TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, tutukluluğunun 101'inci gününde hakim karşısına çıktı. Mahkeme salonunun küçük olması nedeniyle geç başlayan duruşmada Merdan Yanardağ savunmasını yapıyor. "Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma davasıdır" diyen Yanardağ, şunları söyledi: 

“Bu dava Türkiye’yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek indir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim. Tele1’in hem yönetim kurulu başkanı, hem genel yayın yönetmeniyim. Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1’in yayınlarından dolayıdır. Yaptığım programın süresi 50 dakikadır, bu programda suçu ve suçluyu övmemişim, ne olduysa ‘Türkiye bayrama giderken gündem boş çılgın bir gazeteciyim gündem yaratayım’ demişim böyle bir şey olabilir mi?

Böyle bir muameleye karşılaştım beni niye tutukladınız ya adresin belli tüm çağrılara uyumuşum hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.

"HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK ETMİŞİM"

Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı yok Tele1’in önüne gelip bir protesto var mı, yok ama halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım. Beni destekleyen binlerce tweet var bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız.

Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program. 5 konudan biri CHP’deki değişim tartışmaları. En uzun bölüm Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısı üstelik de eleştirmişiz Kılıçdaroğlu’nu, İmamoğlu’nu konuşmuşuz .

Üçüncü konu Özgür Özel’le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir internet sitesinde Ensari oğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş’ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.’

Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianame Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış.

Tele1’de bu güne kadar 3000 program yapmışım 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış 25 haziranda sosyal medyaya yüklenmiş. Ebabil var ya kapatılan onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış.

Neden bu konuyu tartıştık? AKP’nin yeni izleyeceği politikayı tartıştık. Öyle bir montaj yapılmış ki önü arkası yok. Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız. Terör eylemi övülmemiş. Hepimizin evinde Dostoyevski kitapları var. Çara suikast yaptı, idama mahkum edildi arkadaşları kurşuna dizildi, çar tarafından affedildi. Şimdi ben Dostoyevski’yi övmüş mü oldum? 

Necip Fazıl’dan örnek verelim; alkole düşkündür, kumara düşkündür, fotoğrafları vardır. Besleme basının ortaya çıkma sebebidir. Menderes’e ‘kapınızda it gibi titriyorum’ diye mektuplar yazan bir adamdır, ben üzerinde çalıştım. İslamo faşist denilecek bir yaklaşımı vardır. Biz Necip Fazıl iyi şairdir desek kumarbazlığını övmüş mü oluyoruz?

Yılmaz Güney iyi bir sinemacı desek onun tüm yaşantısına sahip çıkmış mı oluyoruz? Görülür bir gerçeklik var. AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı. Daha önce kullandı onun üzerinden tehdit ediyor.

2019’da bir mektup geldi, yerel seçimlerde kimse hakkında dava açılmadı benim hakkımda açıldı. Ali Kemal Özcan dedi ki; ‘İmralı sandığa gitmeyin dedi’. Ben de Tele1’de dedim ki; sen avukat değilsin, ailesinden değilsin, yargı görevlisi de değilsin. Nasıl görüştün? ‘Kitap yazıyorum ondan gidiyorum’ dedi. ‘Bilmiyorum, örgüte mi çalışıyorsun o yüzden mi gittin?’ dedim, şikayet etti. Dava istinafta. Ben bir gazeteci olarak bir olaya bakıyorum. İmralı’da tutuklanan Abdullah Öcalan ailesiyle görüşsün, biz de ne söylediğini bilelim. Devletin infaz kanununu uygula demek ne zamandır suç.”