Haber: Feyza Çebi

AKP hükümetinin uyguladığı yeni yasal düzenlemeler ve teknik önlemler, dijital alanda ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı etkiler yaratırken, artan erişim engellemeleri ve içerik kaldırma talepleriyle çevrim içi haklar ciddi anlamda baskı altında.

Raporda, mobil internet hızlarındaki artışa rağmen, sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen uzun hapis cezaları, hükümete yönelik eleştirel içeriklerin sansürlenmesi ve çevrim içi alanın hükümet kontrolüne tabi tutulması, 2023-2024 döneminin en dikkat çekici gelişmeleri arasında yer alıyor.

İnternet özgürlüğü üzerindeki artan baskılar

Freedom House raporuna göre, Türkiye’de internet özgürlüğü üzerindeki baskılar, hükümetin uyguladığı yasal düzenlemeler ve sansür politikalarıyla daha da yoğunlaştı.

Özellikle sosyal medya platformları üzerindeki kısıtlamalar, ifade özgürlüğünü sınırlayan en önemli unsurlardan biri haline geldi. 2023 yılında, hükümetin sosyal medya platformlarında hükümet karşıtı içerikleri engellemek amacıyla yürürlüğe koyduğu yeni düzenlemeler, platformların Türkiye’de temsilcilik açmalarını zorunlu hale getirdi.

Bu düzenlemelere uymayan platformlar ise reklam yasakları ile karşı karşıya kaldı. Örneğin, Temmuz 2023’te X platformuna (eski adıyla Twitter) uygulanan reklam yasağı, platformun yerel bir temsilci ataması sonrası bu yıl kaldırıldı.

Fakat, bu yasal düzenlemelerle birlikte çevrim içi alanda muhalefet ve hükümet eleştirilerine yönelik baskılar da arttı. Özellikle Kürt siyasetçiler ve aktivistler, geçmiş yıllarda sosyal medya paylaşımları nedeniyle uzun hapis cezalarına çarptırıldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, 2014 yılına ait sosyal medya paylaşımlarına dayanarak sırasıyla 42 ve 30 yıl hapis cezalarına mahkûm edildi.

İnternet altyapısındaki sınırlamalar

Öte yandan Freedom House raporu, Türkiye’de internet altyapısındaki gelişmelere de yer veriyor. Mobil internet hızları 2024 yılı itibarıyla ortalama 40.42 Mbps’ye yükselirken, sabit geniş bant internet hızları ise 41.51 Mbps olarak kaydedildi.

İnternet erişimi oranı, 2024 yılı başında yüzde 95,5’e ulaşarak önemli bir ilerleme kaydetti. Ayrıca, mobil erişim oranı yüzde 93,8 olarak bildirildi. Bununla birlikte, Türkiye’de internet fiyatlarının yüksek olması, halkın internet erişimini önemli ölçüde kısıtlamaya devam ediyor.

Türk Telekom’un Temmuz 2023’te sabit hatlı internet hizmetlerinde yüzde 38 oranında tarife artışı yapması ve port ücretlerini yüzde 70 artırması, internet hizmetlerinin giderek daha pahalı hale geldiğini gösteriyor.

İnternet fiyatlarındaki bu artış, ülkedeki yüksek enflasyon oranlarıyla birleştiğinde, özellikle kırsal kesimlerde internet erişimini daha da zorlaştırıyor.

2024 yılında Türkiye'deki enflasyon oranı yüzde 68,5 olarak bildirilirken, bazı bağımsız kaynaklar enflasyon oranının yüzde 124,6 seviyesine kadar yükseldiğini ifade ediyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli haneler için internetin bir lüks haline gelmesine yol açtı.

2023'ün şubat ayında meydana gelen büyük depremde, Türkiye’nin güney bölgelerinde internet altyapısında büyük hasarlara neden oldu.

