Ankara 46. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla açılan bir davada, yargılanan kişiye “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan değil, 125. maddedeki normal kişilere uygulanan “hakaret” suçundan ceza verdi. Gerekçe özetle şöyle: "16 Nisan 2017’deki referandumdan sonra cumhurbaşkanının tarafsızlığı hukuken ortadan kalkmıştır. “Sanık Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı sıfatıyla yaptığı icraatlarından dolayı değil, parti başkanı olarak gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle hakaret suçunu işlemiştir."

K.D. adlı bir yurttaş, 2018 yılında, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Erdoğan’ın seçimleri usulsüz şekilde kazandığını ima ederek hakaret etti. Savcılık K.D. hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan dava açtı. Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre Ankara’da başlayan davanın duruşmasında sanık avukatı Doğan Erkan, “Resmiyette dahi olsa partiler üstü cumhurbaşkanı için düzenlenmiş TCK 299 maddesi, 16 Nisan referandumundan sonraki Cumhurbaşkanlığı’nın yeni statüsü karşısında uygulanamaz” dedi. Mahkemenin kıdemli yargıcı, 25 Şubat’taki duruşma sonunda sanığın “iblis” sözüyle hakaret suçunu işlediğine karar verdi. Ancak sanığı, savcının istediği “cumhurbaşkanına hakaret” maddesinden cezalandırmayan yargıç, bunun yerine sanığa TCK’nin 125. maddesindeki normal kişilere uygulanan “hakaret” suçundan 5 ay hapis cezası verdi. Kararın gerekçesinde, “Söz konusu suçun, katılanın Cumhurbaşkanlığı sıfatı ile ilgili değil, iktidar partisinin genel başkanı olması sıfatıyla, seçimde ‘hile’ yapıldığından söylendiğinden anayasa değişikliğinden sonra cumhurbaşkanının tarafsızlığı en azından hukuken ortadan kalktığından ve de cumhurbaşkanı aynı anda yürütmenin başı ve de iktidar partisinin lideri olduğundan, bu husus TCK 299. maddesinin kabul edildiği dönemde öngörülmediğinden, eylemine uyan TCK’nin 125. maddesinden 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi” denildi. Sanığın “hırsızlıklar” sözünün ağır bir eleştiri olduğunu, bu nedenle ceza verilmeyeceğini belirten mahkeme, sanığın “Al, seçim senin olsun iblis” sözüne ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: “Burada sanık, katılanın parti başkanı olarak seçime hile karıştırdığını düşünerek (doğru ya da yanlış mahkemeyi ilgilendirmez), ‘iblis’ demiştir. Katılanın Cumhurbaşkanlığı ya da yürütmenin başı olarak yaptığı icraatlerinden dolayı değil, siyasi bir kişilik olarak, parti başkanı sıfatıyla yapmış olduğunu düşündüğü haksız eylemlerinden dolayı hakaret etmiştir ve ‘iblis’ sözü ‘hırsızlık’ biçiminde dahi olsa, herhangi bir eylemi içermeyip doğrudan doğruya kişinin sıfatına ilişkin soyut bir nitelendirme olduğundan, ağır eleştiri sınırları dışındadır.” Kararı değerlendiren avukat Doğan Erkan ise mahkemenin bu kararıyla, “Erdoğan’ın cumhurbaşkanı sıfatıyla siyasi parti genel başkanı sıfatlarını ayırdığına” dikkat çekerek, kararın “Erdoğan’a yönelen her sözün onun cumhurbaşkanı sıfatına yöneldiği kümülatif yorumun terk edilmesi” açısından önemli olduğunu vurguladı.