

Çağrı merkezi çalışanlarının maruz bırakıldığı koşulların çok ağır olduğunu altını çizen Yunus Emre Yıldız, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Derdimiz sadece Tempo Çağrı Merkezi çalışanları da değil. Ülkede işsizlik var değil mi? Ama bakıyorsunuz her yer çağrı merkezi eleman ilanı ile dolmuş. Neden böyle? Çünkü çağrı merkezi çalışanları kesintisiz saatlerce çalışabiliyor. Çağrı merkezi çalışanları, en fazla meslek hastalığına yakalanan kesim belki de. Çağrı merkezi çalışanlarının birçoğunda 2. yılından itibaren işitme kaybı yaşamaya, 2-3 yıldan sonra da birçoğunda omurilik sorunları çıkmaya başlıyor. Sanki bu fiziki çalışmak koşulları çok iyiymiş gibi, sanki iyi ücretler alıp fazla mesailerimizi tıkır tıkır alıyormuşuz gibi bir de üstüne işi gücü sadece çalışanlara hakaret etmek olan yöneticilerle idare edilmekteyiz. Haliyle çağrı merkezlerinde sürekli bir sirkülasyon var, insanlar maalesef dayanamıyorlar. Ama bizler Batman gibi işsizlik oranının Türkiye ortalamasının 2,5 katı olan bir şehirdeyiz. Sabır dedik, bu da geçer dedik, ama geçmedi geçmiyor. Anladık ki sesimizi duyurmaktan, örgütlenmekten başka hiçbir çaremiz yok. Sizleri ve değerli kamuoyunu bizlerin yanında olmaya çağırıyoruz. Batman’da sesimizi çok fazla duyuramadığımız için buraya kadar geldik. Türkçe anlattık, ama derdimizi anlamak istemiyorlar. Umarım yabancı ortaklar ve müşteriler anlasın diye bir de Japonca, İngilizce ve Arapça anlatmak zorunda kalmayız."

HDP'Lİ ASLAN: "İŞÇİLER ALIN TERİ SOĞUMADAN İŞİNDEN EDİLİYOR"

HDP Batman eski Milletvekili Mehmet Ali Aslan ise, şu açıklamada bulundu: "Batman eski Milletvekili olarak Tempo Çağrı Merkezi çalışanlarının yanındayım. Her zaman haksıza karşı haklının yanında olmaya, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Batman'daki,Türkiye'deki işçiler bilsin ki, yalnız değiller. Dünyayı var eden emek sınıfıdır. Maalesef emek sınıfı sömürülüyor. Alın teri daha soğumadan işinden ediliyor. Bu korona döneminde iktidar sözde tedbirler almış. Ama bu dönemde işçiler daha fazla mağdur edilmişlerdir."