Deprem sonrasında internet hizmetlerinde yaşanan kesintiler, ülke genelinde pek çok kullanıcının bağlantı sorunlarıyla karşı karşıya kalmasına yol açtı. Özellikle Malatya gibi ağır hasar gören bölgelerde, internet erişimi hâlâ büyük zorluklarla sağlanıyor.

Sansür uygulamaları arttı

Bununla beraber Freedom House raporu, AKP hükümetinin internet üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik uyguladığı çeşitli teknik ve yasal yöntemlere de dikkat çekiyor.

2023 yılı boyunca hükümet, internet içeriklerine erişimi sınırlandırmak için çeşitli yöntemler kullandı. Anayasa Mahkemesi’nin, kişilik haklarını ihlal eden içeriklerin engellenmesiyle ilgili bir yasayı iptal etmesine rağmen, bu kararın yürürlüğe girmemesi nedeniyle hükümet, erişim engellemelerine devam etti. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’de 953 binden fazla alan adı ve 260 bin URL engellendi.

Özellikle Kürdistan coğrafyasına odaklanan haber siteleri, hükümeti eleştiren içerikler ve azınlık haklarıyla ilgili yayınlar, sıklıkla erişim engellemeleriyle karşı karşıya kaldı.

Mezopotamya Ajansı gibi bağımsız haber platformları, "milli güvenlik" gerekçesiyle sık sık sansüre maruz kaldı. Ayrıca, Ekşi Sözlük gibi platformlara yönelik erişim engellemeleri de devam etti. Ekşi Sözlük, 2023 yılı boyunca yedi kez engellenirken, platformun bazı alternatif alan adları da erişime kapatıldı.

Bu yılın başlarında, Apple ve Google’ın uygulama mağazalarından Ekşi Sözlük’ün uygulaması da kaldırıldı.

Aynı zamanda, içerik kaldırma talepleri de artış gösterdi. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile fertleriyle ilgili haberler, sık sık erişim engellemeleri ve içerik kaldırma talepleriyle karşılaştı.

Sosyal medyaya dönük baskılar

Freedom House raporu, çevrim içi aktivizmin de hükümetin hedefi haline geldiğini belirtiyor. Sosyal medya platformları, hükümeti eleştiren içeriklerin yayıldığı en önemli alanlardan biri haline geldiği için bu platformlar üzerindeki kontrol mekanizmaları sıkılaştırıldı.

Hükümetin çevrim içi muhalefeti bastırmak için kullandığı yöntemler arasında sosyal medya platformlarına erişim engelleri, içerik kaldırma talepleri ve kullanıcıların hukuki yaptırımlarla karşılaşmaları yer alıyor.

Raporda, Türkiye'de internet kullanıcılarının artan bir şekilde otosansüre başvurduğu ve birçok gazeteci ve akademisyenin hassas konulara dair çevrim içi yorum yapmaktan kaçındığı vurgulanıyor.

Özellikle Kürt meselesine ilişkin çevrim içi yayınlar ve LGBT+ içerikleri, sansürlenme riskiyle karşı karşıya. Hükümet, LGBT+ haklarını savunan içeriklere yönelik sıkı kontroller uygularken, LGBT+ temalı film ve dizilere yönelik içerik sansürü de artırıldı.

Bununla beraber, Türkiye’de çevrim içi faaliyetler nedeniyle hapis cezasına çarptırılan pek çok gazeteci bulunuyor. Bu yıl itibarıyla sosyal medya paylaşımları ve çevrim içi içerikleri nedeniyle tutuklu bulunan 13 gazeteci olduğu bildiriliyor.

AKP iktidarının uyguladığı sansür politikalarının yanı sıra, ekonomik zorluklar ve yüksek internet maliyetleri, halkın dijital dünyaya erişimini sınırlayan başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Raporda, Türkiye’nin internet özgürlüğünü yeniden tesis etmesi için uluslararası insan hakları standartlarına uygun yasal reformların yapılması gerektiği vurgulanıyor.