Mağaza Market-Sen, A101-Şok-Bim Market İşçilerinin Çalışma Koşulları Raporu’nu 8 başlık halinde yayımladı. Üç büyük ilde, 2,5 ayda 330 zincir market ziyaret edilerek hazırlanan raporda, zincir market çalışanlarının çalışma koşulları ele alındı.

Mağaza Market Sendikası, A101-Şok-Bim Market İşçilerinin Çalışma Koşulları Raporu şu şekilde: ZİNCİR MARKETLERDEKİ SÖMÜRÜ AÇIĞA ÇIKACAK Mağaza-market sektörü hızla büyürken işçilerin emeğinin sömürüsü de hızla arttı. Zincir marketlerde yüz binlerce işçi çalışıyor. Işıltılı reklam tabelalarının altında market işçilerinin hak gaspları derinleşiyor. Şok, A101 ve BİM zincir marketlerinin patronları, sendikasız çalışma düzeninden çok memnun. Her şehirde ağır koşullar altında çalışan işçilerin uğradığı hak gasplarını tek tek anlatacağız. Çünkü “ucuzluk” sloganlarıyla yapılan reklamların gölgesinde sömürülen emek gücü var. Mağaza-Market Sendikası, bu sektörde çalışan tüm işçilerin birliğini kurmak için adım adım ilerliyor. Bu rapor elden ele tüm market işçilerine de ulaşacak. Biliyoruz ki market işçileri bir çıkış yolu arıyor. Sorunlarının çok benzer olduğunun farkındalar. Çözüm yolunun ise birlikten ve sendikayla birlikte mücadele etmekten geçtiğini öğreniyorlar. SENDİKA GÖNÜLLÜLERİMİZ MARKET MARKET ZİYARET GERÇEKLEŞTİRİYOR Mağaza-Market Sendikası olarak emekçilerin başkenti olan İstanbul ve Ankara, İzmir’de sendika gönüllülerimiz ile birlikte iş yeri ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Sendikamızın İş Yeri Ziyaretleri Koordinasyonu, tek tek marketleri gezerek işçilere haklarını anlatıyor. Tüm pandemi koşullarına rağmen 2,5 ayda 330 zincir marketi ziyaret ettik. Gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretler boyunca, konunun temel öznesi olan yüzlerce market işçisi ile yüz yüze görüşmeler yaptık. Haklarını öğrenmek için sendika telefonumuzu arayan onlarca işçiyle görüşmeler gerçekleştirdik. Market sektöründe çalışan işçilerin bu alanda uğradığı tüm hak gasplarını tek tek açığa çıkarıyoruz. Bu emek sömürüsünü durdurmak üzere tüm zincir marketlere sendikanın girmesi için her gün bir adım daha atacağız. Mağaza-Market Sendikası olarak yaptığımız ziyaretlerde haklarımızı konuşmanın da ötesinde, o hakları alacak işçi birliklerinin kurulması yolunu açıyoruz.

