CHP'li belediye başkanlarının koronavirüs salgını nedeniyle yaptıkları yardımların bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yasaklandığını söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyeler, siyasi iktidarın yapamadıklarını çok kısa bir süre içinde, vatandaşlarımıza güven vererek yapmaya başladı" dedi.

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bağış kampanyası başlatan belediye başkanları hakkında açılan soruşturmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koronavirüs salgını sürecinde yurttaşlar için başlatılan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın öncülük ettiği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı “Bağış kampanyası”, İçişleri Bakanlığı'nın talimatı üzerine durdurulmuştu.

"SORUŞTURMANIN DAYANAĞI YOK"

Saygı Öztürk'e konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Büyükşehir Belediye Başkanlarımız Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun açtıkları, daha sonra diğer illerimize yayılan yardım kampanyaları için belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açılmasının yasal dayanağı yok. Çünkü, ilgili kanunlara belediyelerin bağış kabul etme hakkı bulunuyor" dedi.

"YASAK BİZZAT ERDOĞAN'IN TALİMATIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ"

Kılıçdaroğlu, Öztürk'e yaptığı açıklamada sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne zaman ki CHP'li belediyeler Covid-19 salgını nedeniyle alınan önlemlerden ekonomik olarak etkilenen vatandaşlarımıza ulaşmaya başlardılar, yoksul vatandaşlarımıza ulaşmaya başladılar, hemen siyasi iktidar yasak getirdi. Üstelik bu yasak bizzat bu yasak, Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla gerçekleştirildi.

"CHP'Lİ BELEDİYELER, SİYASİ İKTİDARIN YAPAMADIKLARINI YAPTI"

Çünkü, CHP'li belediyeler, siyasi iktidarın yapamadıklarını çok kısa bir süre içinde, vatandaşlarımıza güven vererek yapmaya başladı. Seçimlerden önce de sürekli, ‘CHP'li belediye başkan adaylarını seçerseniz, yoksul vatandaşlarımıza yapılan yardımı kesecekler' diyordu.

"AŞINI, İŞİNİ KAYBEDEN HERKESİN YANINDAYIZ"

CHP'li belediye başkanlarımız, bırakın yardımı kesmesini, yardımları daha da artırdı. Aşını, işini kaybeden herkesin yanındayız. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın, ‘yardımı kesecekler' sözlerini CHP'li başkanlar yerle bir, tuzla-buz etti. Üstelik biz bu yardımları asla parti ayrımı olmadan ulaştırıyoruz. Bu durum, Erdoğan'ın ezberini bozdu. İşte bu yüzden, CHP'li belediyelerin yardım yapmasını engellemeye çalışıyorlar. Getirdikleri bu yasağın alt yapısı yok. Bağış toplanmasını önleyerek açıkça suç işliyorlar.

"EKMEK DAĞITANA SORUŞTURMA AÇIYORLAR"

Daha da acı olan bir durumu daha anlatayım: Eskişehir Odunpazarı Belediyesi ile Antalya – Muratpaşa Belediyesi'nin aşevlerini kapattılar. İhtiyaç sahiplerine her zaman sıcak yemek veriyorlardı. Şimdi, CHP'li belediyelere bağış yapılmasını engelliyorlar. Yıllardır yemek veren belediyeleri parasız bırakıp belediye yardımlarının önünü kesip hizmet veremez hale getirmek istiyorlar. Ekmek dağıtana soruşturma açıyorlar. Olacak şey değil.

"İKTİDAR NE YAPARSA YAPSIN YARDIMLARIMIZI ULAŞTIRACAĞIZ"

Bunlar bile devlette adaletin nasıl yok edildiğini gösteren acı örneklerdendir. Oysa, iyilikte yarışmamız gerekir. İyilikte yarışmak dinimizin de emridir. Ancak, Erdoğan bizimle iyilikte yarışmaktan korkuyor. Çünkü, onun iyiliği kendisine ve yakın çevresine olduğu için bizimle iyilikte, dürüstlükte yarışırsa geride kalacağını biliyor. Fakat vatandaşlarımız şu konuda rahat olsun: İktidar ne yaparsa yapsın yoksula, ihtiyaç sahibine yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz."

“DİLSİZ ŞEYTAN OLMAYACAĞIZ”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde, “Örtülü af” olarak bilinen İnfaz sisteminde yapılan yasal düzenleme de var. Yapılanları “Adaletsiz” bulduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Çıkarılan örtülü af tam anlamıyla bir adaletsizlik örneğidir. Tarihin bize yüklediği sorumluluklar var. Adaletsizlik karşısında sessiz kalan, dilsiz şeytandır. Biz, ‘Dilsiz şeytan olmayacağız' diyoruz. Rüşveti alan serbest, rüşveti yazan hapiste. Yolsuzluğu yapan serbest, yolsuzluğu yazan hapiste. Düşüncelerini açıklayan hapiste. Adamına göre düzenleme yapıldı. Böyle adalet olur mu? Bu durum ülkede çürümeye yol açıyor" diye konuştu.

"KİŞİLER DEĞİL, SUÇUN KAPSAMI ELE ALINMALIYDI"

Kılıçdaroğlu, "Hemen belirteyim, eşitlik ilkesine uyulmadan çıkarılan bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz. Bize yönelik olarak sosyal medyada şimdiden, ‘CHP, Anayasa mahkemesine giderek cezaevindeki FETÖ'cüleri, PKK'lıları, DHKP-C'lileri kurtarmak istiyor' propagandası yapıyorlar. Şunu hemen belirteyim: Eline silah alıp darbe yapmak isteyenlerin, darbeye destek olanların, ülkemizi bölmek isteyenlerin,tecavüzcülerin, uyuşturucu ticaretine karışanların, cinsel istismarcıların aftan faydalanmasından yana değiliz. Ama haksız yere cezaevinde yatanlar da var. Örneğin Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel, Hülyla Kılınç, Osman Kavala,askeri öğrenciler, erler. Belli kişiler seçilerek onların suçları kapsama alınarak af çıkarıldı. Oysa, kişiler değil, suçun kapsamı ele alınmalıydı" dedi.

"ANAYASA MAHKEMESİ'NE 'ADALET' İÇİN GİDİYORUZ"

İstenen kişilerin yasadan nasıl yararlanması gerektiği üzerinde durulup infaz yasasında düzenleme yapılıyorsa buna adil bir infaz düzenlemesi diyemeyiz. Yasa, açıkçası belli kişileri sindirmek amacıyla intikam aracı olarak kullanılırsa o Devlette adalet olmaz. Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak için hazırlıklarımız sürüyor. Biz, FETÖ'ye, PKK'ya, İŞİD'e, silahlı terör örgütlerine,kısaca eline silah alan hiçbir yapının affını istemiyoruz. Uyuşturucu baronlarının çıkarılmasını istemiyoruz. Adil davranılmasını, kişilere yönelik düzenlemeye karşıyız. Bir düzenleme yapılıyorsa adil davranılması gerekir. Biz. Anayasa Mahkemesi'ne de ‘Adalet' için gidiyoruz. CHP Genel merkezinde parti yönetiminde büyük bir hareketlilik var. Bu konuda hukukçulara da büyük görev düşüyor. O yüzden hukukçularla yoğun bir çalışma sürdürülüyor."