Basın meslek örgütleri, Özgürlükçü Demokrasi ve Gün Matbaacılık çalışanlarının gözaltına alınmaları ve tutuklamalarına tepki göstererek, “Şirketleri matbaaları kapatabilirsiniz, ama hakikati bununla kapatamazsınız” dedi. TGS Başkanı Durmuş, "Yanımızda oturacak gazeteci kalmadı" derken DİSK Basın-İş adına konuşan Demirhan "Kanıksama halinden çıkmalıyız" şeklinde konuştu.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]Ö[/mks_dropcap]zgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ), TGS ve DİSK Basın-İş’in de aralarında bulunduğu basın örgütleri Gün Matbaacılık çalışanılarının tutuklanmalarına ve Özgürlükçü Demokrasi gazetesi editörlerinin gözaltına alınmalarına ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması yaptı. Toplantıya ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan, DİSK/Basın-İş’ten Ali Ergin Demirhan, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, ESP MYK Üyesi Şahin Tümüklü ve çok sayıda gazeteci katıldı. "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TÜRKİYE'NİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR" ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan, “Tutuklama ve gözaltılar Türkiye’de alışa gelen bir durum haline geldi. İktidarın denetimde olmayan bütün basın sıraya konulmuş, peyderpey gözaltına alınarak tutuklanıyorlar. Basına yönelik baskılar karşısında tutumumuz nettir. Bunun karşısındayız. Türkiye’yi seviyorlarsa öncelikle basını özgürleştirmeliler. Basın özgürlüğü Türkiye’nin özgürlüğüdür” dedi. 6 NİSAN ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER GÜNÜ 6 Nisan 1909’un Öldürülen Gazeteciler Günü olarak ilan edildiğini hatırlatan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Aradan 100 yıldan fazla zaman geçti. 66 gazeteci öldürüldü. Öldürülen gazeteciler gerçeklerin peşinden koşarken öldürüldü. Aradan yüz yıl gibi bir zaman geçti ama bir şey değişmedi. Gazeteciler öldürülmüyor ama tutuklanıyor. Özgürlükleri kısıtlanıyor ve yaşam alanları kısıtlanıyor. Gazeteciler gerçekleri halka ulaştırıyor. Bunun göstergesi de sizlersiniz” diye konuştu. "BU GELENEĞİ DURDURAMAZSINIZ" DİSK/Basın-İş’ten Ali Ergin Demirhan ise, “15 Temmuz 2016 itibarıyla basına yönelik bir darbe oldu” diyerek kapatılan basın kurumlarına değindi. “Kitap basmanın suç olduğu bir döneme geldik” diyen Demirhan, “Şirketleri matbaaları kapatabilirsiniz markaları yasaklayabilirsiniz ama bu geleneği durduramazsınız. Hakikati bununla kapatamazsınız” diye konuştu. "YANIMIZDA OTURACAK GAZETE ÇALIŞANI KALMADI"

dokuz8HABER'den İrem Afşin’e konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, Özgürlükçü Demokrasi’nin matbaasından çalışanlarına kadar  kapsayıcı bir gözaltı ve tutuklama dalgası olduğunu belirterek “Az önce de gördük ki açıklamayı yaparken yanımıza oturacak bir gazete çalışanı dahi kalmadı. Hepsi ya tutuklu ya da gözaltında. Bu özellikle bölgede yaşanan gerçeklerin batıya duyurulmasını engellemek için yapılan bir saldırı. Bu seyir diğer muhalif gazetelere devam edecek mi onu bilmiyoruz ama burada çok net olan bir şey var bölgede yaşanan gerçekler batıya aktarılmasın isteniyor” dedi.

"YAPTIKLARI SADECE KİTAP VE GAZETE BASMAK"

Mutlaka bir çözüm bulunacağını ve hakikatin aktarılacağını vurgulayan Durmuş, “Matbaa çalışanlarının tutuklanması çok traji komik bir durum. Yaptıkları sadece gazete ve kitap basmak buna karşı tutuklamanın hukukla açıklanabilir bir tarafı yok. Umarım ilk itirazda özgürlüklerine kavuşurlar. Özgürlükçü Demokrasi çalışanlarının ise gözaltı sürelerinin çok uzamadan özgürlüklerine kavuşmalarını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.

"KANIKSAMA HALİNDEN ÇIKMALIYIZ"

DİSK Basın İş adına dokuz8HABER’e konuşan Ali Ergin Demirhan ise Gazetecilik faaliyetinin ortadan kaldırılmak, hakikatin ise halka ulaştırılmasının engellenmek istendiğini ifade etti. “Savcılık ifade almaya bile gerek görmeden gönderiyor yani hukuki süreçte ortadan kalkmış durumda. Bunların uluslararası alanda teşhir edilmesi gerekiyor, kanıksama halinden çıkmalıyız” diyen Demirhan, neredeyse matbaacılık faaliyetinin dahi suç sayıldığını söyledi.

"KÜRT BASINI SALDIRIYA UĞRADIĞINDA ÖZEL DURUM ALGISI YANLIŞTIR"

Özgürlükçü Demokrasi gazetesine kayyım atanmasıyla Doğan medyayanın satılmasının aynı sürecin parçaları olduğunu belirten Demirhan, “İki şeyin özellikle altını çizmem lazım. Birincisi kanıksamayalım hukuk yok ama biz yine de bu hukuk mücadelesini sürdüreceğiz. Mücadele edenlerin sayısı azalabilir ama onlar çok kıymetli. İkincisi de Kürt basını saldırıya uğradığında onların özel durumundan kaynaklanan bir saldırı olduğu algısı yanlıştır. Çünkü bu “önce kürdü vur sonra işe yararsa geri kalanını vur” şeklinde ilerliyor. Bu günlerde ortak bir refleks göstermemiz ve hakikati dile getirmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.