19 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) yaptıkları ortak açıklamada, “16 ayı geçen bir süredir keyfi bir şekilde Silivri cezaevinde tutulan Osman Kavala ve neredeyse dört aydır aynı cezaevinde bulunan Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklulukları artık bir cezaya dönüşmüştür”diyerek Kavala ve Aksakoğlu’nun serbest bırakılmasını istedi.

Ankara Barosu, Article 19, Civil Rights Defenders, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Diyarbakır Barosu, Hak İnisiyatifi Derneği, Hak ve Adalet Platformu, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği, İzmir Barosu, Kaos GL Derneği, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Yurttaşlık Derneği, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü, Van Barosu tarafından yapılan ortak açıklamada,”16 ayı geçen bir süredir keyfi bir şekilde Silivri cezaevinde tutulan Osman Kavala ve neredeyse dört aydır aynı cezaevinde bulunan Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklulukları artık bir cezaya dönüşmüştür. Her ikisinin de hala özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları, uluslararası insan hakları hukuk ve standartları altında açıklanamayacak bir durumdur” denildi.

"TUTUKLU YARGILANMALARINI GEREKTİREN HİÇBİR MANTIKLI AÇIKLAMA YOK"

“İddianamenin kabulü, mahkemenin toplanan delilleri kovuşturmayı başlatmak için somut ve yeterli olarak değerlendirdiğini göstermektedir. Bu durumda, zaten dayanaktan yoksun olan tutukluluklarının sürmesi yapılanın keyfiliğini iyice ifşa etmektedir. Zira 2013 yılında gerçekleşip tamamlanan Gezi olaylarına ilişkin delillerin 2019 yılında yok edilmesi veya değiştirilmesi söz konusu değildir” denilen açıklamada,”Kamuoyu tarafından tanınan hak savunucularının tutuklu yargılanmalarını gerektiren hiçbir mantıklı açıklama yoktur” ifadeleri kullanıldı.

"SİVİL TOPLUM ÜZERİNDEKİ YOĞUN BASKI SONA ERMELİ"

Açıklama şöyle devam etti: “İddianamenin hazırlanmasıyla serbest bırakılan Büyükada Davası tutukluları ve bir günlük nöbetçi yayın yönetmenliği nedeniyle tutuklanan Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu örneklerinde tanık olduğumuz “suçun niteliği” ve “delil durumu” gibi basmakalıp ve soyut gerekçeler ileri sürülmemeli, Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır. Sivil toplum üzerindeki yoğun baskı sona ermeli ve Türkiye’nin de taraf olduğu insan hakları sözleşmelerine uygun bir hukuk sistemi yeniden tesis edilmelidir.”