Başak Demirtaş, "Selahattin, 'Haydi ben bir Kandil’e gideyim' demedi. Hükümetin bilgisi dahlinde defalarca gidip geldi" dedi.

Gazeteci Fatih Portakal'ın Youtube kanalında canlı yayına katılan

"Çözüm sürecinin bedeli hapis değil, ödüllendirilecek bir şey olmalıydı"

"Çözüm sürecinde sadece HDP yoktu. Bunun bedeli Selahattin ve HDP’lilere hapis olmamalıydı. Aksine, bedeli ödenecek bir şey değil, ödüllendirilecek bir şey olmalıydı. Selahattin’in siyasi rehine olduğunu sadece ben söylemiyorum. AİHM de bunu söyledi. Selahattin, Figen Yüksekdağ ve HDP’liler 'siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için içeride tutuyorsunuz' dedi. Bütün dünya bunun böyle olduğunu biliyor."

"AİHM kararı madem bağlayıcı değildi, AİHM’in ilk kararına neden itiraz ettiniz?"

"AİHM kararının tartışılması hukuken büyük bir ayıp. Anayasa’nın 90. maddesinde var. AİHM kararı bağlayıcıdır. Cemil Çiçek çok olağanüstü bir şey söylemedi. Yasalara göre söylenmesi gerekeni söyledi. Bir hukuk devletinde bunu tartışmazsınız bile. Bağlayıcı değilse 'bağlayıcı değil' diyenlere şunu sormak isterim, madem bağlayıcı değildi, AİHM’in ilk kararına neden itiraz ettiniz? Neden Büyük Daireye taşıdınız davayı? Neden bir Alman hukukçu tuttunuz, bir sürü paralar ödediniz, savunmaları yaptınız? 'Bağlayıcı değildir'i o gün deseydiniz ve bir çaba sarf etmeseydiniz. Düşünün ki bir maç var, tam maç bitiyor ve 'Maçın kuraları böyle değildi' diyorlar. Böyle şey olur mu? Anayasa’dan bahsediyoruz."

"Beş yıldır medyada Selahattin’i yargılıyorlar"

"Beş yıldır medyada Selahattin’i yargılıyorlar. Olması gereken nedir yargılamanın mahkemede olması ama bu yapılmıyor. Yıllardır büyük bir linçle karşı karşıyayız. Biz sadece hukuken mücadele etmiyoruz. Bu saldırıyla da mücadele ediyoruz.  Selahattin ile ilgili bir karar oluyor ya da bir duruşması oluyor, başlıyorlar Selahattin’i konuşmaya. 'Yanlış şeyler söylüyorsunuz. Hatta iftira atıyorsunuz, yalan söylüyorsunuz' diye mesela avukat arkadaşlarımız bazen katılıp düzeltmek istiyorlar ama buna yer verilmiyor. Bugünler gelip geçici. Bu kadar bükük bir haksızlığı tabii ki unutmuyorum. Kin ve düşmanlık olarak anlaşılmasın, günü geldiğinde bazılarıyla hukuken hesabını verecekler. Çünkü gerçekten büyük suç işleyenler var."

"Umutluyum, Selahattin eninde sonunda bırakılacak"

"Bu ülkede Anayasa Mahkemesini kararını alt mahkeme tanımıyor. Yasalara göre konuşacak olursam Selahattin’in derhal serbest bırakılması gerekir. Ama hukuka göre karar verilmeyeceği için Selahattin’in ne zaman çıkacağını bilemiyorum. Ama şunu biliyorum, daha çok mücadele etmemiz ve durumu daha çok kişiye anlatmamız gerekiyor. Umutluyum, Selahattin eninde sonunda bırakılacak. AİHM, 27 Nisan 2017 referandumuyla ilgili, sistem değişikliği referandumu yapılırken ikinci büyük partinin eşbaşkanları ve milletvekilleri cezaevindeydi. Mahkeme, tutuklamanın siyasi sebeplerle yapıldığını belgeledi."

"İktidara karşıysa 'terörist' olmayan kalmadı"

"Yandaş medyayı, merkez medyayı hiç izlemiyorum' diyebilirim. Bazen Selahattin’i konuşuyorlar dedikleri zaman açıyorum ama beş dakika izleyemiyorum açıkçası. Sadece Selahattin ile ilgili değil bu yaşadıklarımız. Mesele, Selahattin olmaktan çoktan çıktı. Selahattin’e yapılanlar herkese yapılıyor. Selahattin’e 'terörist' deniliyor. Sadece Selahattin’e mi 'terörist' deniliyor, hayır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine 'terörist' deniliyor, TTB’ye 'terörist' deniliyor, barolara 'terörist' deniliyor. Neden deniliyor çünkü iktidarı eleştiriyorlar. Yani siz iktidara karşıysanız neredeyse terörist olmayan kalmadı. Anketlerde yargının bağımsız olduğuna inanıyor musunuz sorusuna Türkiye’nin neredeyse yüzde 60’ı 'hayır, güvenmiyorum, inanmıyorum' diyor."

"Annelerin acılarını ayrıştırmak doğru gelmiyor bana"

"Bütün annelerin acısı çok kıymetli. HDP Diyarbakır il binası önündeki annelerin acılarını anlıyorum. Annelerin acılarını yarıştırmak doğru değil. Cumartesi Anneleri, evlatlarını kemiklerini arıyorlar ve toplanmalarına izin bile verilmiyor. Coplandılar, tutuklananlar oldu. Annelerin acılarını ayrıştırmak doğru gelmiyor bana. Bütün annelerin acısını yüreğimde hissediyorum."

"Selahattin yeni bir roman yazıyor"

"Görüşlerde Selahattin ile o kadar hızlı konuşuyoruz ki, zamanı değerlendirmek için. Aileyle ilgili merak ettiği şeyleri soruyor. Ben onun sağlığını merak ediyorum hep. Yaptığı şeyleri de konuşuyoruz. 12 metrekarelik bir hücrede sonuçta. Yeni bir roman yazıyor. İsmi henüz belli değil, konuşuyoruz. Ben ve kızlar önerilerde bulunuyoruz. Bize bölüm bölüm gönderiyor, biz de kızlarla bilgisayarda yazıyoruz. Sürükleyici bir roman. Konusu sürpriz olsun. Daha çok gençlerin sevebileceği bir roman olduğunu söyleyebilirim." "Selahattin aktif siyasete devam eder mi etmez mi bunu hiç konuşmadık ama devam ederse tabii ki desteklerim onu. Buna halk karar verecek, kendisi karar verecek. Bu kadar algı üretme çabasına, iktidarın gücüne rağmen insanlar Selahattin’in haksız yere cezaevinde olduğunu biliyorlar, onu seviyorlar ve bu da anketlere yansıyor."

"Selahattin bu ülkeye 'demokrasi gelsin, barış gelsin' diye çok mücadele yürüttü"

"Selahattin bu ülkeye 'demokrasi gelsin, barış gelsin' diye çok mücadele yürüttü ve bunu bedelini şu anda eşinden, iki çocuğundan, ailesinde uzakta tutularak, bir hücrede tutularak ödüyor. Ben her şeye rağmen, iyi ki de böyle bir mücadele yürüttü diye düşünüyorum."