ODTÜ öğrencileri, AKP Milletvekili Şahin Tin'in 'kuru ekmek' çıkışına tepki gösterdi: "İzlenen yanlış politikalar sonucu yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısı artıyor."

TBMM Genel Kurulunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2021 bütçesi görüşmelerinde konuşan Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, yoksulluk sebebiyle artan intiharları gündeme getiren muhalefet partilerinin sorularını yanıtsız bırakmıştı. Selçuk, “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süreçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz. Bir noktada sosyal muhtaçlarımızın yoksullarımızın sayısı artmıyor” sözlerini sarf etmişti. Aynı zamanda TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri sürerken, AKP'li Şahin Tin, CHP'li Engin Altay'ın "Millet aç, milletin midesine kuru ekmek giriyor" sözlerine "O zaman aç değiller" yanıtını vermişti. ODTÜ'den Ekin Bal (@ekinbal1); Evrensel'de yer alan haberinde, bakanın bu açıklamalarını, Türkiye’deki işsizlik ve yoksulluk sorununa dair düşüncelerini ve geleceğe nasıl baktıklarını ODTÜ İktisat bölümü öğrencileri ile konuştu.

"ORTADA PAYLAŞACAK BİR REFAH YOK"

Hazırlık öğrencisi Can, bakanın sözlerinin her kesim için geçerli olduğunu ve ortada paylaşılacak bir refah olduğunu düşünmediğini söyledi. “Çünkü son yıllarda ne yazık ki Türkiye’de zenginlik giderek yerine daha da zenginlik geldi. Aynı zamanda bu, fakirlerin daha da fakirleştiğini ve orta halli kesimin git gide yok olduğunu belirtiyor” diyen Can, böyle düşünmesinin en büyük sebebini birçok insanın sürdürdüğü yaşamdan finansal olarak geçmişe göre şikayetçi olması olduğunu belirtti. Can, “Çeşitli haber kanallarına baktığımızda bile hemen hemen her gün ekonomik zorluklardan dolayı intihar girişiminde bulunan birilerini görmek mümkün. Sokaklardaki her köşede mendil, su satan küçük çocukların ve çöp konteynerlerinden yiyecek, giyecek gibi kişisel ihtiyaçlarını toplayabilmek için konteyner başında nöbet tutan insanların bulunduğu bir ülkede ne yazık ki yoksulluğun sorun olmaktan çıkmış olabileceğini düşünmüyorum” dedi.

"KURU EKMEK BULUP YİYENLERİN TOK ANILMASI YANLIŞ"

AKP’li Şahin Tin’in açıklamalarına da dem vuran Can, “Bir tarafta istediği her şeyi her an yiyerek doyabilen hatta yemek bile seçme hakkı olan bir kesim varken diğer taraftakilerin günde 1-2 kez kuru ekmek bulup yediği için tok olarak anılmasını yanlış buluyorum. Bana kalırsa ‘tokluk açlık’ tabirinin belirlenmesinde belirleyicilik görevi kuru ekmekte olmamalı” derken açlık konusuna değinilirken de insanların yediği kuru ekmek yerine sahip olduğu paranın dikkate alınması gerektiğini söyledi. Türkiye’deki işsizlik ve yoksulluk sorununun temel sebebini kuru ekmekle karnını doyurmaya çalışan kişiler varken kimilerinin yüzlerce çeşit şeyle gözünü doyuramaması olarak tarif eden Can, “İnsanlar başkalarının da refah seviyelerini yükseltmek yerine hayata gelip geçici bakmayarak ihtiyaçlarının ötesinde şeylere sahip olmaya çalışıyorlar” dedi. Bu durumun gençler açısından da sonuçları olduğuna değinen Can, gençlerin çoğunun kendini çok iyi geliştirmesine rağmen işsizlikten ve hak ettiği değeri görmemekten yakındığının altını çizdi. Torpil, liyakat eksikliği gibi sorunlar olduğunu belirten Can, gelecek kaygısını sadece kendisinin yaşamadığını ve bu sorunun yakın vadede çözülmeyeceğini düşündüğünü ifade etti.

