Kürt siyasetçiler Gültan Kışanak ile Sebahat Tuncel'in yeniden yargılanmasına karar verilen duruşma görüldü. Mahkeme Tuncel ve Kışanak'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 13 Nisan'a erteledi.

ETHA'nın haberine göre Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi tarafından yerel mahkemenin yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak'a verdiği 14 yıl hapis cezası ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'e verdiği 15 yıl hapis cezasının bozulmasının ardından yeniden başlanan yargılamanın 3. duruşması görüldü. Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Tuncel ve Kışanak SEGBİS ile katılırken, Tuncel'in avukatları hazır bulundu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ve HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, HDP Kadın Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP-DBP Malatya il-ilçe örgütlerinin yanı sıra Kışanak ve Tuncel'in aileleri duruşmaya katıldı. Savunma yapan Sebahat Tuncel'e ise Manisa'da 8 Mart 2015 tarihinde yaptığı bir konuşma soruldu. Tuncel, 8 Mart günü kadınlara yönelik uygulanan şiddeti kınadı ve "Kadınlar kendilerine karşı uygulanan taciz, tecavüz, şiddet, katliam politikalarına karşı sokaklara çıktı. Fakat şiddetle karşı karşıya kaldılar. Bu politikaları kınadığımızı ilk günden beri söylüyoruz" diyerek tüm kadınların 8 Mart'ını kutladı. Tuncel, savunmasında şu ifadeleri kullandı: "Kadınlar özgür olmadan toplum özgür olmaz dedik. Eşbaşkanlık sistemi, kadın politikaları, Meclis'te kadın vekillerin olması Kürt kadınının verdiği mücadeleden dolayıdır. Bu konuda hiç mütevazi olmayacağım. Belediyelere kayyım atanmasının nedeni eşbaşkanlık sisteminin olmasıdır. Kadınlar tehdit olarak görülüyor. Kürt kadınları hedef haline getiriliyor. 'Kadınlar tacize, şiddete ve katliama maruz kalıyor' dedik diye bugün yargılanıyoruz. Batıdaki kadınlarla kol kola her şehirde mücadele ettik ve bunlar şimdi suç olarak dosyaya konulmuş.

"KÜRTLER OLARAK VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMIŞIZ"

"Birlikte yaşadığımız erkeklerin değişmesi gerekiyor. Bazı mahkemelerde erkekler kendilerini savunup, kadınları suçlayıp iktidarlarını sürdürmeye çalışıyor. Bunlar değişmeden özgürlük olmaz. İstismarlar, katliamlar devam edecek. Manisa'da da 8 Mart'ta yaptığım konuşmalarda bunlar yer aldı. Valilikten izin alınmış bir mitingdi. İzin verilen mitingde siyasi partinin eş genel başkanı olarak Silopi'de katledilen DBP PM üyesi ve yöneticileri olan Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar'ın saatlerce çatışma ortamında kaldığını, Bakanlık ile yapılan görüşmelerde ambulansın gönderileceğini fakat gönderilmediğini daha sonra bu kadınların katledildiğini, yüzlerinin tanınmadığını, saçlarından tanındığını söylemişim. İddianamede bu kriminalize ediliyor. Bu kadınlar partide yönetici, devletin bilgisi dahilindedir. Biz bu yapılanlara tabi ki ses çıkaracağız. Tabi ki soracağız ve bunun için yargılanıyorum. Kürtler olarak vatandaşlıktan çıkarılmışız. "Biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Barış için yıllardır mücadele veriyoruz. Sayın Öcalan ile yürütülen müzakerede tek bir insanın burnu dahi kanadı mı? Fakat biz barış vadedip yargılanırken ülkenin Cumhurbaşkanı 'şehitler tepesi boş kalmasın' diyerek ölüm vadediyor. Bizler barış için mücadele etmek için DBP Eş Genel Başkanı ve milletvekili seçildik. Bizlere sorumluluk verildi ve bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Barış için, kadınlar için verilen tüm mücadele suç sayılıyor. Kadınlar olarak susmayacağız ve söz söylemeye devam edeceğiz."

AVUKATLARDAN MAHKEMEYE TARAFSIZLIK ÇAĞRISI

Tuncel'in avukatlarından Cemile Turhallı Balsak ise mahkeyi tarafsız olmaya davet etti. Açık tanık Ayverdi'nin 27 Mart 2019'da beyan verdiğini söyleyen Balsak, "Direk sorulan sorularda hukuku aykırı kurallar var. Sebahat Tuncel'in fotoğrafı alınıp dosyaya konulmuş ve sorularda (size gösterilen şahsı tanıyor musun) direk yönlendirmedir. Fotoğraf gösterilen kişinin tanımaması mümkün mü? Bu tanık etkin pişmanlık yasasından faydalanan biridir. Ayrıca bu tanığın 2018 yılında tahliye edildiği söyleniyor bunu netleştirmenizi istiyoruz. Tanıktan ifade alan savcı yok, katip yok, jandarma görevlisi var. Bu şahıs bütün dosyalarda aynı ifadeyi vermiş. Diyelim ki Sebahat'te acele ettiniz unuttunuz normaldir ama dört saat önce beş saat önce hazırlanan ifade tutanakları da aynıdır. Açık açık bir suç yaratmadır, bu hukuksuzluktur. Tanık aykırı beyan verdi tahliye ile ödülünü aldı. Bir telefon dinlenmesi var bunun savcılık izni olup olmadığını öğrenmek istiyoruz çünkü dosyada buna yönelik bir belge yok. Son olarak ise 4 yıla yakındır yapılan yargılamada somut delil göremiyoruz. Sadece biz değil AİHM'de göremiyor ve tutuklamaların keyfi yapıldığını, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırdığını söylüyor. Keşke savunmalarımızın bir karşılığı olsaydı. Tahliye talep etmiyorum çünkü değişen bir şey yok fakat tahliye edilmesi içinde söylediklerim yeterlidir." Mahkeme, tanık Hicran Berna Ayverdi'nin bir sonraki duruşmada SEGBİS ile hazır bulunmasına karar verdi. Ayrıca, tutukluluk halinin devamının ölçülü bulunduğu, adli tedbirler yetersiz kaldığı iddiasıyla da Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşmayı 13 Nisan'a erteledi.