90129   CHP Sağlık Komisyonu’nun Diyarbakır Raporu’nda, "uygulanan politikalarla gelinen durumun 90’lı yıllarda yaşanan durumdan daha vahim sonuçlar doğurduğu" belirtilerek, “Bölge halkı yaşananlar neticesinde ağır bir travma yaşıyor” denildi.  "Yasaklı bölgelere giremedik" Muğla Milletvekili Nurettin Demir, İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Ankara Milletvekili Murat Emir ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’dan oluşan CHP Sağlık Komisyonu Heyeti'nin Diyarbakır Raporu’nda şu değerlendirmeler yer aldı: “Sokağa çıkma yasağı nedeniyle yasaklı bölgelere giremedik. Hemen her sokak başında, yasak olmayan bölgelerde trafik akışında bol miktarda güvenlik güçlerine ait akrep ve benzeri zırhlı araçların dolaştığını gözlemledik. Ziyaretlerimizi, birçok noktada kan ve barut kokuları ve çatışma sesleri altında gerçekleştirdik. Çektiğimiz videolarda sesimizi bastıran yoğun bir uğultu sesinin hakim olduğunu gördük. Dinlediğimiz tüm Diyarbakırlılar’dan aldığımız en belirgin görüş ‘Barış istiyoruz. Bunun için CHP devreye girsin’ oldu." "Bölge halkı ağır bir travma yaşıyor" "Bölge halkı yaşananlar neticesinde ağır bir travma yaşıyor. Devlet kurumları, temsilcileri ve halk arasında ciddi bir güven bunalımı sorunu var. Bir mahalle muhtarı düşüncelerini ‘41 gündür yaşanan çatışmalar ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle 5 yaşından 70 yaşına kadar herkes nefret kusuyor. Herkes kiminle kardeş olacağız diyor’ diyerek anlatıyor. Ziyaretimizin asıl konusu olan sağlık hizmetleri çeşitli sıkıntılarla yürüyor. Çatışmalarda sonrası bırakılan mühimmat artıklarının çocuklar için tehlike oluşturduğu, yaşanan kazalarda biri ağır olmak üzere 2 çocuğun yaralı olarak hastanede yatmakta olduğu biliniyor. Kalp krizi geçiren bir hastaya ambulansın güvenlik nedeniyle bölgeye girememesi neticesinde, hastanın hayatını kaybettiği belirtildi. Sık sık yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle suni kalp makinası taşıyan bir hastanın her an ölümle burun buruna kaldığı belirtildi." "Ambulanslar güvenlik güçlerinin müsaade ettiği noktaya kadar girebiliyor" "Ambulanslar güvenlik güçlerinin müsaade ettiği noktaya kadar girebilmekte. Acil çağrı yapılan noktalara ulaşılamıyor, bu da hastaya ulaşımı engelliyor. Tip1 diyabet hastası 6-7 yaşındaki bir kız çocuğu sürekli kullanmak zorunda olduğu insüline ulaşamadığı için 600 gr/dl şeker değeriyle şeker koması riski altında yaşamını sürdürmek zorunda kalmaktadır. Buna benzer çok sayıda olay anlatılmaktadır. Aile Sağlığı Merkezlerinin tehdit altında hizmet veremeyecek hale getirilmesi, sağlık binalarına kurşunların isabet etmesi, 112 ambulanslarına yaralı sivillerin erişiminin engellenmesi gerek sağlık çalışanlarının güvenliği gerekse de halkın sağlık hizmetlerine erişimi açısından önemli bir iddiadır. Bu konudaki uluslararası sözleşme hükümleri dikkate alınarak gerekli önlemler ivedilikle hayata geçirilmelidir." "90'lı yıllarda yaşanan durumdan daha vahim sonuçlar" "Bölge halkı AKP hükümetinin uyguladığı politikalar nedeniyle kendisini ötekileştirilmiş, yalnız bırakılmış ve terör örgütünün insafına terk edilmiş hissetmektedir. Devletin güvenlik kuvvetlerine sorunu havale eden politikaları bu sorunu çözmekte yetersiz kalmaktadır. Uygulanan politikalarla gelinen durumun 90’lı yıllarda yaşanan durumdan daha vahim sonuçlar doğurduğu, daha büyük acıların yaşandığı açıktır. Bölgedeki olayların böylesi vahim bir duruma gelmesinde istihbarat zaafiyeti olduğu açıktır. Bölge halkının devlete olan güveninin zedelenmemesi için sorumlular hakkında gerekli takibatın yapılarak, acilen gerekli tedbirler alınmalıdır.” (ANKA)