CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB'nin genel sekreterliğine getirilen Can Akın Çağlar ile ilgili tartışmaya değindi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu yönetimine karışmayı doğru bulmadığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bir Ülke Bir Kent’ adlı YouTube kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sekiz yıl önce CHP milletvekilleri Aykut Erdoğdu ve Sezgin Tanrıkulu tarafından yolsuzlukla suçlanan Can Akın Çağlar'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından genel sekreterliğe atanmasına ilişkin gelen eleştirilere yanıt verdi. "İBB'ye Yeni Genel Sekreter atanmasıyla ilgili de kim yönetecek. İmamoğlu. Yönetici kadrosuna müdahaleyi doğru bulmuyorum" görüşünü paylaşan CHP lideri, "Genel sekreter üzerinden yapılan tartışmaları doğru bulmuyorum; biz Ekrem Beyin geliştirdiği projelere bakmalıyız" dedi. https://www.youtube.com/watch?v=xCCb81pMXBA Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Ortada AK Parti kalmadı. Sadece Erdoğan konuşuyor. Bir kişi devletin bütün kurumlarına egemen. Hakim dinlemiyorsa görevinden alınıyor. Kendi beğendiği bir yargıcın atandığını görüyoruz. Bu tablo bizi rahatsız ediyor." "Tablonun Türkiye'ye getirilmesinden mutluyum. Londra'daki İBB tarafından satın alındığını duyduğumda hepimiz mutlu olduk. Önemli bir tablo. Değeri parayla ölçülebilecek gibi değil." "İBB'ye Yeni Genel Sekreter atanmasıyla ilgili de kim yönetecek. İmamoğlu. Yönetici kadrosuna müdahaleyi doğru bulmuyorum. Belediye Başkanı arkadaşları şunu söyledim; 'Elimi kolumu bağladılar' mazereti ile gelmeyecek. Formül bulacak. Bulamıyorsa bana soracak. Ekrem beyi eleştirenler şuna baksın. Onların 20 yıldır yapamadığını Ekrem bey 1 yılda yaptı..

"ANA KARARLAR EKREM BEY VE KADROSUNDA"

Ana kararlar Ekrem bey ve kadrosunda. Genel sekreter üzerinden yapılan tartışmaları doğru bulmuyorum; biz Ekrem Beyin geliştirdiği projelere bakmalıyız." "Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim; belediyede siyaset yapacak bir kişi var o da belediye başkanıdır. Onun dışındakilerin liyakatli ve teknik kişilerden oluşması gerekiyor. Belediye başkanı bir hedef verecek, diğer kadrolar da bunu en iyi nasıl gerçekleştireceğini konuşacaklar." "Bürokrasinin yasalara uygun çalıştığı bir ortamda hiçbir sorun yoktur. Bürokrasi siyasetin emrinde çıkar peşinde koşar ve liyakatin yerine sadakatin yerini aldığı bir düzen çıkarsa orada her şey bozulur. Biz 89'a benzer bir sendromu yaşamak istemiyoruz. Herkes son derece dikkatli davranmalı."

"SİVİL DARBE DÖNEMİNDE YAŞIYORUZ"

(Kuğulu Parkın önü çevrilmiş durumda... Bu tablo için ne diyorsunuz? Bu nasıl bir devlet yönetimidir?) 20 Temmuz sivil darbe döneminde yaşıyoruz. Bu tablo yargının vesayet altında olduğunu gösteriyor. Devlet etki ve tepkiyle yönetilmez. Devlet akılla bilgi birikimle yönetilir." "Avukatlar düşüncelerini bildirmiştir. Baro Başkanlarının içinde değişik siyasi görüşlerde başkanlar da var. Bu devleti tahrip yasasıdır. Ben Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Proejesi Eşbaşkanı olmaya devam ettiğini düşünüyorum. Milleti kurumları bölüyorlar. Erdoğan'ın görevi bu zaten. Egemen güçlerin taleplerini yerine getiriyorlar." "Erdoğan bugüne kadar bu ülkeye en büyük zararı veren kişidir. Rejim değişti zaten. Saray rejimi var. Bakanlar da memur gibi çalışıyorlar. Müsteşarlıkları kaldırıp yerine bakan koydular. Parlamentoya sorumlular mı? Değil. Bir kişi sorumlu o da kim? Erdoğan."

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE GÜNDEMİ DEĞİŞTİRİYORLAR"

"İstanbul Sözleşmesi'nin değişeceğini sanmıyorum. Sadece gündemi değiştirmek için söylenen bir olay. İstanbul Sözleşmesi bu bağlanma gündeme getiriliyor. Ben kadın kuruluşlarıyla yaptığım görüşmede bunu ifade ettim. Bir uluslararası sözleşmeyi atını imzalayan bir iktidar bir süre sonra 'beni kandırdınız, ben imzamı çekiyorum' nasıl diyecek Allah aşkına. Bunu sormayacaklar mı; 'Birdenbire nasıl oldu da bir sorun haline geldi bu?' diye. Belli kişiler bundan rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla da bunu siyasetçi üslubuyla gündeme getiriyorlar. İmzanın çekişmesi TC devleti attığı imzanın bile farkında değil. Türkiye'yi yöneten kişilerin imzaladıkları belgeden haberleri bile yok. Türkiye'nin saygınlığını zayıflatan bir tablo ortaya çıkarır."