HDP’nin eski Eş Genel Başkanı ve Parti Meclisi üyesi Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. Türkiye’nin otoriterleşmesindeki en önemli kırılma noktasını Çözüm Süreci’ne yeterince sahip çıkılmaması olarak değerlendiren Demirtaş, yerel seçimlere dair de “Muhalefet partileri ortak bir demokrasi programı etrafında ilkesel ve uzun vadeli mücadele birliği sağlayabilseler, bunun yerel seçimlere yansıması çok ciddi oranda sonuç alıcı olur” dedi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]C[/mks_dropcap]umhuriyet gazetesine verdiği röportajda, kendisinin AKP tarafından yasa dışı ilan edilmeye ve tüm siyaset yapma kanallarının bilinçli bir şekilde engellendiğine dikkat çeken HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisinin de yakın zamanda parti içinde veya toplumda 'seçilmişlik' pozisyonunda olmak istemediğini söyledi. Ülke gündemini ve muhalefetin durumunu değerlendiren Selahattin Demirtaş, yerel seçimlere ilişkin de "Asgari bir program ve ortak adaylarla yan yana gelinirse ülke nefes alır” dedi. 'YARGI HİÇBİR ZAMAN BAĞIMSIZ OLMADI' FETÖ davaları ve ÇHD'li avukatların davaları üzerinden Türkiye'deki hukuki sistemini değerlendiren Demirtaş, "Yargı hiçbir zaman bu ülkede bağımsız olmadı. Ancak son on yılda öncelikle Fethullahçı yapı, arkasından da AKP’nin bizzat kendisi yargıya yönelik açık ve ağır müdahalelerle kantarın topuzunu iyice kaçırdılar" dedi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın yargıyı açık bir biçimde baskı altına almaktan çekinmediğini söyleyen Demirtaş, " Düşünün ki altı ay öncesine kadar AKP’nin il-ilçe yöneticisi olan bir avukat bugün ağır ceza hakimi sıfatıyla HDP’lileri veya diğer muhalif kimlikteki yurttaşları yargılıyor ve çok ağır cezalara çarpıtıyor. Burada gerçek anlamda bir mahkemeden söz edilebilir mi?" dedi. 'BEN HAKİM OLSAM İSTİFA EDERDİM' İnsanların Türkiye'deki hukuk sistemine güvenmediğini söyleyen Demirtaş, "Mesele stresle baş etmenin çok ötesinde bir onur, bir haysiyet meselesidir. Eğer baskı altında haksız, hukuksuz bir karara zorlanıyorsan ve bunun dışında bir seçeneğin yoksa ben hakim olsaydım bunu açıklar ve istifa ederdim" dedi. Doğrudan talimat alan bir yargının insanlara güven vermesinin mümkün olmadığını söyleyen Demirtaş, " Fakat bütün bu çığırından çıkma hali geçicidir, çok uzun sürdürülemez böylesi kaotik düzenler. Er geç akıl, vicdan, adalet galebe çalacaktır. İyi kötü, Türkiye demokrasi yürüyüşünü sürdürecektir. Hiçbirimizin bugün olanları normalleştirmemesi, kanıksamaması gerekir. Aynı zamanda kararlıca ve inatla, hukuk ve adalet mücadelesini de her koşulda sürdürmek, olmazsa olmazdır" dedi. 'HDP 7 HAZİRAN ÇİZGİSİNDE' Partisinin durumunu değerlendiren Selahattin Demirtaş, HDP'nin 7 Haziran sonrasına kendisini uyarlamak zorunda olduğunu söyledi. Demirtaş, "Kanımca 'keşke' demenin değil, 'haydi' demenin zamanıdır. Yılgınlığa yer yok bizim dünyamızda. Ne yenildik ne tükendik ne de zayıfladık. Gücümüzün ve potansiyelimizin farkında olarak Türkiye'yi demokrasi ve barış rotasına sokacak etkili bir politik mücadele hattını hayata geçirme sorumluluğuyla karşı karşıyayız" dedi. 'MUHALEFET VAHİM HATALAR YAPTI' Türkiye'nin 7 Haziran sonrası geldiği süreçte, muhalefetin de payının olduğunu söyleyen Demirtaş, "Kendimi de dışında tutmadan açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, muhalefetin vahim ve tarihsel hataları bugüne geliş yolunu önemli ölçüde açmıştır" dedi. Çözüm sürecine yeterince sahip çıkılmadığını söyleyen Demirtaş, "Dokunulmazlıkların kaldırılması sürecindeki tavır, Yenikapı mitingine angaje olma, HDP ile yan yana durmaktan korkulması, barış ve çözüm projesi açıklamayarak içerde-dışarda savaş politikalarına destek sunulması, iki yıldır yasadışı bir şekilde içerde tutuluyor olmamıza rağmen böyle bir şey yokmuş gibi davranılması otoriterleşmeye açıkça zemin sunmuştur" dedi. 'ORTAK MÜCADELE KANALLARI YARATILMALI' "Dışarıda olsanız ne yapardınız?" sorusunu yanıtlayan Selahattin Demirtaş, "Dışarıda olsaydım daha etkili bir mücadele yürütebileceğimi her fırsatta söylüyorum. Zaten bu sebeple burada tutulmuyor muyum?" dedi. Ortada umutsuz olmak için bir neden olmadığını söyleyen Demirtaş, "Bizim tek derdimiz faşizmi sonlandırmak değil aynı zamanda onun yerine güçlü bir demokrasi inşa etmek olmalıdır. Çünkü faşizmin sonu otomatik olarak demokrasiye çıkmıyor. Bu noktada demokratik muhalefetin her düzeyde açık, ilkeli, işbirliğine, ittifaka, mücadele ortaklığına açık olması çok önemlidir" dedi. Yerel seçimlerde, muhalefetin bir umut yaratabileceğini söyleyen Demirtaş, "Partisel çıkarlar yerine ezilen sınıf, kimlik, cinsiyet çıkarları öncellenip cesur siyasi hamlelerle tabular yıkılır ve bütün demokrasi güçleri ortak adaylar etrafında (en azından bazı illerde) yan yana gelebilirse Türkiye’nin önü açılır, ülke nefes alır" dedi. 'SEÇİLMİŞ OLMAYACAĞIM' Siyasi kariyeri hakkında da konuşan Demirtaş, hükümetin, siyaset yapması için tüm kanalları tıkadığını söyleyerek, "Ben bir HDP’li olarak, demokrasi ve barış için partimin yanında, partimle birlikte olmaya devam edeceğim. Ama ne yakın ne de ileri bir zamanda HDP’de eşbaşkanlık dahil 'seçilmişlik' pozisyonu gibi bir düşüncem yok" ifadelerini kullandı.