1. ZİNCİR MARKETLERİN KAR POLİTİKASI: ÇOK İŞ, AZ İŞÇİ

Marketlerdeki çalışma koşulları pandemi ile ağırlaştı. Zincir marketlerin “az işçi çok iş” politikası fazla mesaiyi beraberinde getirdi. İzin kullanılmadan geçen haftalar, ödenmeyen fazla mesailer, gece yarısı depo sayımları, hastalanan işçilerin raporlarının kabul edilmemesi ve daha birçok sorun market kapılarından taşıyor. Başta A101 ve Şok olmak üzere zincir marketlerin birçoğu özellikle pandemi sürecinde eleman sayısını düşürdü. Marketleri yapılan ciroya göre kategorilere ayırdılar. Cirosu yüksek marketlerde fazla personel çalıştırılacağı ileri sürüldü. Ancak en yoğun marketlerde çoğunlukla 4 işçi çalıştırıldı. Cirosu düşük olan marketlerin birçoğunda ise 2 ya da 3 işçi çalıştı, kimi marketlerde işçi sayısı teke düşürüldü. Patronların bu düzenlemesi işçilerin iş yükünü kat be kat artırdı. Bunun sonucunda işçiler aynı anda birden fazla işe bakmak zorunda bırakıldı. Kasa, reyonlarda ürün yerleştirme, depo düzenlenmesi, mal sayımı, sevkiyatı bekleme gibi birçok farklı alandaki iş, az sayıda işçinin üzerine yıkıldı. Mağaza personeli statüsü, “marketteki tüm işleri tek başına yapacaksın” uygulamasıyla yeniden tanımlandı. Tüm bunların yanında marketlerde belli saatler aralığında yoğunlaşan müşteri sayısı ile birlikte işçilere müdürler tarafından yapılan “hızlı çalış” baskısı arttı. Market işçileri bu uygulamaya itiraz ettiği zaman ücretsiz izin tehdidi ile karşılaştı.

2. UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ İŞÇİLERE DAYATILIYOR

Pandemi sürecinde yasaklarda dahi evde kalamayan emekçilerin büyük bir kısmını market işçileri oluşturdu. Herkes evdeyken işçiler; her sabah market kapılarını açmaya, rafları dizmeye, sayım yapmaya, depoda sabahlamaya devam etti. Bazı marketlerde işçiler vardiyalı olarak çalıştırıldı. Vardiya sistemi “az işçi” uygulamasının devamı olarak işçilerin sırtına bindirilen yükü artırdı. 2 işçi ile çalışan bir market; yapılması gereken tüm işleri bir vardiyada bir işçiye yükledi. Vardiya sistemi, zincir marketlerin tüm şubeleri için geçerli olmadı. İşçiler market açılışı-kapanışını yaparken mesai bitiminin ardından da evlerine dönemedi. Full çalıştırılan işçiler, raf dizimi ve ürün sayımının olduğu günlerde 14-15 saate varan sürelerde çalıştırıldı. Belirsiz sevkiyat saatleri sebebiyle işçiler gece saatlerine kadar marketlerde beklemek zorunda kaldı. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesi, haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışma günlerine eşit olarak dağıtılacağını hükme bağlamaktadır. Buna göre, haftanın altı günü çalışılan bir iş yerinde günlük çalışma süresi 7 buçuk saat olacaktır. İşçiler vardiya sisteminde dahi yasal çalışma sürelerinin üzerinde çalıştırılıyor. Ücretsiz işçi çalıştırma zincir marketlerin politikası haline gelmiş durumda. İş yeri ziyaretlerimiz boyunca işçiler; bu durumun bütün çalışanlar için çok yorucu ve yıpratıcı bir süreç olduğunu altını çizerek dile getiriyor.

3. FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ ÖDENMİYOR

Uzun çalışma saatleri, işçilerin iş sözleşmelerinde yer alan bir zorunluluk değil. İşçilerin tanımlı mesaileri dışında çalıştıkları her dakikanın fazla mesai ücreti olarak ödenmesi gerekir. Ancak “fazla mesai” tanımının bile yapılmadığı zincir marketler, işçileri ucuz işgücü olarak kullanıyor. İşçilerin serbest zamanları sadece kağıt üzerinde. İşçilerin mesai dışı süreleri, “hayali izinlerden” ibaret. Mağaza sorumluları ya da müdürler kağıt üzerinde serbest zaman tanımlasa da işçiler bu sürelerde usulsüzce çalıştırılıyorlar. Şok ve A101 marketler, işçilerin puantajlarına fazla mesai yaptıkları hiçbir saati yazmıyor. İşçi 12 saat çalışsa da “8 saat” olarak puantajı işleniyor. İşçilerin 8 saat çalıştığına dair imzası kimi zaman zorla alınıyor. A101 market zinciri, çalışanları için telafi denkleştirme formu düzenliyor. Eğer puantajlarda haftalık 45 saati aşan bir fazla çalışma varsa “hayali izin” uygulamasına geçiyor. Formları yeniden düzenleyip işçilere serbest zaman tanımlıyor. Bu formları işçilere zorla imzalattırıyor. Ancak bu serbest zamanların hiçbirinde işçiler evlerinde olmuyor. Çalıştırılmaya devam ediyorlar.

