CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel’in başkanlığını yürüttüğü CHP Bilim ve Kültür Platformu, ‘Sarayın Ekonomisi Toplumu Bunalıma ve İntihara Sürüklüyor’ başlıklı politika notu hazırladı.

Türkiye’de mutlu olduğunu düşünen insan sayısının her geçen gün azaldığının ifade edildiği çalışmada, 2002-2018 yıllarında geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar eden kişi sayısının 5 bin 485 olduğu belirtildi. "Saray rejiminin keyfi, müsrif ve plansız ekonomi politikaları Türkiye’yi derin bir toplumsal buhrana sürüklemiştir. Yakın tarihimizdeki en ciddi krizlerden biri olan mevcut ekonomik kriz, vatandaşlarımızı en yaşamsal gereksinimlerini karşılayamayacak hâle getirmiş ve onları tükenmişlik duygusuyla baş başa bırakmıştır" ifadelerine yer verilen politika notuna göre son 10 yılda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve çevresinde intihar edenlerin sayısı da 30’u aştı. Duvar Gazetesi'nin haberine göre Türkiye’de 2003 ve 2019 yılları arasında bireysel kredi kartı borçlarının 4 kat artarak 20 milyar dolara, aynı yıllar arasındaki tüketici kredisi borcunun ise 20 kat artarak 79 milyar dolara ulaştığı ifade edilen çalışmada borçlarını ödeyemeyenlere ilişkin şunlar kaydedildi: “2017’den 2020’ye kadar bireysel kredi borcunu ödeyemeyen yurttaşların sayısı 1 milyon 905 binden 2 milyon 536 bine çıkarken; bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyen yurttaş sayısı ise 2 milyon 243 bin kişiden 2 milyon 695 bin kişiye çıkmıştır. Sadece 2019 yılında bireysel kredi ve/veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı 1 milyon 404 bindir. Üretimin ve istihdamın düştüğü kriz koşullarında birikmiş borç şokları ve geri ödeme güçlükleri aileleri büyük baskı altına sokmaktadır. Borçluluk, ailevi bunalımları, çalkantı ve krizleri tetiklemekte, çözümsüzlük ve çaresizlik duygusunu egemen kılmaktadır. Yurttaşların işsizlik ve hayat pahalılığı nedeniyle borçlarını ödeyememeleri, icralık olmalarına yol açmaktadır.”

"KONKORDATO SAYISI 2 BİNİ AŞTI"

2018 ve 2019 yıllarında konkordato ilan eden şirket sayısının 2 bini aştığı belirtilen politika notunda, “Ağır kriz koşulları altında kapanan ve iflas eden şirket sayısı da artış göstermiştir. 2018 ve 2019’da toplam 27 bin şirket kapanmış, 2016’dan 2020’ye kadar ise 53 bin şirket iflas etmiştir. Son üç yılda takibe düşen ticari kredi tutarı 3 kat artarak 128 milyar liraya ulaşmıştır. Saray rejimi kendisine yakın büyük firmaları borç tuzağından kurtarırken; enerji, inşaat ve imalat sektörlerinde kriz derinleşmiş, mal ve hizmet üreten kuruluşlar ise alacaklının insafına terk etmiştir” denildi.

"PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE BAŞVURANLARIN SAYISI 8 MİLYONU AŞTI"

TÜİK’in hazırladığı ‘Yaşam Memnuniyet Araştırması’ndan verilerin paylaşıldığı politika notuna göre 2011 yılında mutlu olan insanların oranı yüzde 62 iken bu sayı 2019’da yüzde 52’ye düştü. 2019 Dünya Mutluluk Raporu’na göre ise Türkiye, mutluluk sıralamasında 156 ülke içerisinde 79’uncu sıraya geriledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2017 yılı raporunda, Türkiye nüfusunun yüzde 4,5’inin depresyonda olduğunu gösteren verilerin paylaşıldığı politika notunda şunlar kaydedildi: “Son üç yılda psikiyatri kliniklerine başvuranların sayısı 8 milyonu bulmuştur. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise 2013-2018 yılları arasında anti-depresan kullanımı yüzde 27 artmıştır. Araştırmalar, kişisel ve doğal travmalar kadar işsizliğin, ekonomik sıkıntıların, toplumsal bunalımın ve belirsizliklerin de depresyonun nedenleri arasında olduğunu belirtmektedir. Depresyon vakalarının artışı, Saray rejiminin Türkiye’yi içine ittiği kişisel ve toplumsal buhranla doğrudan ilgilidir.”

"16 YILDA EKONOMİK TEMELLİ 5 BİN 485 İNTİHAR"

Türkiye’de bireylerin yaşadığı ekonomik sorunların, 2015 yılından itibaren hastalıklardan sonraki en önemli intihar nedeni olduğu ifade edilen politika notunda şöyle denildi: “TÜİK verilerine göre, AKP Türkiye’sinde 2018 yılındaki 3 bin 161 intihar vakasının 246’sı geçim zorluğu nedeniyle yaşanmıştır. 2002-2018 yıllarında geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar eden kişi sayısı 5 bin 485’tir. Tüm bu elim olaylar, çarpık düzenin, israf ve şatafat ekonomisinin neden olduğu buhranın, yurttaşlarımızı sorunlarla mücadele edemez hâle getirdiğinin en acı kanıtı olmuştur. Sarayın yüzleşmek istemediği dertlerine çözüm arayan yurttaşlar, TBMM’yi sığınma adresi olarak seçmiş, sadece TBMM yerleşkesi ve etrafında son 10 yılda intihar girişiminde bulunan yurttaşların sayısı 30’u aşmıştır.”