Gazze için ateşkesin sağlanmasını isteyen Erdoğan, İsrail'in sebep olduğu yıkımı tazmin edilmesi için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi. Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarında ısrar etti ve cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 şartının değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
-
"Gazze için atılacak en doğru adım, bir an önce ateşkesin sağlanmasıdır ve önceliğimiz ateşkesle birlikte kalıcı barışı tesis etmek olacak. Ateşkes sağlandığı takdirde İsrail’in sebep olduğu yıkımı tazmin etmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Gazze'deki hasar görmüş altyapıyı yeniden inşa etmek, yıkılan okullar, hastaneler, su ve enerji tesislerinin yeniden yapılması için çaba harcayacağız. Ateşkesin sağlanmasının ardından Gazze halkının yaşam koşullarını iyileştirmek, umutlarını yeşertmek için elimizden geleni yapacağız."
-
"Netanyahu gidicidir, kurtuluyoruz. İnşallah İsrail de kurtulacak ondan, tüm dünya Yahudileri de kurtulacak. Şu anda kendi ülkesinde halkın yüzde 60-70’i Netanyahu’nun karşısında. Çünkü hem ülkesine hem dünyaya ciddi fatura ödetiyor. Şu anda herkes onu silahla besliyor, parayla besliyor ama bu durum onu destekleyen ülkelere bir bedel ödetiyor. Yeter ki biz güçlü olalım."
-
"Şansölye bu konuya hiç girmedi. Yani Eurofighter’ı (savaş uçağı) veririz vermeyiz noktasında yorum yapmadı. Biz zaten cevabımızı açık bir şekilde verdik. Bu uçakları bize verirlerse verirler, vermezlerse çalacağımız kapı mı yok? Çok. İşte biliyorsunuz hava savunma sistemlerinde S400'den önce hangi adımlar atıldı? Amerika vermesi gereken hava savunma sistemlerini vermedi, biz de Rusya’dan S400 aldık. Şu anda S400’lerimiz var. Çok daha güçlü bir şekilde yola inşallah devam edeceğiz. Bizler kendi silahlarını üreten ve kullanan bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Savaş uçakları noktasında da ihtiyacımızı kalıcı olarak karşılayacak adımlar atıyoruz."
-
Biz bu ülkelere her görüşmemizde PKK/YPG dahil bütün bu terör örgütlerinin ülkelerindeki örgütlenmesini anlatıyoruz, FETÖ'yü anlatıyoruz. Ama bütün bunlara rağmen bazı ülkeler olumlu cevap veriyor ama geneli itibarıyla bakıyorsun hepsi anlattıklarımızı görmüyor, duymuyor.
-
Bu konuda istihbaratımız çalışıyor. Milli İstihbarat Teşkilatı uzun süredir yurtdışında tabiri caizse kurye, torbacı, alt düzeyleri bırakıp örgütün üst düzeyindeki nitelikli hedeflerine yöneldi. En son etkisiz hale getirdiğimiz PKK’lı terörist örgütün ideolojik yapısını 25 yıldır yöneten bir kişiydi. Yani örgüte katılımı 80’li yıllarda ve 25 yıldır örgütün ideolojik yapılanmasını şekillendiren ve yöneten bir kişi.
-
Bunlar şu açıdan önemli, PKK’nın sahadaki askeri kanadından daha önemli olan ideolojik örgütlenmesi. Çünkü elemanı onlarla devşiriyorlar. Ağ çıkarma, örgütü canlı tutma hep bunların işi. Etkisiz hale getirilen bu kişi çok kilit elemanlardan biriydi. Bu durum örgütte muazzam bir çöküntüye sebep oluyor. Çünkü eli silah tutan birini etkisiz hale getirdiğinizde yerine birini koyuyor ama 25 yıllık ideolojik örgüt hafızası olan birini etkisiz hale getirdiğinizde orada muazzam bir boşluk oluşuyor. Almanya nezdinde girişim yaptık. Almanya ile ilgili onlarla görüştük, taleplerimizi muhataplarımıza ilettik. Örgütsel faaliyet anlamında çok dağılmaya başladılar. Almanya’da daha ciddi bir mevcudiyetleri var. Biz peşlerinden gidiyoruz."
-
50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla “en fazla oyu alan aday seçilir” denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.