Komşusu Hüseyin Meriç’e şiddet uyguladığı gerekçesi ile tutuklu bulunan Halil Sezai açıklama yaptı.

İstanbul Tuzla’da komşusu Hüseyin Meriç’e şiddet uyguladığı gerekçesi ile tutuklu bulunan Halil Sezai açıklama yaptı. 5 ayrı suçtan toplamda 3 yıl 7 aydan, 13 yıl 10 aya kadar hapsi istenmişti. Twitter hesabından aldığı cezaya ilişkin konuşan Sezai, “Kimse sormadı ama… ‘Bu bir itibar suikastıdır’” dedi. Halil Sezai’nin açıklamasının tamamı şöyle: "Kimse sormadı ama… ‘Bu bir itibar suikastıdır.’ Günlerdir kamuoyunda tutuklu yargılanmama gerekçe olan olaylar hakkında pek çok şey yazılıyor, anlatılıyor, söyleniyor. Herkes kendi dünya görüşü, değer yargıları üzerinden söz söylüyor, yorum yapıyor, hüküm veriyor. Kimse de bana ‘Aslında ne oldu? Nasıl oldu?’ diye sormadı, sormuyor ama ön yargılar hakkımda kamuoyu yargısına dönüşüyor. Korkarım ki bu kamuoyu yargısı, adli yargıyı yönlendirici bir baskı oluşturmak amacıyla, bilmediğim (ama tahmin ettiğim) nedenler ile pompalanıyor. Bakın, savcılığa sunulan kamera kayıtlarının kesilip, biçilmiş olması, bazı yerlerin sesinin açılıp, bazı yerlerin kısılmış olması, basının ve kamuoyunun yalan bilgilerle yönlendirilmesi, yargıya tesir altında bırakacak yalan haberlerin olması bunların hiçbirinden kaygı duymuyorum. Geç de olsa gerçekler görülür ve adalet yerini bulur. Ancak; beni ezan ve inancım yüzünden yargılama, linç etmeye kalkışılmasını kaldıramıyorum. Şimdiye kadar insanlığa, doğaya karşı vicdanı sorumluluğum olduğunu bilerek yetiştirildim ve kendimi yetiştirdim. Paylaşmanın kutsallığını deneyimledim. Maddi, manevi imkanlarımı insanlarla ve doğadaki canlılarla paylaştım. Elimden geldiğince mutlu etmeye çalıştım, benim de mutluluğa ihtiyacım olduğu için… Allah’tan kendi adıma hiçbir şey istemedim, aşk dışında… Onun ne istediğini anlamaya çalıştım. Onu dinledim, hissetmeye çalıştım. Ezan, bir köprü ve vicdani sorumluluklarımı hatırlatan kutsal bir çocukluk yadigarıdır. İşte tam da bu yüzden, beni buradan yaralamalarına, yargılamalarına müsaade etmeyeceğim. Ezan saati ile denk geldiğim konserlerimde ara verdiğim için çok matah bir durummuş gibi haberlerinin yapılmasına nasıl şaşırdıysam, şimdi de aynı şaşkınlık ve kızgınlık içindeyim. Kim, neye inanırsa inansın… Kim ne yer ne içerse içsin bu beni ilgilendirmez. Anca tek derdimizin sadece YouTube içeriği çekmek olduğu zaman diliminde (yaklaşık 6 ay) her defasında, verandasında kurduğu hoparlörlerle içki masasına çöreklenip, saatlerce ezan açmasının sebebinin içinde iyi niyet arayamam. Ezanı kişisel husumeti için bir tahrik ve taciz aracı olarak kullanılmasını yediremedim. Yansıtılan algının tam aksini savunduğum bir tepkinin, şeytani bir şekilde bu duruma getirilmesini hazmedemiyorum. Evet, bunu daha soğukkanlı, daha sükunetli yapamadığım için üzgünüm. İnsanız… Sizlerden ricam; benim de söyleyeceklerim olduğundan haberdar olmanız ve benim açımdan da olaylara bakmanız. Hem de kendi objektifliğiniz ile. Bu şahsın eylemlerine, kişiliğine, kimliğine ve beyanlarına daha dikkatli bakmanızdır. Çünkü; bir yargıda bulunmadan önce, gerçekliği oluşturmak vicdani bir görevdir. Son olarak; her ne kadar böyle bir ispatta bulunmak durumunda kalmayı gururuma yediremesem de sırtımdaki dövmeyi incelemenizi rica ediyorum. Arama motoruna ‘Halil Sezai dövmesi’ yazmanız yeterli. Kurumuş bir ağaçta açmış tek bir yeşil yaprak var. Ne yazıyor üstünde? Sevgiler… Halil Sezai…”