10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının dördüncü gününde kararın açıklanması bekleniyor. Duruşmada konuşan Sanık avukatı Orhan Şahin, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şiir okudu diye mahkum edilerek haksızlık yapıldı. Yargılamada haksızlık yapılması muhtemel" ifadelerini kullandı
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]1[/mks_dropcap]03 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın karar duruşması dördüncü gününde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu'nda görülmeye devam ediyor. Duruşmayı aileler, HDP milletvekillerinden Kemal Bülbül, Celadet Gaydalı ile CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal takip etti. Aileler üç farklı arama noktasından yapılan detaylı aramanın ardından salona alındı. Sanıkların beyanları ile süren duruşmada söze Gar Katliamı’nda keşif yapmakla yargılanan Hakan Şahin başladı. Sanık Yakup Yıldırım'ın ifadesine dair konuşan Şahin, “Yakup’un dediği gibi onun telefonunu kullandım şarjım ve kontürüm olmadığı için” diye konuştu. Şahin, mahkeme başkanının, Hüseyin Tunç ve diğer sanıklarla görüşüp görüşmediği yönündeki soruya "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. “Ben Ankara'ya dedikleri gibi keşif yapmak için gelmedim” diye konuşan Şahin savunmasına şöyle devam etti: “Ankara’ya tedavim için geldim. Araç kiralamak için Ulus'ta kaldığım otel personeline sordum. Onlarda beni Çankaya'ya yönlendirdi. En son gelen mailde Yunus Durmaz'ın beni keşif için Ankara’ya gönderdiği söyleniyor. Ben kendim geldim Ankara. Yunus Durmaz göndermedi." “ARACI ÜZERİME ALDIM AMA ARACI SADECE BİR KEZ GÖRDÜM” Şahin, katliamda kullanılan ve üzerine kayıtlı olan araca dair, "Bu aracın nasıl işlerde kullanıldığını ben bilmiyorum. Konuşmalarda da var zaten ellerinde başka araç olmadığı için bu aracı kullanmışlar. Ben aracı üzerime aldım fakat sadece bir kere gördüm aracı. Kod adımın Davut olduğu söyleniyor ama ben bu ismi hiç kullanmadım" savunmasında bulundu. “AVUKATLAR YA ÇEKİLMEK İSTEDİ YA DA VİCDANEN KABUL ETMEDİ” Ardından söz alan sanık Yakup Şahin, Şahin’e daha önce mütalaaya ilişkin savunma yapmak için ek süre talep ettiğini, bu talebin reddedilmesi sebebiyle yeniden ek süre talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı Sanık Yakup Şahin’in talebini de reddetti. Avukatı olmaması nedeniyle esasa ilişkin savunmada bulunmayan Şahin, “Avukatla savunma hakkımı kullanmadım. Hangi avukata dokunsak ya çekilmek istediler ya da vicdanen kabul etmediler. CMK avukatları çekip gittiler. CMK avukatlarını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Hakan Şahin ve Yakup Şahin’in beyanları sonrası sanıklar Abdülhamit Boz, Abdülhamit Demir ve Hüseyin Tunç'un avukatı Orhan Şahin söz aldı. Şahin, sanık Yakup Şahin’in vekili olma talebinde bulundu. Ardından savunmasını yapan Şahin, "Adil bir yargılama olmadı inşallah adil bir karar çıkar" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer Abdülhamit Boz sizin dosyanızdaki Abdülhamit Boz olsaydı Antep’teki patlamadan yargılanması gerekirdi. Ama yargılanmadı. Şu anda Abdülhamit Boz için yeniden mütalaa gerekmektedir. Hem beraatını hem de adlı kontrolsüz tahliyesini istiyoruz." “BUNLAR FETÖCÜLERİN İŞİDİR” Savunmasını Kur’an ayeti okuyarak sürdüren Avukat Orhan Şahin’e, aileler tepki gösterdi. Savunmasına devam eden Orhan, “Antep’te PKK’lilere ait yerlerin ortaya çıktığını” belirterek, “Dosyada müvekkilimin fotoğrafları olduğu söyleniyor ana dosyada müvekkilime ait değil elde edilen hard disklerde PKK’liler yer alıyor. Bunlar FETÖ’cü alçakların işidir. Şu an ölen Yunus Durmaz kimsenin sözünü dinleyeceği bir adam değil. Bir, iki, üç defa bir şey söyleyip yapılmadıysa Yunus direkt kafaya sıkan bir adam” dedi. “YUNUS DURMAZ IŞİD ÜYESİYDİ” Yunus Durmaz’ın IŞİD üyesi olduğunu söyleyen Şahin, “Yunus vefat etti. Yunus düğüne gitmekten, çocuğunu okula göndermekten içki içmekten nefret eden ve günah olduğunu biliyoruz. Yunus çocuğunu bile okula gönderen bir adam değildi. Okulun günah yerleri olduğunu söylerdi. Şimdi Hakan Şahin ve Yunus Durmaz’ın arasında büyük bir kültürel fark var” diye konuştu. AVUKAT: İSPATLARSANIZ MESLEĞİ BIRAKIRIM Sanık avukatı Orhan Şahin’in, Müşteki avukatlarını kast ederek söylediği “Hakan Şahin’in Antep’ten İstanbul’a bomba taşıdığını ispatlarsanız ‘Şeref’im namusum üzerine bu mesleği bırakırım’” sözlerine aileler tepki gösterdi. SANIK AVUKATINDAN ERDOĞAN ÖRNEĞİ Adalet taleplerini yenilediğini belirten Şahin’in, “Ülkede birçok kişiye hata yapıldı. