Gazeteci İsmail Saymaz, Gazeteci Hilal Köylü’nün “Erdoğan ile aranızda görüş ayrılığı var mı?” sorusuna tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli’nin aslında kime kızgın olduğunu açıkladı.
Saymaz, Bahçeli’nin hedefindeki ismin AKP’li Şamil Tayyar olduğunu işaret etti. Saymaz, “Devlet Bahçeli’nin Hilal Köylü’nün şahsında aslında iktidar mensubu olarak bilinen iktidar adına konuşanlara seslendiğini düşünüyorum. Yoksa Hilal Köylü’nün iktidarla bir alakası yok. Muhalif, bir gazeteci. Onunla bir alıp veremediği yok ama o soruyu biri soracaktı ve o bu cevabı verecekti, ona denk geldi diye düşünüyorum” dedi.
Halk TV canlı yayınında konuşan Saymaz’ın ifadeleri şöyle:
“Hilal Köylü üzerinden daha fazla kişiye cevap veriyor bana sorarsanız. Onlardan biri de hepimizin aklına gelen isim Şamil Tayyar. Şamil Tayyar ne dedi? Tayyar Devlet Bahçeli’nin İmralı davetinden, Erdoğan’ın haberinin olmadığını söyledi. Kayyum atama kararından da Devlet Bahçeli’nin bilgisinin bulunmadığını ileri sürdü ve bu durumu bir erken seçimin arka planı diye niteledi. Yani bunun ardından bir erken seçim tetiklenebilir diye ifade etti. Dedi ki: Kayyum atamasından Devlet Bey’in haberi yok. Erdoğan Bahçeli’nin önerisini zarifçe rafa kaldırıp kayyum atadı. Bahçeli kayyum politikasına seçecekti. Bu da erken seçimi tetikleyebilir dedi.
Ben bu bakımdan Devlet Bahçeli’nin Hilal Köylü’nün şahsında aslında iktidar mensubu olarak bilinen iktidar adına konuşanlara seslendiğini düşünüyorum.
Yoksa Hilal Köylü’nün iktidarla bir alakası yok. Muhalif, bir gazeteci. Onunla bir alıp veremediği yok ama o soruyu biri soracaktı ve o bu cevabı verecekti, ona denk geldi diye düşünüyorum.
‘TÜRKÖNE DİYOR Kİ…’
Türköne de ben bir yazısını okudum. Türköne diyor ki: Devlet Bahçeli devleti temsil ediyor, Erdoğan da hükümeti temsil ediyor. Erdoğan hükümeti Bence zorlama bir yorum. Ben oradaki yoruma çok katılmadım. Benim aklıma uymadı. Öyle olsaydı Erdoğan başka kararlarda bildiğini okumazdı. Bana çok zorlama geliyor ama Mümtaz’er Türköne hangi saikle olduğunu bilmiyorum, böyle bir yoruma varmış.
Bunda tabii ki Mümtaz’er Türköne’nin cezaevinden çıkmasını Devlet Bahçeli’nin sağlaması etkili olabilir. Aynı anda cezaevine onu atanın Erdoğan olması da bunun bir nedeni olabilir.
Cezaevinden çıkarının yanında durup, cezaevine atana öfkesini yöneltiyor olabilir. Ama ben şunu da duydum yani Devlet Bahçeli’nin İmralı’yı Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmak hatta mümkünse meclise kadar getirip PKK’ya silahları bırak çağrısı yaptırmak Mümtazer Türköne’nin fikri olabilir diye bana bir bilgi ulaşmıştı.
‘TÜRKÖNE, ÖCALAN’I PAŞA YAPALIM DEMİŞTİ’
Mümtazer Türköne Zaman gazetesi yazarıyken 2011-12 olsa gerek, şöyle şöyle bir öneri getirmişti. “Öcalan’ı paşa yapalım” demişti. Bu bir Osmanlı adetidir. Eşkıyayı dağdan indirip ona paşa verip hizaya çekmek. biz de bunu Bodrum’a, Türkbükü’ne gönderelim. Paşa yapıp oraya yollayalım dedi. O zaman çok tartışılmıştı. Şimdi Devlet Bahçeli’nin önerisi de buna yakın bir öneri olduğu için, bunu andıran bir öneri olduğu için acaba yani Mümtaz’er Türköne’yle müzakere ederek mi bu sonuca vardı diye bir görüş ileri sürülmüştü.
Ben bunu MHP’lilere sorduğumda “Ne münasebet?” falan dediler. Çok doğrulamadılar. Neyse. Şimdi Devlet Bahçeli bence Şamil Tayyar ve daha çok Ak Parti cenahında bulunanları kastediyor olabilir. Mümtazer Türköne’yi çok kastettiğini zannetmiyorum çünkü Mümtaz’er Türköne, Devlet Bahçeli savunusu yapıyor.
Her fırsatta. Televizyona çıkıyor, Medyascope’a çıkıyor. Öyle yazdığı yazıda da bu yönde bir ifade kullanıyor. Ben şimdi MHP’den konuştuğum yetkililer daha bugün biriyle konuştum. Dedi ki: Ak Parti ile MHP gerilir ama Devlet Bahçeli ile Erdoğan gerilmez.
Hiç öyle olduğunu düşünmüyorum. Bu mesele dışarıya karşı bir aradayız, kenetlenmiş durumdayız, aramızdan su sızmaz. Efendim surda bir gedik açtırmayız biçiminde görünüyor olsa da içeride ben dikkate değer bir gerilimin olduğunu zannediyorum”