Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, salgın gerekçesiyle İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla Diyarbakır Barosu’nun seçimlerinin ertelenmesini kanuna uygun buldu.

Diyarbakır Barosu, koronavirüs salgın gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla 47. Olağan Genel Kurulu’nun ertelenmesi kararına karşı Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’ne “yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali” davası açtı. Talebin reddine karar veren Mahkeme, İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla baro seçimlerinin ertelenmesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na aykırılık teşkil etmediğini ileri sürdü.

“SEÇİM TARİHİ GENELGE İLE DEĞİŞTİRİLEMEZ”

Diyarbakır İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun 2 Ekim’de aldığı kararla Diyarbakır Barosu’nun yapılması beklenen 47. Olağan Genel Kurul Toplantısı ertelendi. Bunun üzerine Diyarbakır Barosu, aynı gün (2 Ekim) karara karşı Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’ne “yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali” istemiyle dava açtı. Baronun mahkemeye sunduğu dilekçede, kararın yasal dayanağının bulunmadığı, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel kurulunu erteleme yetkisinin kanunla düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Koronavirüs salgınıyla ilgili çıkarılan 7244 sayılı kanun kapsamında da böylesi bir düzenlemenin bulunmadığına işaret edilen dilekçede, meslek kuruluşlarının dayanağının Anayasa’nın 135. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76 ve 95. maddelerinde düzenlendiği kaydedildi. Avukatlık Kanunu’nun 82’nci maddesinde ise olağan genel kurul tarihlerinin açıkça belirtildiği ifade edilen dilekçede, kanunla belirlenen seçim tarihinin genelge ile değiştirilemeyeceği, yorum yöntemiyle istisna kural getirilemeyeceği ve İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun toplantıların yasaklanmasına yönelik bir yetkisinin bulunmadığına dikkat çekildi.

“ERTELEME KAMU YARARI AMACI GÜTMÜYOR”

Erteleme kararının kamu yararı amacı gütmediği, kararın üyeler tarafından imzalanmadığı, kurulun toplanıp toplanmadığının dahi belli olmadığı hususlarına dikkat çekilen dilekçede, işlemin hukuki niteliğinin tartışmalı olduğu, işlem nedeniyle görevi sona ermiş olan organların göreve devam etmeleri nedeniyle fiili bir durumun oluşacağı belirtildi. İşlemin Avukatlık Kanunu’nun 82’nci maddesine açıkça aykırı olduğu vurgulanan dilekçede, kararın yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptaline karar verilmesi talep edildi.

MAHKEME: KARAR KANUNA UYGUN

Diyarbakır Barosu’nun talebini 16 Ekim’de değerlendiren Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükmünü hatırlattı. Mahkeme, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin oy birliğiyle reddine karar verdi.

KARARA İTİRAZ EDİLDİ

Diyarbakır Barosu’ndan karara karşı yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Baroların genel kurullarını yapmasına getirilen bu engellemeleri hukuki bulmadığımız gibi mahkemelerin açık yasa hükmüne rağmen ret kararı vermesini de hukuka açıkça aykırı buluyoruz. Yürütmenin durdurulması talebimizin reddine yönelik karar aleyhine Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yoluna gidilmiş olup, hukuki süreç devam etmektedir. Hukuka aykırı erteleme kararının iptalini sağlayıncaya kadar sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”