T24 yazarı Mehmet Yılmaz, Kılıçdaroğlu'nun seccadenin üzerinde durduğu fotoğrafın ardından başlayan tartışmaları köşesine taşıdı. Yılmaz, "Siyasal İslamcıların topluma dayattığı manevi değerler gösterisinin, aslında büyük ahlaksızlıkları örtmek için kullanıldığını haykırmak gerekiyor" diye yazdı.

Bugün yazdığı ve "Rejimin dikte ettiği alanda sıkışmak" başlıklı yazısında Yılmaz, "Muhalefet, rejimin topluma dayattığı manevi değerler gösterisinin, büyük ahlaksızlıkları örtmek için kullanıldığını haykırmalı. Bu gündemi kırmak iftar sofralarında gezerek değil, meydanları doldurarak mümkün olabilir. Meydanları boş bırakarak seçim kazanılamaz" dedi.

"DİNİN, EN AÇIK VE ÇOK DA KABA BİR ŞEKİLDE SİYASETE ALET EDİLMESİ BU"

Seccade hediye edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Birileri seccadelerin üzerine ayakkabılarıyla basabilir çünkü bunlar, Pensilvanya’dan alıyorlar talimatı. Onlara göre meşrudur, yapabilirler. Bu seccade ayakkabılarla basmak için değil ha. İnşallah 15 Mayıs’ta şükür namazını bu seccadede kılabiliriz.” ifadelerini, "Dinin, en açık ve çok da kaba bir şekilde siyasete alet edilmesi bu. Diyanet İşleri’nin 'seccadenin kutsiyeti yok' açıklaması bile buna engel olmayacak ve 14 Mayıs’a kadar bunu değişik vesilelerle dinleyeceğiz." sözlerini değerlendiren Yılmaz dikkat çekici ifadeler kullandı:

Yazının bir kısmı şu şekilde:

"Bu toplumun önemli bir bölümü bir süredir en temel ahlaki sınırlarını kaybetti.

Bu toplum için mesela yalan söylemek, yalan söyleyerek birilerini kandırıp siyasi avantaj elde etmek ahlaki bir sorun gibi görünmüyor. Yalancılığı bir ahlaki sorun olarak görmeyenlerin olduğu bir ülkede, yalanı siyasetin önemli bir aracı haline getireni mi eleştirmeliyiz, bunu onaylayanı mı?

Yalancılığı bir ahlaki sorun olarak görmeyenlerin olduğu bir ülkede, yalanı siyasetin önemli bir aracı haline getireni mi eleştirmeliyiz, bunu onaylayanı mı?

“Çalıyor ama çalışıyor” bir propaganda silahı olduysa, hangisi daha ayıp? Çalmak mı, bir gerekçe yaratıp çalanı aklamak mı?

Bir seccadeyi hangisi daha çok kirletir: Ayakkabı ile basmak mı, çocuklarıyla beraber yolsuzluk yapan, çocuklarını bile yolsuzluklarına alet eden bir kişinin alnının o seccadeye değmesi mi?

Dillerinden “Türk aile değerleri, kadının iffeti” gibi kavramları düşürmüyorlar ama bir an düşünelim:

Hangi kadın iffetli sayılmalıdır: Evin bir odası, bir dolabı deste deste paralarla dolarken “bey bu para helal mi, haram parayı evime sokma, çocuklarımın kursağından geçirme” diyen mi, hiçbir şey olmamış gibi koluna Hermes çantayı takıp gezen mi?"