Cihan, Belgeler karşısında herhangi bir hukuki süreç işletilmemesine ilişkin, "Adalet hep sorunluydu ancak artık yargı mekanizmasının hiç işlemediğini söyleyebiliriz. Bunca delillerle ortaya sermemize rağmen ve bu paralar halkın parası olmasına rağmen kimse bir şey yapmıyor. Demek ki çözülmesi gereken daha ciddi bir sorunumuz var tek tek savcıları aramak yerine. O da adalet ve demokrasi sorunu" dedi.
ARTI TV'de konuk olan gazeteci Metin Cihan, Canikli dosyası ile ilgili detaylarını değerlendirdi.
"ŞİRKETLER SİYASİ ERK ELİYLE YÖNETİLİYOR"
Canikli'nin yolsuzluklarının görünenden çok daha fazla olduğunu belirten Cihan, el konulan şirketler üzerinden gerçekleşen ‘el koyma’ faaliyetlerine ilişkin şunları söylüyor: “Darbe girişiminden kısa süre sonra, Başbakan Yardımcısı olduğu dönemden hemen önce kendisine TMSF yetkisi veriliyor. Şirketlere el konulacak ve bu şirketler mahkeme üzerinden değil de yönetimleri bizzat siyasi erk tarından yönetilsin diye bir mantık yürütüyorlar. Ve bu yetki Nurettin Canikli’ye veriliyor. Canikli de devlet adına ve devleti temsilen kendisine emanet edilen bu şirketlerin yönetimlerine kendi yakınlarını yerleştiriyor. Öyle ki 2014 yılından beri özel kalemi olan aynı zamanda şoförlüğünü yapan Salih Fatih Paşaoğlu, Koza’nın ve Akın Çorap’ın yönetim kurulu başkanı yapılıyor.”
"ŞİRKETLERE KENDİ TANIDIKLARINI YERLEŞTİRİYOR"
"Yine kendi çevresinden yeğeni Kemal Canikli, o da çok odak noktasında Ertunç Laçiner Boydak’a yerleştiriliyor ve sonra da kayıplara karışmış durumda. Milyon liraları bulan bir yolsuzluk Slovakya’da gerçekleşiyor. Özetle aldığı sorumlulukla sahip olduğu bu şirketlerin yönetim belirleme hakkını bütünüyle kendi lehine kullanıyor. Kendi tanıdıklarını yerleştiriyor ayrıca kendisinin bir şirketler organizasyonu var bunu da tespit edebiliyoruz. Hepsi tekbir adreste toplanıyor. Sonra da bu şirketlerin içerisinden para transferi varlık transferi olanakların transferi gibi yöntemlerle zimmete geçirmek diye tanımlayabileceğimiz suç ortaya çıkıyor."
"RESMİ HİÇBİR GÖREVİ OLMAMASINA RAĞMEN KOORDİNASYONU SAĞLIYOR"
Açıklanan belgelere rağmen herhangi bir yargı mekanizmasının işletilmediğini belirten Cihan, “Neredeyse tam olarak arpalık olarak belirlenmiş. Bunlar dolayısıyla zaten bilinen şeylermiş gibi aslında yeni de dillendirilmiyor. Bir kısmı bir süredir konuşuluyor. Ya da bazı belgeler daha önceye çıkmış. Ben daha sistematik bir şekilde üzerinde durmaya çalışıyorum. Ne yazık ki o taraflarda şu ana kadar bir hareketlilik yok. Kemal Canikli burada yönetimlere atanan isimlerden değil o konuda biraz hassas davranmış diyebiliriz, aynı soyadını taşıyan kişiyi yerleştirmemiş. Ancak bir whatsapp gruplarında ve Nurettin -Kemal Canikli arasındaki iletişimlerde bu işin koordinasyonunu yürütmek şeklinde bir görev üstlendiğini görüyoruz. Hem Koza için hem Akın Çorap için hem Boydak için Slovakya’ya gidip geliyor. Resmi hiçbir görevi olmamasına rağmen. Ve ilginçtir bu değişik şirketlerin yönetimindeki değişik isimler hep Kemal Canikli’nin arkadaş çevresi gibi” dedi.
Şirketlerdeki Kemal Canikli’nin çevresinin örgütlenme sürecini, THY yollarındaki Bilal Erdoğan çevresinin yapılanmasına benzeten Cihan, “İlginç örnekler var. Adil Kılıç’a yine Boydak’ın Slovakya’daki yolsuzlukta görüyoruz çünkü buradaki şirket ortaklarından biri olarak görülüyor resmi kayıtlarda. Adil Kılıç, önce Akın Çorap’a yerleştiriliyor yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak başkan da özel kalemi bu arada Canikli’nin sonra aynı ilde başka bir çorap fabrikası kuruyorlar. Nurettin Canikli’nin organizasyonuyla bu kez oradan alınıp yeni kurulan çorap fabrikasının başına yerleştiriliyor kuruluş aşamasından milli Savunma Bakanlığı’nın ihalesine katılabilecek kadar yetki sahibi oluyor. Çok enteresan bir şekilde çok rahat davranmış Canikli bütün bu şirketlerin adresi tek bir yere çıkıyor. Şimdi taşınmaya başlıyorlar ama hepsi yine aynı adrese taşınıyor” dedi.
