'Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir" diyen Erdoğan’ı eleştiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Sabredecek olan milletse, musibet bizatihi sizsiniz demektir. Milletimizin başındaki en büyük musibet aile şirketine dönmüş olan bu iktidardır" ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu, Mersin'de partisinin 1.Olağan İl Kongresi'nde konuştu. T24'ün haberine göre Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"KRİPTO FETÖCÜLER" VURGUSU

“Yeni Türkiye iddiasından vazgeçerek eski Türkiye’nin 28 Şubatçı aktörleriyle omuz omuza veren iktidar sahipleri önümüze her türlü engeli koydu. Eski Türkiye aktörlerine karşı omuz omuza mücadele verdiği arkadaşlarını terk eden Erdoğan bizlere engel olmaya çalışırken, sağına aldığı 28 Şubat döneminin koalisyon ortağı Bahçeli ve soluna aldığı ’28 Şubat hala devam ediyor’ diyen o dönemin başörtüsü ve ezan düşmanı Perinçek bize saldırıyor. Demokrasiye karşı otoriter ve dışlayıcı bir siyaseti savunan bu koalisyon ortaklarına daha düne kadar FETÖ’nün Türkiye sözcülüğünü yapan ve bugün yandaş gazete köşelerinde keyif süren kripto FETÖ’cüler eşlik ediyor.”

"EN BÜYÜK MUSİBET BU İKTİDARDIR"

Erdoğan milletimizi musibetler, yokluklar ve zorluklar karşısında sabretmeye davet etmiş. Erdoğan’ın bu sözlerinden musibetlere kimin sabredeceğini öğrenmiş oluyoruz: Millet sabredecek. Peki sabredecek olan milletse musibet kim? Millet hangi musibete sabredecek ve bu musibetin failleri kim? Sabredilmesi gereken musibet fakirlikse, işsizlikse, enflasyonsa, yolsuzluksa, hukuksuzluksa bu fakirliğin ve hukuksuzluğun failleri özneleri kim? Sabredecek olan milletse, musibet bizatihi sizsiniz demektir. Milletimizin başındaki en büyük musibet aile şirketine dönmüş olan bu iktidardır. Bu millet sizi vaaz verin diye seçmedi. Bu millet sizi iş yapın diye seçti iş. Ülkenin ekonomisi fiilen iflas etmiş ama bu hükümetin gündemine bile giremiyor. Çok ucuz bir şark kurnazlığı ile bu sorumluluktan kurtaracaklarını düşünüyorlar. Biz sefamızı süreriz, şatafat içinde yaşarız, yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda olur, millete de sabret deriz. Bu nasıl bir arsızlıktır.

"BU NASIL REZALETTİR"

Yüz milyarlarca dolar borcu olan ülkenin ekonomi bakanına, koalisyon hükûmetine “Doları umursaması” gerektiğini anlatmak zorunda kalıyoruz. Böyle bir rezalet olabilir mi? Dış ticaretimizin merkez üslerinden birisi olan dolayısıyla kurun ne demek olduğunu her gün yaşayan Mersin’deki küçük bir esnaf kardeşimiz bile ‘Kuru, doları umursamıyorum’ diyen birini yanına çırak olarak bile alır mı, kasasını ona emanet eder mi? Biz milletin hazinesini, nesillerimizin geleceğini bunlara nasıl emanet ederiz Allah aşkına? Bu nasıl bir rezalettir.

"BÖYLE BİR EKONOMİ PROGRAMI OLABİLİR Mİ?"

Böyle bir ekonomi programı olabilir mi? Sayın Bakan tamam anladık dolara bakamıyorsun ama en azından önüne bakmayı öğren. Yahu nasıl bu ülkenin 2023 Ekonomik Büyüklük hedefi 2007’nin seviyesi olabilir. 2007’yi, 2006’yı, 2005’i hedeflemekte nedir? Ben size söyleyeyim bütün bunların bir tek ismi vardır: Bu koalisyon iktidarının ekonomi hedefi kendi ifadeleriyle “Türkiye'yi küçültme hedefidir”. Ekonomik seviye olarak kendisine 2007’ye ulaşmayı koyan bir program Türkiye'yi küçültme programıdır”. Bunlara lazım olan küçük, içine kapanmış, demokrasiden istifa etmiş; aile şirketi gibi yönetecekleri bir Türkiye'dir.

"BAHÇELİ ÖCALAN'IN MESAJINI GETİRENLERLE UĞRAŞSIN"

Bahçeli, geçenlerde yine bizi aşağıladığını düşünerek Serok Ahmet demiş. Sen Ahmet Davutoğlu’nu boş ver. Senin niçin milyonlarca Kürt vatandaşımızın diline hakaret ediyorsun, hiç mi asgari saygın yok? Sayın Bahçeli’nin ve bugün iktidar sahiplerinin bilmeden övünerek cihan devletleri diye andıkları Selçuklu ve Osmanlı devletlerimiz yönettikleri halkların dillerine küçümseyerek baksalardı cihan devleti niteliği kazanamazlardı. Bahçeli bölücülükle mücadele etmek istiyorsa Kürtçeyle ve bizimle uğraşacağına, seçim kazanmak için ‘Serok Apo’dan mektup getirenlerle, kırmızı bültenle aranan onun kardeşi Osman Öcalan’ı devlet televizyonuna çıkaranlarla uğraşsın.”