Geçen hafta Beşiktaş'ın başarısızlığını yazmıştım, bu hafta ise Fenerbahçe'nin başarısızlığını yazmak istedim. Fenerbahçe son 10 yıldır büyük bir başarısızlık içerisinde. Bu başarısızlık sadece futbol ve saha içi ile ilgili değil.
Fenerbahçe saha dışında da başarısız. Fenerbahçe'ye yönelik yapılan kumpaslara karşı Fenerbahçe yönetimleri krizleri iyi yönetemedi. Fenerbahçe o dönemlerde daha radikal kararlar alabilseydi, belki de bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Fenerbahçe o dönem otobüsü kurşunlandığında farklı bir tavır içerisinde olabilseydi, belki de bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Fenerbahçe her şeyi çok normal karşıladı.
Örneğin şike kumpas sürecinde ligden çekilebilirdi. Bu çekilme o dönemki bütün kumpası boşa çıkarırdı ve çok daha net sonuçları olurdu. Şampiyonlukları defalarca son dakikalarda alındığında karşı çıksaydı bir karşılığı olurdu.
Örneğin Denizli'de yaşanan tam bir rezaletti, ama Fenerbahçe bunun için hiçbir şey yapmadı. Ne yapabilirdi? Çok daha net bir tepki ortaya koyabilirdi. Bu tepkileri ortaya koyabilseydi sonraki senelerde son maçlarda giden şampiyonluklarda da farklı sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Rakiplerine karşı örneğin Galatasaray'a karşı daha net bir duruş ortaya koyabilirdi. Ama Fenerbahçe yönetimleri o dönemlerde bunların hiçbirini yapmadı.
Şimdi ise bunlarla hesaplaşmaya çalışıyor. Artık o köprünün altından çok sullar aktı. Fenerbahçe'nin 7 yıldır şampiyon olamamasının tek sebebini sadece saha içi başarısızlıklarla açıklamak sadece saflık olur. Son 7 yıldır Fenerbahçe'nin başına gelenler Türkiye'de çok az kurumun başına gelmiştir.
Ne Aziz Yıldırım yönetimi ne de Ali Koç yönetimi hiçbir zaman Fenerbahçe'nin haklarını iyi savunamadı. Şimdi gelinen noktada yeni bir başarısızlık durumu ile karşı karşıyayız. Bu defa ise sanki 2011 dönemi ile bir hesaplaşma oluyormuşçasına Trabzonspor şampiyonluğa gidiyor.
Trabzonspor'un nasıl şampiyonluğa gittiğini de bütün kamuoyu biliyor. Örneğin ana akım medyada TRT ve ASpor gibi hükümetin yayın organlarında, daha doğrusu Albayrak'ların yayın organlarında, Trabzonspor'un kollandığını ve Fenerbahçe'nin eleştirildiğini görüyorsunuzdur. ASpor gibi bir yayın organında Erman Toroğlu başta olmak üzere bütün yorumcular Trabzonspor'un şampiyon olması için dua ediyor.
Fenerbahçe daha sezona başladığı gibi hepsi Pereira'yı Ali Koç'u yerden yere vurmaya başladılar. Fenerbahçe içerisinde büyük çatışmaların olduğu iddia etmeye başladılar. O kadar çok bunu tekrarladılar ki sanki varmış gibi herkes davrandı. Aspor'un bu Fenerbahçe düşmanlığına TRT Spor'da da Rıdvan Dilmen eklendi. Rıdvan Dilmen sürekli olarak Pereira'nın sistemini eleştirerek 3'lü defansla oynamaması gerektiğini iddia etti.
Aynı Rıdvan Dilmen'ler Avrupa'da Chelsea gibi kulüplerin 3'lü defans oynamalarını da öve öve bitiremiyor. Bence Fenerbahçe'deki sorun 3'lü defans falan değil. Fenerbahçe'deki en büyük sorun dışarıdan sürekli takımın içine yönelik yapılan müdahalelerdir. Örneğin Pereira'nın hemen kovulması gerektiğini bin defa söyleyen Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe'nin kaptanı Mesut Özil'i alıp yanına Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye gidiyor.
Bir takımın hocasına sabahtan akşama kadar hakaret eden bir kişi nasıl o takımın kaptanı ile can ciğer dost oluyor. Peki bu takımın kaptanı can ciğer dost olduğu Rıdvan Dilmen'i mi dinler yoksa Rıdvan Dilmen'in düşmanca yaklaştığı hocası Pereira'yı mı?
Bu soru çok önemli ve hayatidir. Başta Fenerbahçe başkanı Ali Koç ve Fenerbahçe taraftarları bu soruyu kendilerine sormalıdırlar. Fenerbahçe oyun olarak bu ligin en iyi oyununu oynuyor. Oynadığı maçların yüzde 90'nında çok iyi oynayan ve birçok topları direkten dönen hatta penaltıları kaçan Fenerbahçe'nin kötü oynadığını iddia ediyorlar.
Sadece bu son Kayseri maçında 4 topu direkten dönüyor, 4 tane net gol kaçıyor, bir tane penaltı kaçıyor. Rakip 2 defa gelip 2 gol atıyor ama Fenerbahçe çok kötü oynadı deniliyor. Hayır skora değil de oyuna bakan insanlar Fenerbahçe'nin kötü oynamadığını görürler. Fenerbahçe kötü oynamıyor Fenerbahçe üzerinde kötü algılar var. Bunu Fenerbahçeliler'in iyi bilmesi lazım. Son dönemlerde çok fazla hoca değiştirildi çok fazla oyuncu gelip gitti.
Fenerbahçe'nin artık bir frene basması lazım. Pereira konusunda kim ne derse desin ısrar etmesi lazım. Mesut gibi isimler de eğer hocanın taktik anlayışını benimsemiyorsa gönderilmelidir. Şenol Güneş gibi isimler de asla Fenerbahçe ile anılmamalıdır.
Fenerbahçe bu sene de şampiyon olmayabilir. Futbolu güzel yapan zaten bunlardır. Bir takım her sene şampiyon olacak diye bir şey yok. Futbol kazanıldığı kadar kaybedildiği zaman da güzeldir. Ama futbol saha içinde kaldığı sürece çok güzeldir. Onun dışındakiler zaten futbol değildir siyasettir.