4. HER ŞEY DAHİL SÖMÜRÜ

●Mola Süreleri Tırpanlanıyor | İşçilerin molaları çalıştıkları saat üzerinden değil çalışma programında tanımlı olan saat üzerinden veriliyor. Kayıtlarda tanımlı olan çalışma süresi 8 saati aşmıyor. Ancak işçi 12 saat çalışsa da 8 saat çalışmış gibi mola süresi veriliyor. Elbette hak gaspı bununla bitmiyor. Molaya çıkan işçiler, “personel azlığı” bahanesi ile molası daha bitmeden iş başına çağrılıyor. Uzun çalışma saatlerinin karşılığında işçilerin 15 dakikalık molaları fazla görülerek tırpanlanıyor. ●İşçiler Zorla Yıllık İzne Çıkarılıyor | Market işçileri pandemi süreci boyunca zorla yıllık izne çıkarıldı. İşçileri çeşitli zamanlarda 5’er gün zorunlu izinlere çıkararak yıllık izin haklarını gasp ettiler. İşçiler sırayla yıllık izne çıktıkça personel sayısı da azaldı ve iş yükü artmaya devam etti. ●İzin Günlerini İşçiler Seçemiyor | Market işçilerinin izinlerini, sokağa çıkma yasaklarına bağlı olarak patronlar belirledi. Yasakların haftasonu sürdüğü ve marketlerin kapalı olduğu günlerde, işçilere hafta içi izin kullandırılmadı. İşçiler hafta içi işte, hafta sonu ise evde mahsur bırakıldı. Son süreçte hafta sonu sokağa çıkma yasağı varken de marketlerin açık olması bu uygulamayı değiştirmedi. İşçilerin büyük bir çoğunluğu, yoğun olan hafta içi günlerinde çalışırken izinlerini ancak hafa sonu kullanabiliyor. ●Patronlar Koronavirüs Tanımıyor | Pandemi sürecinde koronavirüse yakalanan birçok market işçisi var. Raporlu ve çalışamaz durumda olduğu halde, raporu kabul edilmeyen ve maaşından kesinti yapılan işçiler oldu. İşçilerin temaslı oldukları durumlar da gözetilmedi. Ya işe çağrıldılar ya da çalışamadıkları günler yine ücretsiz olarak işçilere yansıtıldı. ●Düşük Zamlar Lütuf Gibi Sunuluyor | Başta Şok market olmak üzere bir adım bile ileri gidilmeyen sabit bir uygulama var: Tek maaş = İki katı iş. Market işçileri tüm bu çalışma koşullarına karşılık düşük ücretlerle hayatını sürdürüyor. Fazla mesai ücretlerini alamadıkları gibi düşük zamlarla çalıştırılıyorlar. ●Bir Şok Klasiği: Ücretsiz İşçi Servisi | Şok marketin pandemi sürecinde başlattığı Cepte Şok uygulaması hala sürüyor. Şok’un “teslimat ücreti almıyoruz” diyerek yaptığı reklamlar daha eskimedi. Bilbordlara, sitelere, marketlerin camlarına milyarlarca lira yatırılarak verdikleri reklamların giderini, “ücretsiz işçi servisi” ile yeniden ceplerine koydular. Şok işçileri yaşadıkları tüm zorlukların yanında bir de kapı kapı servise gönderildi. ●Müşteriye Ürün Satma Zorunluluğu | İşçilere dayatılan ürün satma zorunluluğunda A101’i Şok market izliyor. Kasada çalışan işçilere, müşterilere satmaları üzere kampanyalı çeşitli ürünler veriliyor. Bir kota dahilinde işçilere verilen bu ürünler satılamadığında işçiler baskı ve işten atma tehdidi ile karşılaşıyor. Market yöneticilerinin işten çıkarma için “performans düşüklüğüne” bahane olarak gösterdiği bu uygulama, işçilerin iş yükünü daha da artırıyor.

