Kocaeli'de Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Flormar fabrikasında sendikalı oldukları için işten çıkarılan yüzlerce işçinin direnişi beş ayı geride bıraktı. "Burada direniş kadınların omuzlarında yürüyor" diyen Petrol-İş Gebze Şube Başkan Yardımcısı Şirvan Kırmızıçiçek, "Emekten yana olan herkesi, bütün sınıf dostlarını direnişin etrafında birleşmeye, destek olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
dokuz8HABER / Bahar Ünlü (@jeannrhys) - Barış Kop (@baris_kop )
Kocaeli Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Flormar fabrikasında çalışan işçileri beş aydır direnişte oldukları fabrikanın önünde ziyaret ettik. İşçiler bugüne kadar yaşanan süreci ve direnişin nasıl devam ettiğini dokuz8'e anlattı. Flormar fabrikasında çalışan işçiler, çalışma koşullarını iyileştirmek amacıyla 2018 başlarında Petrol-İş Sendikası’nda örgütlenmeye başladı. Sendikanın çoğunluk sayısına ulaşarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yetki belgesi alması üzerine şirket, çeşitli sebepler öne sürerek onlarca işçiyi aynı gün işten çıkardı. İşten atılan ve çoğu kadın olan işçiler, 14 Mayıs’ta haksız şekilde işten çıkarılmalarını protesto etmek amacıyla fabrika önünde direnişe başladı. Eyleme alkışlayarak, selam vererek destek veren diğer işçiler de ilerleyen günlerde çeşitli bahanelerle işten çıkarıldılar.
“YURTDIŞINDA YVES ROCHER’DE SENDİKA VAR”
Petrol-İş Gebze Şube Başkan Yardımcısı Şirvan Kırmızıçiçek süreci şöyle anlattı: “Petrol-İş’in burada bir örgütlenmesi oldu. Bundan haberdar olan işveren, sendika üyesi olan arkadaşlara önce baskı yapmaya başladı, istifaya zorladı. İstifa etmeyen tüm arkadaşlarımızın iş sözleşmelerini fesh etti. Yaklaşık ilk direnişimize başladığımızda 85 kişi çıkarmıştı. O günden beri direnişteyiz. Şu an 132 kişiyiz. Diğer içerdekilerden de selam veren el sallayan kim varsa kanunsuz eyleme destek vermekten iş sözleşmelerini fesh ederek dışarı çıkardı. Flormar bir kozmetik firması. Yüzde 51 hissesi Yves Rocher isimli firmaya ait. Yurt dışında Yves Rocher firmasında işçiler sendikalı ama maalesef ülkemizde sendika olmasına müsaade etmiyorlar.”
“BU DİRENİŞ KADINLARIN OMZUNDA YÜRÜYOR”
Kırmızıçiçek, işten çıkarılan işçilerin yüzde sekseninin kadın olduğuna değinerek, “Burada direnişin iradesini kadınlar temsil ediyor, bu direniş kadınların omuzunda yürüyor. Dayanışmayı en çok gösterenler de feminist kadın örgütleri oldu. Sesimizin dünyanın dört bir yanına yayılmasına yardımcı oldular. Biz sadece burada Flormar fabrikası önünde direnmiyoruz. Aynı zaman Türkiye'nin dört bir yanında satış mağazaları var. Oralardaki diğer sınıf dostlarımızla beraber onların ürünlerini protesto ediyoruz, boykota çağırıyoruz" dedi.
“GELMEDİĞİMDE KENDİMİ KÖTÜ HİSSEDİYORUM”
İşçilerden Filiz Kılıç, “Haklı olduğumuz halde işten çıkarıldık tekrar sendikalı bir şekilde işe girmek istiyoruz” dedi. Kılıç, Flormar’dan henüz bir görüşme talebi gelmemesine ilişkin şaşkınlığını ifade etti: “Beş ayı devirdik. Oturup iki kelime dahi etmediler. Markaları yerle bir oldu. Hala bizimle konuşmaya gelmiyorlar, şaşkınlık içindeyiz." Kılıç, 5 aylık direniş sürecinde nasıl hissettiğini, “Hemen her gün buradaydım. Buraya gelmediğim zaman kendimi kötü hissediyorum. Evden işe gider gibi çıkıyoruz, akşam da aynı şekilde dönüyoruz. Ben işe gidiyorum gibi hissediyorum, soranlara da 'işe gidiyorum' diyorum” şeklinde ifade etti.
“ÇİN SEDDİ GİBİ SET ÇEKTİLER”
İşçilerden Zuhal Aktaş, şirketin fabrika kapısına çektiği tel örgü ve brandaları anlattı: “Biz içerideki arkadaşlarımıza seslenip onları görebiliyorduk. Kapı üstünde tel örgü vardı, üstüne bir kat daha çıkıldı. Branda gerdiler. Taburelerin üstüne çıktık. Yırtılınca başka çözümler aradılar, Çin Seddi gibi bir set çektiler, bizi ulaşamaz hale getirdiler. Şu anda beş altı tabure koymadan içeriyi göremiyoruz. Sadece kapı açılıp kapandığında el sallayabiliyoruz birbirimize." Aktaş, çalışmaya devam eden işçilerden bazılarıyla iletişimde olduklarını söyleyerek, “İçerdeki arkadaşlarla telefonla konuşuyoruz, iletişimimizin devam ettiği arkadaşlar var. Memnun değiller, hapishane gibi bir hayat yaşıyorlar içerde” diye konuştu.
“İNATLA, HIRSLA DEVAM EDİYOR”
4 yıldır çalıştığı işyerinden çıkarılan Ayşe Durucan, hayatında ilk kez böyle bir eyleme dahil olduğunu belirterek, "Gurur verici bir şey. Kendi mücadeleni verebilmek, hakkını yedirmemek, hakkın için çaba göstermek gerçekten çok önemli” dedi. Durucan, aylardır direnmenin zorluklarından da bahsetti: “Bazılarımız ailesine destek olamıyor, aileler de haklı olarak bunun nereye kadar gidebileceğini bilemiyor. Maddi zorlukları var, birçoğumuzun borçları var. Hiçbir şekilde bırakmadık, bırakmayı düşünmedik. Sonuna kadar direnmeyi düşünüyoruz, inatla, hırsla.”
“BİR MÜCADELE VAR”
“Bu insanlar anayasal haklarını kullandıkları için kapı dışarı edilen arkadaşlarımız. Sendika olarak her zaman işçilerimizin yanında olduk. Bu süreç fazla sürdü, sıkıntılı geçiyor ama bir mücadele var mücadele azmi var, kararlılık içerisinde eylemimizi yürütüyoruz" diyen Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz, "Yurt içinde ve yurt dışında pek çok girişimimiz oldu ama maalesef birçok zarara uğramasına rağmen şirket yanaşmıyor. iş dünyası bunun olmasını istemiyor. Çünkü bu örgütlenme olduğunda, işçi sınıfının, örgütsüz işyerlerinin gözünü açacaktır. Olmaması için gayret gösteriliyor, bir taraftan da olması için biz mücadele ediyoruz” ifadeleri ile süreci özetledi.