AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sosyal medya ve Netflix'e yönelik sansür çıkışından sonra gündemin bir numaralı konusu bu oldu.

Türkiye'deki muhalefet liderleri Erdoğan'ın bu açıklamasını eleştirirken sosyal medya kullanıcıları da kampanya başlattı. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Netflix'in kurucusu Reed Hastings'in 16 ay önce "Türkiye ve başka bazı ülkelerde internet üzerinden yapılan yayıncılığa müdahale sinyalleri geliyor. Böyle bir durumda ne yapacaksınız?" sorusuna verdiği yanıtı aktardı. Buna göre Hastings "Pakistan'da da varız, oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye'de mi çıkacak?" dedi.

ÖZKÖK NETFLİX KURUCUSU İLE OLAN DİYALOĞUNU ANLATTI

Ertuğrul Özkök, Hürriyet'te "Netflix'in patronu o gün bana ne demişti" başlığıyla yayımlanan yazısında "Dün, streaming yayın yapan televizyon platformlarının RTÜK iznine bağlanacağı haberi geldiğinde Viyana’da dört müzenin ortasındaki meydandaydım" ifadesini kullandı. Özkök şöyle devam etti: "O an, geçen yıla döndüm... Nisan 2018... Roma’da Boscolo Exedra Oteli’nin 261 numaralı odasındayım. Dünyanın ilk ve en büyük streaming film platformunun kurucusu Reed Hastings’le pencereden meydanın öteki tarafındaki binaya bakıyoruz. Burası iç mimarisini 1563 yılında Michelangelo’nun yaptığı Santa Maria Bazilikası. Ama biz bazilikayı değil, onun avlusunda heykeli bulunan Galileo’yu konuşuyoruz. Konumuz Netflix’in dünya kültürüne getirdiği özgürlük. O soruyu işte, tam o camdan bakarken sormuştum:

"TÜRKİYE'DEN MÜDAHALE GELİRSE NE YAPACAKSINIZ?"

SORU: ‘Türkiye ve başka bazı ülkelerde internet üzerinden yapılan yayıncılığa da müdahale sinyalleri geliyor. Böyle bir durumda ne yapacaksınız?’ Netflix kurucusu 16 ay önce bana şu cevabı vermişti: CEVAP: "Türkiye’yi konuşuyorsak öyle bir endişem yok. Biz Suudi Arabistan’da varız, Pakistan’da varız. Yani oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye’de mi çıkacak? Böyle bir şey düşünemiyorum..." Düşünemediği ihtimal dün Viyana’da dolaşırken önüme geldi. Ve oturup o gün yazmama gerek olmayan samimi düşüncemi bugün yazdım. BİR: Diyorlar ki: Streaming platformlardan şikâyet varmış... Ben de diyorum ki: Ya şikâyeti olmayan insanlar... Saçma sapan siyasi tartışma programları, kalitesi giderek düşen dizi filmlerinden sıkılıp da aradığı renkliliği o platformlarda bulanlar... Bu ülkede onların hiç mi hakkı yok... İKİ: Diyorlar ki, Avrupa Birliği ve başka bazı ülkeler de bununla ilgili kontrol konuları tartışılıyor ve önlemler getiriliyor da bizde niye olmasın. Ben de diyorum ki, doğru bizde de olmalı. Burada şirket kurmalılar, burada vergi vermeliler, belli oranda yerli ürün koymalılar.

"BURADA FARKLI BİR RTÜK VAR"

ÜÇ: Ama hepimiz biliyoruz ki, burada oradakilerden farklı bir RTÜK var. RTÜK aşırı ahlakçı ve bağlayıcı uygulamaları, çok tartışmalı cezaları ile televizyonları çok sıkıcı hale getirdi. Yani dün açıklanan karardan sonra asıl sorumuz şu: RTÜK durumdan vazife çıkarıp bu platformları çalışamaz, seyredilemez hale getirir mi... DÖRT: Ne yazık ki sinema özgürlüğünü yaşamak isteyen çok sayıda insanın şimdilik tahmini şu: Evet RTÜK durumdan vazife çıkarıp bu platformları seyredilmez hale getirebilir. BEŞ: RTÜK bu platformları çalışamaz hale getirirse ne olur? İsteyen vatandaş, bir yerden gidip onu yine bulur, seyreder. Üstelik şimdi burada Türk parası ile ödediği, ülke olarak senin de rahatlıkla vergilendirebileceğin bir abonelik ücretini dışarıya aktarır."