Grup Yorum üyesi Helin Bölek, ölüm orucunun 288. gününde hayatını kaybetti. Grup Yorum'a yönelik giderek artan baskılara karşı neredeyse bir yıl önce başlayan açlık grevi  Helin Bölek ve İbrahim Gökçek tarafından sürdürülüyordu.
Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek, cezaevindeki Grup Yorum üyelerinin tahliye edilmesi, İçişleri Bakanlığı tarafından haklarında çıkarılan yakalama kararlarının iptal edilmesi,  İdil Kültür Merkezi üzerindeki baskıların son bulması ve yine süreklilik kazanan konser yasaklarının kaldırılması talebiyle açlık grevine başlamış ve bu grev bir süre sonra ölüm orucuna dönüşmüştü.

"BUGÜN ÇOK TARİHİ BİR GÜN, BUGÜN BİR SANATÇIYI ÖLDÜRDÜLER"

Bölek için ölümünün hemen ardından bir tören düzenlendi ve burada diğer Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek konuştu: "Bugün çok tarihi bir gün. Bugün bir sanatçı sanatını yapabilmek için hayatını kaybetti. Bir sanatçıyı öldürdüler." Sanatçının ölümüne ilişkin bir açıklama yapan İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Vakfı, ölümden iktidarı sorumlu tutarak "Resmi Gazetede yayınlanan ceza infazına ilişkin yeni yönetmelikle zorla müdahaleyi meşrulaştırma girişimine işaret eden güvenlikçi bakış açısıyla bu kayıptan siyaseten sorumludur" dedi.

İHD ve TİHV AÇIKLAMA YAPTI: ÇOK ÜZGÜNÜZ, YETEMEDİK

İnsan hakları mücadelesinin iki önemli kurumu tarafından "yetemedik, göz göre göre gelen kaybı önleyemedik" vurgusuyla yapılan açıklama şöyle devam ediyor: "İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak uzun süredir açlık grevlerinin geldiği boyut ve açlık grevcilerinin sağlık durumu ile ilgili değerlendirmelerimizi paylaşıyor, taleplerinin öncelikle insani ve hak temelli niteliğini aktararak herhangi bir kayıp yaşanmadan bu taleplerin duyulmasını ve hızla çözüm için adım atılmasını vurguluyorduk. Helin Bölek’in yaşamını yitirmesi nedeni ile çok üzgünüz, insan hakları örgütleri olarak yetemedik. Bu göz göre göre gelen kaybı önleyemedik. Ailesine, Grup Yorum ve sevenlerine başsağlığı dileriz. İktidar ise zorla alıkoyma ile başlayan, “önce onlar bıraksın” tutumu ile süreci daha da gerginleştiren, 29 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ceza infazına ilişkin yeni yönetmelikle zorla müdahaleyi meşrulaştırma girişimine işaret eden güvenlikçi bakış açısıyla bu kayıptan siyaseten sorumludur. Daha fazla kayıp olmaması için iktidarı hızla adım atmaya, talepleri karşılayarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz Bir yaşam hakkı ihlali daha yaşanmaması için tek yolun güvenlikçi anlayışı bir an önce terk ederek, önceliği yaşamdan ve insan haklarına gereken saygıyı göstermekten yana kullanmak olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."

İÇİŞLERİ  BAKANLIĞI: "ÖLÜM ORUCUNU BIRAKSINLAR, DEĞERLENDİRELİM"

Geçtiğimiz hafta insan hakları savunucularından oluşan bir heyet ile İçişleri Bakanlığı arasında bir görüşme gerçekleştirilmiş ve bu görüşmede İçişleri Bakanlığı yetkililerinin, Grup Yorum üyelerinin açlık grevini bırakmaları durumunda taleplerinin değerlendirileceğini söyledikleri açıklanmıştı. Ancak bu açıklamaya yanıt veren Grup Yorum üyelerinden Seher Adıgüzel, "Bakanlığa güvenmiyoruz, talepler karşılanana kadar ölüm orucunu bırakmayacağız" demişti. Grup Yorum'un çalışmalarını yürüttüğü İstanbul'daki İdil Kültür Merkezi son iki yılda polis tarafından 10'dan fazla kez polis baskınına maruz kaldı. Bu sırada Grup Yorum'a ait enstrümanlar başta olmak üzere birçok eşya kırıldı veya kaybedildi. Nota defterleri ve şarkı kayıtları zarar gördü. Grup Yorum'un yaptığı açıklamaya göre, bu baskınlarda 30'u aşkın kişi tutuklandı. Grubun halen tutuklu üyeleri bulunuyor.

GRUP YORUM'UN TALEPLERİ NELER?

Ölüm orucundaki grup üyelerinin talepleri şöyle: * Sürekli baskına uğrayan, terörize edilmeye çalışılan ve Grup Yorum'un çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezine polis baskınları son bulsun. * Grup Yorum üyeleri İçişleri Bakanlığı'nın Bakanlığın arananlar listelerinden çıkarılsın. * Yaklaşık 3 yıldır neredeyse tüm konserleri yasaklanan Grup Yorum üzerindeki konser yasakları kaldırılsın. * Yorum üyelerine yönelik olarak açılan davalar düşürülsün. * Tutuklu Grup Yorum üyeleri derhal serbest bırakılsın.