"BAKAN TÜM YOKSULLARLA ALAY EDİYOR"

İktisat 1. sınıf öğrencisi ise bakanın açıklamalarını bir tür alay olarak gördüğünü, açlık sınırı kasım ayında 2bin 517 TL olarak asgari ücretten bakanın bunu ifade etmesinin Türkiye’deki tüm yoksullarla alay ettiğini gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin dışa bağımlılığının döviz kurunda ciddi dalgalanmaya yol açtığını ve bunun da hayat pahalılığını arttırdığını söyleyen öğrenci, meclisteki “kuru ekmek” tartışmasının önceden Erdoğan’ın söylediği şükür ifadesini anımsattığını söyledi. AKP iktidarının insanları sürekli ellerindekiyle yetinmeye ittiğini belirten öğrenci, “Sorun şu ki her gün ellerimizdekileri kaybediyoruz ve yönetenlerin ne kadar halktan uzak kaldığını gösteriyor” dedi.

"YOKSULLUK VE İŞSİZLİK BÖYLE ARTIYOR"

Mevcut işsizliğin de işverenlerin işine geldiğini belirten öğrenci, “Bu kadar işsiz varken işveren işçiye beğenmiyorsan, kapıda bekleyen bir sürü işsiz var tarzı bir ifade ile sizi o işte çalışmaya mecbur kılıyor. Bu da yoksulluğu ve işsizliği arttırıyor” ifadelerini kullandı. Genç işsizliğin iş bulmayı zorlaştırdığını ve mezun olduktan sonra iş bulma konusunda endişelendiğini belirten arkadaşımız, “iş bulsam bile çalışma koşulları refah düzeyi konusunda endişelere sahibim ve haliyle de burada aklıma yurt dışı seçeneği gelmekte.” dedi. Ancak bunun da kendisine çok gerçekçi gelmediğini ekledi.

"HER ŞEYİN ASIL SEBEBİ ÜLKEYİ 18 YILDIR YÖNETEN PARTİ"

İktisat bölümü 2. sınıf öğrencisi ise Türkiye’de milyonlarca ailenin yoksulluk sınırının altında bir gelirle hayatını sürdürdüğünü ve izlenen yanlış politikalar sonucunda yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların sayısının her geçen yıl arttığını belirtti.

"TÜRKİYE'DE YOKSULLUK ARTIK NORMALLEŞMİŞ"

Türkiye’de yoksulluğun, sorun olmaktan çıkmaktan ziyade her geçen yıl daha büyük bir sorun haline geldiğinin altını çizen öğrenci “Bir milletvekili utanmadan vatandaşına kuru ekmek yemeyi reva görüyor ve vatandaş da kendisine kuru ekmeği reva görenlere oy veriyor ve kuru ekmek yiyebildiği için seviniyorsa Türkiye’de yoksulluk normalleşmiş demektir” diye sözlerine devam etti. İşsizlik ve yoksulluk da dahil olmak üzere Türkiye’de gerçekleşen hemen her şeyin asıl sebebinin ülkeyi 18 yıldır tek başına yöneten partinin uyguladığı politikalar olduğunu söyleyen öğrenci, uygulanan politikalar değiştirilmedikçe bu sorunların çözülemeyeceğini söyledi.

"MÜCADELE SOKAKTA, OTOBÜSTE, MARKETTE"

Bir 3. sınıf öğrencisi ise Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nın refah paylaşma görüşüne katılmadığını, Türkiye’de her gün zengin daha zengin olurken fakir halkın bu yükün altında ezildiğini belirtti.  Milletvekillerin halkın içine inmediklerini ve halkın gerçeklerini görmediklerini düşündüğünü söyleyen öğrenci, “Sokakta, otobüste, markette insanların açlıkla yaşam mücadelesini görebilirsiniz” diye ekledi. Sert siyasi söylemler ve hukukun üstünlüğüne aykırı davranışların yabancı yatırımcıda güvensizlik oluşturduğunu ve ülkeye sermaye girmediğini söyleyen öğrenci, demokratik yapı, liyakat ile işe alma ve dışa bağımlılıktan çıkma ile bu sorunun çözülebileceğini ekledi. “Türkiye’de kaliteli sayılan okullardan birinde okumama rağmen, genç işsizlik rakamları beni de ümitsizliğe sürüklüyor. Her sene çok fazla mezun veriyoruz fakat bu insanlara iş bulamıyoruz.” ifadelerini kullanan öğrenci, bu durumda mutlu ve üreten bir gençlikten bahsedilemeyeceğini de ekledi.