Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, ikili görüşme sonrası İstanbul'da ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan ve Merkel, ikili ilişkiler haricinde bölgesel ve stratejik konuların da görüşüldüğünü belirtirken, Berlin'de düzenlenen Libya konferansına ilişkin ikili arasındaki sözler dikkat çekti.

https://twitter.com/dokuz8haber/status/1220741801096687619?s=20 Ortak basın toplantısında Merkel, Berlin'de düzenlenen Libya Konferansı'nda mutabık kalan 55 maddenin kabul edildiğini belirtirken, Erdoğan Libya Ulusal Ordusu lideri Halife Hafter'in bu maddeleri kabul etmediğini söyledi. Erdoğan, "55 maddeyi sözde kabul etmek başka bir şey, altına imzayı koymak başka bir şey. Hafter henüz buna imzayı koymuş değil. Bunları biz tamamiyle kabul olarak anlamıyoruz" derken, Merkel "Hafter de 55 maddeyi kabul ettiğini söylemedi, sadece ateşkesi kabul etti. Moskova'da olduğu gibi imzalamadı bu konuda haklısınız" yanıtını verdi. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Almanya'daki Türk toplumunun huzur ve refahı bizim için önemlidir. Onların kendilerini evde hissetmeleri bizler için çok önemlidir. Bu konuda Alman dostlarımızın atacağı bir çok adım bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda terör örgütü yandaşları Türklere yönelik saldırılar düzenlediler. Bu saldırıları bir kez daha lanetliyorum. Bu eylemlerin demokratik bir hak gibi gösterilmesini anlamak mümkün değildir. Almanya'dan sorumluları cezalandırmasını bekliyoruz."

MERKEL'E TEŞEKKÜR ETTİ

"Merkel'e Libya'da barış sağlanması için çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye olarak Almanya'nın bu inisiyatifine en etkin destek veren ülkeler arasında yer aldık. Talebi üzerine Libya'da meşru hükümete destek sağlamamızın amacı da kan dökülmesinin önüne geçmek ve siyasi zeminin harekete geçmesine katkı sağlamaktır. Darbeci Hafter ve destekçilerinin son birkaç gündür saldırılarını artırması, bu şahsın uzlaşı gibi bir niyeti olmadığını anlatmaktadır. Libyalı kardeşlerimizi bu zor gününde yalnız bırakmamaya kararlıyız. Merkel'in açıklamalarından satır başları şöyle: "AB'de karar alabilmek için çoğunluk kararları gerekiyor. Suriye'deki siyasi konuları ele aldık. Siyasi olarak Anayasa komitesi başkanı Pedersen'in süreci devam ettirmesi gerektiğini düşündük. Bu tür gelişmelerin bu yılın ilk çeyreğinde devam etmesi gerektiğini konuştuk. Libya'da askeri komitenin tekrar bir araya gelmesi söz konusu. Artık kırılgan bir ateşkesin sağlam ve kalıcı bir ateşkese dönüşmesi için çaba harcanması gerekiyor. Sarraj'ın da sürece katkı sağlanması önemli. Çok kapsamlı konuları ele aldık, ikili konuların yanı sıra bölgesel ve stratejik konuları ele aldık. Bizim Türkiye'nin mülteciler konusunda sağladığı desteği takdir ettiğimizi ifade ettik. 3,5 milyon mülteciyi kabul etmenin ne kadar önemli bir çaba olduğunu takdir ediyorum." İkilinin açıklamaları sonrası soru-cevap bölümüne geçildi.

"HAFTER'İN YARIN NE YAPACAĞI BELLİ OLMAZ"

"Libya'da Türkiye ne zaman müdahale edecek? Türkiye silah ambargosuna uyacak mı?" sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi: "Biz şu anda oradaki askeri güçlere Libya'nın, özellikle Sarraj yanlısı güçlere eğitim vermek için TBMM'de de süreci tamamladık. Çıkardığımız yasal düzenlemeyle heyetimizi gönderdik, gönderiyoruz. Biz Sarraj'ı yalnız bırakmayacağız. Elimizden gelen desteği vermekte kararlıyız. Buradan giderken TBMM kararıyla askerimizi gönderiyoruz. Askerimiz orada bu eğitim çalışmalarına gerekli desteği verecek. 500 yıllık bir geçmişi olan Türkiye'nin Libya'ya mazisi, herhalde böyle bir hakkı doğurur. Biz bir terör noktasında herhangi bir tanınırlığı olmayan kişiye değil, Sarraj'a ki BM Güvenlik Konseyi'nin meşru olarak tanıdığı bir kişiye ve onun ordusuna böyle bir desteği veriyoruz. Hafter nasıl bu şekilde bazı ülkeler tarafından tanınıyor bunu anlamakta zorlanıyoruz. Moskova'da oraya çağırmışlardır, oradan kaçmışlardır adeta. Berlin'de açıklanan 55 maddelik metne de imzasını koymamış, koyacağı söylenmiştir. Aldığım bir bilgiye göre Rusya'nın 28'inden sonra katılacağına dair bazı şeyler söyleniyor. Tutarlı şeyler değil, bir insan bu tür desteklerle şımartılırsa, ki bu desteklerin arkasında BAE ve Mısır var, her türlü silah desteğini veriyorlar, Sudan'dan 5-6 bin civarında kara gücü söz konusu. Bütün bunlar olurken 500 yıllık mazisi olan Türkiye'yi Libya'ya davet eden dostlara hayır dememiz mümkün değildi. 55 maddeyi sözde kabul etmek başka bir şey, altına imzayı koymak başka bir şey. Hafter henüz buna imzayı koymuş değil. Bunları biz tamamiyle kabul olarak anlamıyoruz. Uluslararası diplomasi, hukuk anlayışımızda böyle bir durum söz konusu değil. Hafter'in de yarın ne yapacağı belli olmaz onu da size söylemiş olayım." Merkel'in yanıtı ise şöyle oldu: "Berlin Konferansı'nda tarafları destekleyen ülkeleri bir araya getirdik. Konferanstan beri, hatta daha önceki Rusya'daki görüşmeden beri çatışmalar azalmıştı. Şu anda askeri komitenin toplanması önemli. Bu anlaşmanın ötesinde bu komiteye öneri isimler bildirildi. Ben bütün çatışmaların hemen sonlanacağını beklemiyordum, kırılgan bir denge. Bu 55 maddenin kabul edilmesi çok önemliydi. Aslında bu maddelere uyulmaması doğal değil, zor bir süreç, biz de bu süreci takip ediyoruz. Toplantıda bulunan diğer ülkeler de ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler. Hafter de 55 maddeyi kabul ettiğini söylemedi, sadece ateşkesi kabul etti. Moskova'da olduğu gibi imzalamadı bu konuda haklısınız." Kaynak: Ajanslar