5. ARADIĞINIZ SORUMLUYA ULAŞILAMIYOR

Market işçileri, sorunlarının çözümünü mağaza müdürleri ile gerçekleştiremiyor. Bazı şubelerde mağaza müdürlerinin inisiyatifine bağlı olarak işletilen hak gasplarına itiraz etmek istiyorlar. İşçiler bu durumlarda bir üst statüdeki bölge sorumlularına ulaşmak istiyor. Ancak çoğu mağazada karşılaştığımız bir sorun olarak, o bölge sorumlularına ulaşılamıyor. İşçiler bir şubenin içinde, 2 ya da 3 çalışan ile birlikte neredeyse bir fanusa kapatılıyor. İtiraz edecekleri, haklarını arayacakları tüm mekanizmalar işlemez hale getirilmiş durumda.

6. BİR YILDIRMA POLİTİKASI: MOBBİNG

İşçilere uygulanan mobbing ile her mağazada karşılaşıyoruz. İşçiler kendilerine uygulanan baskının, tehditlerin farkındalar. Hangi koşulda nelerle karşılacaklarını ise ezbere biliyorlar. İşçiler yaşadıkları hak gasplarının karşısında sessizce beklemiyor. Eleman yetersizliğine, uzun çalışma saatlerine, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesine itiraz ediyorlar. Patronların geliştirdiği yöntemlerin karşısında işçiler de haklarını korumak için yöntemler geliştiriyor. Ancak pandemi sürecinde patronların elinde bir silah olan ücretsiz izin tehdidi, market işçilerinin ensesinden hiç ayrılmıyor. İşçiler haklarını istediği zaman sistematik olarak daha zor ve yoğun işlerde çalıştırılma, izin günlerinin kendi inisiyatifleri dışında belirlenmesi, mola sürelerinin kısılması gibi uygulamalarla karşılaşıyor. Pandemi süresi boyunca işten çıkarma yasağı olduğu için zincir market patronlar işçileri işten çıkaramadı. Bu yüzden sistematik mobbing uygulayarak işçileri istifaya zorladılar. İşçileri istifaya zorlamak sadece pandemi sürecinde uyguladıkları bir politika da değil. İşçilerin kıdem tazminatı hakkını vermemek için “istifaya zorlama” sık uygulanan bir baskı aracı.

MARKET İŞÇİLERİ BİRLEŞİYOR, SENDİKALI OLUYOR

Mağaza Market Sendikası olarak gerçekleştirdiğimiz iş yeri ziyaretlerinin sonucunda daha fazla market işçisi sendikalı oluyor. İşçiler haklarını öğreniyor, sömürü koşullarının karşısında yalnız olmadığını biliyor. Her mağazada karşımıza çıkan “sendikalı olursam işten atılırım” korkusu geriye düşüyor. Bunun yerine “asla yalnız yürümemeliyiz” diyen işçiler çoğalıyor. Çözümsüzlük, işçilere patronlar tarafından dayatılsa da yeni yollar açıyoruz. Uzun saatler boyunca çalışan işçilerle yeni haberleşme ağları kuruyoruz. Ortaya koyduğumuz tüm bu sorunlar sadece bir tespit değil. Market işçileri sendikasıyla mücadele ederek bu sorunların her birini ortadan kaldırmak üzere ilerliyor. Hiçbir market işçisi asla yalnız yürümeyecek diyerek market işçilerinin mücadele bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğiz.