Haber: FATOŞ ERDOĞAN

Gezi davasında 6 aydır tutuklu olarak cezaevinde bulunan Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Osman Kavala için Çağlayan Adliyesi'nde adalet nöbeti düzenlendi.

Nöbette Can Atalay ve Ali Hakan Altınay’ın gönderdikleri mesajlar okunurken, yakınları ve İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu birer konuşma yaptı.

Basın açıklamasında ilk olarak konuşan Av. Kemal Aytaç şunları söyledi;

Aytaç bütün kamuoyuna ilan ediyoruz; Cesur olmak zorundayız, net konuşmak zorundayız, hiç acımadan ifade etmek zorundayız Gezi Davası'nda tutuklanan arkadaşlarımız su kadar temiz ve berrak insanlar, hiç bir suçları yok. Siyasi iktidarın Gezi'yi karalamak ve toplumu susturmak üzere yapmış olduğu bir senaryodan ibaret. İnfaz bürolarının infaz memurları tarafından verilen kararla cezaevindeler. Bunu gerçekleştirenler bu ülkenin yönetimde. Gün gelir hesap döner bu hukuksuzlukları yapanlardan hukuk önünde hesap sorulur dedi.

"HALKI AYAĞA KALDIRAN İKTİDARDIR"

Gezi Davası'nda tutuklanan Minen Özerden'in annesi Halide Özerden ise şöyle konuştu; “Gezi olaylarını yarattığı söylenen kişilerin aileleri birbirimizi duruşmalarda gördük, tanıştık. Keza yargılananların çoğu da birbirini önceden tanımıyordu. Benim kızım Mine Özerden, parkın ağaçları kesilirken direnenler arasında oradaydı. Sonraki günlerde eylemlerde olamazdı çünkü Fethiye'de bir lisan okulu yönetiminde işinin başındaydı.

İstanbul'da olsaydı yine orada olacaktı. Dosyada durumu gösteren belgeler hiçe sayıldı. Halkı ayağa kaldıran iktidardır. İstanbul halkı parkını korumakta kararlılığını göstermiştir. Sonra da direniş yayılmıştır. Olayları bazı kişilere yüklemek tüm halkımızın anayasadan aldığı özgür, demokratik direnişini hiçe saymaktır.”

HAKAN ALTINAY'IN GÖNDERMİŞ OLDUĞU NOT OKUNDU

Gezi Davası'nda tutuklanan Ali Hakan Altınay'ın eşi Hande Altınay davada yaşanan hukuksuzluklara değindikten sonra Hakan Altınay'ın cezaevinden Adalet Nöbeti'ne göndermiş olduğu notu paylaştı:

"Öncelikle adalet nöbetlerini yurdun her yerinde organize eden, katılan bütün dostlara selamlar. Bu nöbetlerin, itirazların toplumumuzun ölü balık olmadığı, kendi kaderi konusunda sözü olduğunu göstermek açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özlemle kucaklaşmayı beklediğimiz sizleri de televizyonlarda görmemize ve hasret gidermemize vesile olması da ayrıca pek güzel. Bizi kesinleşmemiş, biz başvurmasak bile otomatik temyize muhtaç bir kararla tutuklayanlar kararlarının üstüne "Türk Milleti Adina" yazdı. Yani bizi kendi adlarına değil, 85 milyon adına Silivri'ye ve Bakırköy'e koydular. Ama yapılan her kamuoyu araştırması toplumun çoğunluğunun bu karara itiraz ettiğini gösteriyor.

TUTUKLULAR YEŞİL ALANLARI KORUMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORLARDI

Gezi Davası'nda tutuklanan Can Atalay'ın babası Mustafa Atalay konuştu:

"Tutuklananlar yeşil alanları korumak için mücadele ediyorlardı. Mesele bundan ibaret. Bu cezayla şehir plancılarına, mühendislere, avukatlara karışırsanız böyle olursunuz diye parmak sallanıyor. Çorlu'da çocuğunu toprağa veren Mısra kızımız sözünden dolayı mahkemede yargılanıyor. Hendek'te çocuğunun kemiklerine toplayan Muammer abimiz ceza alıyor. Bu yargı düzeni, bu siyasi düzen toplu olarak bize bir şey yapamıyor. Gezi'de gördüğümüz gibi; Taksim'i terk ettiler.”

CAN SADECE AVUKATLIK YAPTIĞI İÇİN İÇERİDE

İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ise şunları söyledi:

“Biz biliyoruz, sevgili Can sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için şimdi içeride. O bizim adımıza yatıyor orada. Onun acısını biz yüreğimizde duyuyoruz. Göreceksiniz, İstanbul Barosu genel kurulunu. Can'ı orada nasıl yaşattığımızı, nasıl yaşatacağımızı da göreceksiniz. Tayfun da Mücella da hepsi öyleydi.

İlk yapılan yargılamalarda beraat kararı verilmişti. Biraz vicdanı olanın bu yargılama sonunda ne yapacağını hepimiz görüyorduk. Hukukçu olarak görüyorduk. Herkes bilmeli, onları yaşatacağız. Onlar ne kadar içeride bizim adımıza yaşıyor olurlarsa olsunlar bu ülkenin hukuk tarihine, demokrasi tarihine onurla geçecekler. Bu biline. Hukukçular olarak söylüyorum.”