"ELİMDEKİ BELGELER SADECE BİNDE BİRİ KADAR"
Canikli’nin normalde avukatlarını çok hızlı kullanan biri olmasına rağmen, ‘dava açacağım’ diyip açmamasına değinen Cihan, “Çünkü onun için zor bir karar bu belgelerin mahkemeye taşınması, konuşulur hale gelmesi zor bir karar. Ama yalanlaması bile bir Tweet atıyor ve büyük harflerle ‘YALAN’ yazıyor. Düşünün ben belgelere ulaştım yenilerine ulaşmaya çalışıyorum muhtemelen binde biri falandır bende olan. O her belgeye ulaşabilir, elinin altındadır zaten eğer yalan olsaydı bunu belgelerle kanıtlayabilir olması çok kolay olurdu. Çoğunlukla suskunluğunu koruyor. Kılıçdaroğlu, konuştuktan sonra yanıt vermek durumunda kaldı. Durum bu açıdan kötü görünüyor onun açısından” değerlendirmesini yaptı.
"YURT DIŞINDA ÇOK SAYIDA GAYRİMENKUL ALIYORLAR"
Cihan, şirketlerdeki yolsuzluk iddialarının yurtdışı boyutuna da değinerek, “Bugün paylaştığım belgelerde Koza Holding’den Akçadağ İnşaat adı altında aslında kendi ortağına, kendisinin yine aynı adreste kendisinin de bankaya verdiği bir adreste bulunan bir şirkete transfer yapıldığını görüyoruz. Aynı kişiyi araştırdığımda örneğin başka bir yurtdışı şirketi de var. Muhtemelen paranın dışa çıkışı bu tip paravan şirketler aracığıyla oluyor. Ancak bunları belgelediğim zaman sunabilirim. Elbette yurtdışı ayağı var. Yine takip ettiğim mesajlarda görüyorum örneğin Amerika da simit sarayı alıyorlar. Çok sayıda gayrimenkul alıyorlar. Bu paralar bir şekilde Türkiye’den çıkıyor tabii ki. Belki şuan da bunu daha hızlı yapıyorlardır. Mekanizma deşifre olduğu için” öngörüsünde bulundu.
"CANİKLİ, PARTİ İÇİNDEN DESTEK BULMUYOR"
AKP içerisinde Canikli’ye herhangi bir destek olmadığını öne süren Cihan, parti içindeki kliklere ilişkin, “AKP içindeki Soylu karşıtı örgütlenmenin bu belgelerin bana ulaşmasında herhangi bir etkisi olduğunu söyleyemem. Ama yazışmalarda ve belgelerde gerçekten böyle klikler olduğunu görüyorum. Çok açık bir şekilde örneğin Karadeniz’de Süleyman Soylu kliği, Berat Albayrak kliği, biraz daha küçük olmak üzere Canikli kliği var. Canikli, parti içerisinden hiç destek bulmuyor alışık olmadığımız bir şekilde. Son seçimlerde 3 bin seçmenli ilçede bile son seçimlerde kaybetti. Hem partisin de hem de yerelde Giresun’da insanların bıkmış bir hali var. Yine şunu da görüyorum Canikli ve bu organizasyonu yapan ekip de diğerlerini sevmiyor. Böyle bir dava şuuru, ortaklık falan zannettiğim kadar bir bağ olmadığını gördüm kendi aralarında. Küfürler ve hakaretler havada uçuşuyor. Herhangi bir saygı ya da ortak bir düşünceyi paylaşıyorlar gibi bir izlenim edinmedim” dedi.
"YARGI MEKANİZMASININ HİÇ İŞLEMEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİZ"
Cihan, belgelerin ortaya çıkmasına rağmen adli makamlarca herhangi bir soruşturma başlatılmamasını eleştirerek, “İnsanlar bu belgeler karşısında hiçbir şey yapılmamasına ilişkin öfkeli. Belki de karamsarlık yaratıyor. Bu Türkiye’deki yargı mekanizmasının bir çeşit sonlandığını gösteriyor. Adalet hep sorunluydu ancak artık yargı mekanizmasının hiç işlemediğini söyleyebiliriz. Benzer şekilde demokrasi adına da hiçbir şey kalmadığını söyleyebiliriz. Ben bu sebeple paylaşımlarımda çağrı yapmıyorum. Savcılar el atsın birileri bir şey yapsın diye. Aslında bir şey daha ortaya çıkıyor bu yitirdiğimiz şey ortaya çıkıyor. O da adalet ve demokrasi. Bunca delillerle ortaya sermemize rağmen ve bu paralar halkın parası olmasına rağmen kimse bir şey yapmıyor. Demek ki çözülmesi gereken daha ciddi bir sorunumuz var tek tek savcıları aramak yerine. O da adalet ve demokrasi sorunu” dedi.