Haber: Ahmet Ünsal/Manisa
Manisa’da çok acil bir şekilde imar revizyon planlarının hayata geçmesi gerektiğini açıklayan Yıldırım, bir önceki dönem belediye başkanı zamanında imara açılacak olan birçok bölgenin bulunduğunu, birçok noktaya 11 kat verildiğiyle ilgili haberlerin geldiğini ifade ederek, “Bir insanı olarak, bir müteahhit olarak Manisa’nın bereketli ovasına, Gediz Ovası’na bu tür bir imar planı yapılmasına kesinlikle karşıyım. En azından Manisalıların ihtiyacını karşılayacak bir plan hazırlanacaksa bu planda gerek büyükşehir, gerek mimarlar ve mühendisler, gerekse sivil toplum kuruluşları, müteahhitler, insanları, şehir plancıları ve bu işin uzmanlarıyla çok güzel bir toplantılar, istişareler yapılarak bir plan oluşturulmalıdır. Birinci derece deprem bölgesi olan Manisa’da Gediz Havzası’nda 11 kat imarın verilmesine karşıyım. En fazla 5 kat olsun ama herkesin gönlüne göre olsun. Mevcut büyükşehir belediye başkanımızın merkez ve ilçelerde etüt çalışması yaptığı söyleniyor. Kuşlubahçe’de, Barbaros’ta, bahçeli evlerde, Şirinköy’de, Horozköy’de, Nurlupınar’da ne bileyim bu Gediz Ovası’nın olduğu yerlerde sıvılaşma var. Nedir bu sıvılaşma? Sıvılaşma bir binanın altına resmen bir balçıktır. Oraya yapılması gereken imar çalışmasından önce zemin etütleriyle numuneler alınıp buraya kaç katlı bina yapılabilir bunu ele almak lazım. Manisa’da etüt çalışmaları yapılmadan 11 kat veriliyor. Yapılacak olan etüt çalışmalarından sonra kaç kat verilecekse o zaman verilsin. Gediz’in dibindeki tarlaların bulunduğu alana 11 kat verilmesine karşıyım. Büyükşehir ve şehir planlayıcıları zemin etütleri yapıyor, bunu hızlandırmaları lazım. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan, imar müdüründen sıvılaşma olan yerlerle ilgili açıklama bekliyoruz. Hangi bölgelerde sıvılaşma varsa bildirsinler bu bizim ricamızdır” dedi.
Seçimlerden önce Büyükşehir Belediyesi tarafından 6300 sayılı kanun gereği Manisa’da 1999 ve 2004 deprem yönetmeliğinden sonra yapılan binalara bile çürük yazısı gönderildiğine dikkat çeken Osman Yıldırım, “Bu binalar depreme dayanıklı değil diye yazı gönderdiler. Ama sehven yapıldı, ama yanlışlıkla yapıldı ama bilinçli yapıldı bu çok yanlış bir şeydi. Bu çalışmayı yapan personellerin işlerini daha iyi yapmalarını istiyoruz. Çünkü bu konuda birçok şikayet geldi. 13 yaşındaki, 10 yaşındaki binaya kentsel dönüşüm alanı içerisinde olup bu bina sağlam mı değil mi etüt yapın bu bina çürüktür yazısı gönderdiler. Bu konuda elimizde yazılarda var. Bu yanlıştır” dedi.
Manisa’da imar planı yapılacaksa bunun çok acil bir şekilde bölgesel olarak yapılması gerektiğini belirten Yıldırım, bir komisyon oluşturulması ve bu komisyonda yetkili olan kişilerin yer almasının elzem olduğunu dile getirdi. Birçok bölgenin imara açılacağıyla ilgili söylentilerin olduğunu vurgulayan Yıldırım, ama şuana kadar doğalgazı, temiz suyu, pis suyu, telekomu içeren alt yapı çalışmalarının yapılmadığını söyledi, alt yapı olmadığı sürece imar verilemeyeceğini kaydetti. Yıldırım, “Bu konuda özellikle Mutlu ve Lalapaşa Mahallerinde bu konuda birçok insanımız rezil oldu. Evlerini terk ettiler. Aynı şekilde Fatih, Yeni Mahalle’de de aynı durum. Buralarda da alt yapı yok. Evlerini müteahhitlere verip yıktırıyorlar, terk ediyorlar. Böyle bir durumda yarın müteahhitlerde, insanlarda çok mağdur olacak. Onun için gerekli imar planı ve alt yapı yapılmalıdır” diye konuştu.
Manisa’da son dönemlerde kira fiyatlarının arttığının altını çizen Yıldırım, arsa üretilmediği sürece fiyatların yükselmeye devam edeceğini belirtti. Yıldırım, “İnsanlar ve yapmaktan, evliliklerini yapmaktan vazgeçemez. Mecburen evlenenler ya kiraya çıkmak zorunda ya da ev almak zorunda. Arsa üretimi yapmazsan eğer bu sorun devam eder. Böyle olunca müteahhitler 50 dairelik. 100 dairelik siteler yapıyor. Yüzde 45-50 veriyor. Hiçbir müteahhit bunun altından kalkamaz. Yeni sistemde yeni fiyatlara göre binalar yapılıyor. Yüzde 45-50’ler müteahhitleri iflasa götürür. Bunun için arsa üretimi çok önemli, bunun için imar revizyon planı hayata geçmeli” diye konuştu.
Manisa’nın fay hattı üzerinde olduğunu, deprem bölgesinde yer aldığını insanların unuttuğunu vurgulayan Yıldırım, 1999 ve 2004 deprem yönetmeliği öncesi yapılan binaların tamamen belediyeler tarafından tek tek ölçülmesinin çok önemli olduğunu kaydetti.