Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, 60 yaş üstündekilerin düğünlere gitmemesi uyarısında bulunarak, "Bizim istediğimiz sadece 60 yaş üstü değil, altta yatan hastalığı olan risk grubundaki kişilerin de hiç gitmemesi" ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, taziyelerde, düğün ve asker uğurlama törenlerinde koronavirüs salgınının yayılmasını önleyecek kuralların ihlal edildiğini belirterek, uyarıda bulundu. DHA'ya konuşan Prof. Dr. Tezer, "Kalabalık olmaması gerekiyor taziye yerlerinin, nişan düğün törenlerinin, kısa süreli olması gerekiyor, yani insanların orada kalkıp halay çekmemesi, oynamaması gerekiyor. Onun dışında askere uğurlama törenlerine bir düzenleme getirilmesi gerekiyor. Çünkü görüyoruz; havaya asker atma, halay çekmeler, yakın temasın maskesiz bir şekilde sağlandığını hepimiz medyadan yakinen takip ettik. Yine dolmuşlardaki ya da toplu taşıma araçlarındaki kalabalıklar, burada tabii ki dolmuş şoförüne ya da toplu taşıma aracını kullanan kişiye büyük görevler düşüyor; ama vatandaşımıza da büyük görevler düşüyor" ifadelerini kullandı.

"SADECE 60 YAŞ DEĞİL, KRONİK HASTALIĞI OLANLAR DA GİTMESİN"

Normalleşme takvimi kapsamında düğün salonlarının 1 Temmuz’da açıldığını hatırlatan Prof. Dr. Tezer, özellikle 60 yaş üstündekilerin düğünlere gitmemesini tavsiye ederek, şu uyarılarda bulundu: "Sadece 60 yaş değil, kronik hastalığı, altta yatan hastalığı olan kişilerin de katılmaması gerekiyor. Biz onları uzun zaman biliyorsunuz evde sakladık, korumaya çalıştık, temaslarını kesmeye çalıştık. Bütün gayretimiz onlara enfeksiyonun bulaşmaması yönündeydi. Neden? Sayın Sağlık Bakanı da açıkladı, rakamlar ölümlerin yoğun bakımda daha çok yaşlı grupta olduğunu bize gösteriyor. O yüzden bu grubun gitmemesi, eğer mümkün değilse de gidip bütün şartları sağlayıp maskesini takarak, en kısa sürede görüp oradan ayrılması gerekiyor. Ama bizim tabii ki gönlümüzden geçen istediğimiz sadece 60 yaş üstü değil, altta yatan hastalığı olan risk grubundaki kişilerin hiç gitmemesi."

"ÖNÜMÜZDEKİ 15 GÜN ÇOK ÖNEMLİ"

Prof. Dr. Tezer, günlük vaka sayılarındaki artışın okulların açılma tarihini geciktirebilecek bir tehdit oluşturup oluşturmadığına ilişkin ise, şöyle konuştu: "Kurallara dikkat edersek bir sıkıntı olmaz, ama rakamlar artarsa, sürekli dalgalanma gösterirse tabii ki bunlar değerlendirilecek, oturup tekrar tartışılacak. Yani önümüzdeki günler bunu bize gösterecek. Rakamların azalmayarak 5 gün boyunca üst üste hızlı bir şekilde rakamların artması bizim için tehlike sinyali. Rakamların nereye doğru gideceği açısından önümüzdeki 15 gün bizim için çok önemli. Düğünler açıldı, sınavlar, üniversite sınavları yapıldı en son, onların etkisini 10 gün sonra göreceğiz. Rakamlar artıyor mu? Önümüzdeki Perşembe-Cuma bize bir fikir verecek. Belki kısıtlamalar gelecek. 'Düğünlere şu kadar kişi gidebilir' diyeceğiz. Belki askere uğurlama törenlerine bir kısıtlama gelecek. Burada kolluk kuvvetlerine iş düşüyor, denetim çok önemli. Denetimler daha sık olmalı, özellikle toplu taşıma araçlarında, asker uğurlama yerlerinde."

"'BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ' DERSEK, SALGININ KONTROLÜ ZOR"

Prof. Dr. Tezer, kurullara uyulması halinde rakamların ineceğini düşündüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben o kadar karamsar değilim. Bizim kendimizi depresyona sokacak, motivasyonumuzu bozacak, mutsuzluğa kaptıracak rakamlar değil bunlar. Daha önce daha yüksek rakamlar olmuştu, aşağıya indik gerekli kurallara uyarak. Ancak 'bir geceden bir şey olmaz' ya da 'bir törenden, uğurlamadan' deyip gidersek o 1 kişi 50 kişiyi enfekte edebiliyor. Bu domino taşı gibi etkisini gösteriyor ve salgını kontrol altına almanız güçleşiyor. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da örnekleri var. Biz salgını kontrol altına aldık artık rahatız diyebilmemiz için, maskelerimizi çıkarabilmemiz için daha çok yolumuz var."