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş’e hata yapıldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şiir okudu diye mahkum edilerek haksızlık yapıldı. Yargılamada haksızlık yapılması muhtemel” sözleri üzerine salonda “Deniz ve Mahir’i ağzına alma” denildi. Sanık avukatı Şahin’in müvekkilleri hakkındaki savunmasını bitirmesi sonrası mağdur ailelerin avukatı Eylem Sarıoğlu konuşmaya başladı. Sarıoğlu, duruşmanın üçüncü gününde Sanık Yakup Karaoğlu ve Esin Altıntuğ arasındaki tartışmanın ardından sanık Karaoğlu’nun örgüt üyeliğinden değil yöneticiliğinden ceza almalarına ilişkin taleplerini yineledi. Sarıeroğlu, savcının mütalaasında “silahlı terör örgütü üyeliği”nden ceza istediği Karaoğlu’nun konumunun değiştiğini ekledi. Sanık Esin Altıntuğ, Yakup Karaoğlu’na ilişkin, “Eşim Halil’in firar ettiği gece Yakup’un onu kaçırdığını söyledi. Zorla evimizde ders yaptırdı misafir getirtti. Yabancı misafirleri gelirdi. Benim evime de getirtmek istedi ama müsaade etmedim. Hiçbir şey yapmamış gibi şimdi yalan söylüyor burada” demişti. SANIK: “BEN ANAYASAL DÜZENİ BOZACAK ADAM DEĞİLİM” Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanıklara son sözlerini sordu. Sanık Resul Demir, son savunmasını yinelediğini dile getirerek, “Ben Anayasal düzeni bozacak adam değilim” diye konuştu. Mağdur avukatlarının kendisini Bingöl’de Islah- Der ile ilişkilendirmeye çalıştığını belirten Sanık Mehmedin Baraç, “Ancak Islah- Der hakkında Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava karara bağlandı. Benim dernek bağlantım olduğuna dair beyanda bulunulmadı. Benim ilişkim olduğuna dair de beyan olmadı” dedi. Baraç, kendisi hakkında kesin kanıt gösterilmeden suçlama yapıldığını öne sürerek, “Müşteki avukatlarının gerçekten adalet istediğine inanmıyorum” ifadelerini kullandı. 1,5 yıl önce hakkında talep edilen adli tıp raporunun hala mahkemeye getirilmediğini söyleyen Baraç, “1,5 yılda adli tıp raporunun gelmemesi cezaevinde sağlık konusunda nasıl sekteye uğradığımı gösterir” savunmasını yaptı. Sanık Suphi Alpfidan, “Kürt’üm. Bu kadar Kürt düşmanı adamın benimle ilişkilendirileceği aklımın ucundan geçmezdi” ifadelerini kullandı. KARAOĞLU’NDAN MAHKEME BAŞKANINA: ARKANIZDA ‘ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR’ YAZIYOR Sanık Yakup Karaoğlu, “Siyasal İslam’ın temsilcisi olarak gördüğüm AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsilci olarak bizi görüp, bize baskı uygulanmasını anlayacağınızı umuyorum” diye konuştu. Karaoğlu, Mahkeme Başkanı Giray’a, “Sizden ricam bizi burada iş olarak görmeyin. Birçok insan burada bu iş bitsin de gidip uyuyayım, yemek yiyeyim diye düşünüyorlar. Bize kızıyorlar. Sizden rica ediyorum karar vermeden önce vicdanlı düşünün. Arkanızda ‘Adalet mülkün temelidir’ yazıyor. Sürekli sırtınızı dönüp oturuyorsunuz. Belki unutmuşsunuzdur” dedi. Sanık Esin Altıntuğ, mahkemeye geldiğinden beri yardımcı olmaya çalıştığını iddia ederek, “Halil İbrahim Durgun’un 13 Kasım gecesi yanına gittiğim için pişmanım. Kendisi geberdi gitti. Lekesi benim ve evlatlarımın üzerine kaldı. Yaptığı hiçbir işten haberim yoktu. Yunus Durmaz’ın eşi olaydan sonra 5 ay boyunca kaçtı. Yakalandı 4 yıl 2 ay ceza aldı. Ben yaptıklarım için pişmanım” diyerek beraatını istedi. Karar için duruşmaya 17.00’ye kadar ara verildi. 9 SANIĞA 101'ER YIL AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET Verilen aranın ardından karararını açıklayan mahkeme, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç'a, "anayasal düzeni ihlal"suçundan 1'er, "100 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 9 sanığa ayrıca ''öldürmeye teşebbüs''ten 10 bin 557'şer yıl hapis cezası verildi. AİLELER: ADALET DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ Katliam mağduru aileler ve avukatlar, duruşma salonu dışında bir araya geldi. Kapatılan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun karar sonrası yapılan ilk açıklamada, “Biz bu insanların aileleriyiz. Biz başka bir yöntem bilmiyoruz. Bu mücadeleyi devam ettirdik. Bu ülke başka katliamlar görmesin diye bedenlerini feda eden insanlarımız... Siz olmasaydınız bu salonlarda üç kişi çaresizliği hissedecekti. Adalet mücadelesini bu saatten sonra da devam ettireceğiz. Bildiğimiz kararı dinledikten sonra da azmimizi kaybetmeyeceğiz. Mücadele nasıl yapılır göstermiş olduk. Biz adaletin bizi iyileştireceğine inanan insanlar olarak hep birlikte büyük bir şeyi başardık. Adaletin iyileştirici duygusunun karşısında ağlamayacağız ve pes etmeyeceğiz. Adalet demeye devam edeceğiz” dedi. Kaynak: MA,Evrensel