24 gündür ölüm orucunda bulunan LGBTİ+ aktivisti Diren Coşkun'a destek amacıyla 3 günlük açlık grevi yapan Pınar Ege, "Diren bir insanlık sınavı veriyor ve bize hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Onun sesine kulak tıkamayın o yaşarsa insanlık direnmeye ve yaşamaya devam edecek" dedi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]T[/mks_dropcap]ekirdağ Cezaevi'nde hak ihlallerinin son bulması ve ameliyat hakkı için 24 gündür ölüm orucunda bulunan LGBTİ+ aktivisti Diren Coşkun'a destek amacıyla 3 günlük açlık grevi yapan Pınar Ege greve nasıl karar verdiği, yaşadıkları ve aldığı tepkileri dokuz8'e anlattı. Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Yaklaşık 20 senedir kadın hareketi ile başlayan ve hala devam eden tüm ezilen kimliklerle orospularla, mültecilerle ve LGBTİ+ hareketi ile devam eden bir aktivizm geçmişim var. Hali hazırda dünyada ve Türkiye'de tek olan ihtiyaç sahibi trans kadınların ve LGBTİ+ ve mülteci dostlarımızın konakladığı transevinde kolaylaştırıcı olarak çalışıyorum. Üç günlük açlık grevi boyunca neler deneyimlediniz? Neler hissettiniz? Greve gireceğimi planlamamıştım aslında. O gün ölüm orucunda olan Kıvılcım'in yanında nöbetçi bendim sabahın çok erken saatinden akşamın belli bir saatine kadar onunla aynı evde aynı havayı solumak o dik ve irade dolu halini görmek bende çok etki yarattı. Normalde aslında çok yemek yemeğe düşkün biri değilimdir hatta et nerdeyse hiç yemezdim. Evden başka bir toplantıya gitmek için ayrıldım. Yol üstünde ki dönerciye girip kocaman bir et durum ve yine etli bir köfte yedim vahşice hem de. Toplantı bitip eve döndüğüm an tiksindim herşeyden, kendimden en çok. Bir trans kadın hem vegan olduğu için başta açlıkla mücadele ederken hapsedilmiş bedeninde kendi özgür ruhuna uygun bir beden inşa etmeye çalışan bir kadının etini yemiştim sanki, kustum uzun uzun ve o an karar verdim. İnsan açlıkla mücadele edilebilir; en azından önünde bir hedef gün sayısı varken ve onu destekleyen bir amaç varken çok zor değildi. Kendimi dinleme fırsatım olmadı mesela ama insanların çoğu hırsının işkembesini doldurmak üzerinden kurguladığını gördüm. Bitmek bilmeyen daha çok hırsı... Bu süreçte etrafınızdaki insanlardan ne gibi tepkiler aldınız? Pozitif görünümlü ama üstten sizi anlamayan tepkiler. Evet yani sen bunu yapıyorsun da ne değişecek en çok duyduğum şey idi ya da Diren'in sesine ses olmak için daha güçlü olmak zorundasın. Aç kalınca güçsüz kalınmıyor aslında sadece biraz, o kadar değil. Annem çok şaşırttı beni günde 10 defa arayıp yemek yedin mi sorusu beni en kahreden şeydi. Diren’in eylemi süresince toplumdan ve kurumlardan beklentileriniz nelerdir? Aktivist camianın bu bir sınavı idi aslında trans kadın öz örgütlenmesinin ve bu toplumda ne derece üvey olduğumuzu bir kez daha gözlemlemek ve işin öznesi olarak bu kadar yok sayılmak, itibar görmemek bizi üzdü elbette ama yine de sahip çıkılan bir sürece girildi, en azından bu şimdilik umut verici. Hep aynı şeyi söyleyeceğim Diren bir insanlık sınavı veriyor ve bize hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Onun sesine kulak tıkamayın o yaşarsa insanlık direnmeye ve yaşamaya devam edecek. Bundan sonra Diren için neler yapmayı planlıyorsunuz? Hukuki sürece çok dahil olamıyoruz ama süreci yakından takip ediyoruz. Bir taraftan lobi çalışmaları devam ediyor. Ve biz bireysel olarak ne yapmamız lazımı daha çok düşünüp daha çok pratik yapmaya devam ediyoruz. dokuz8/Gürkan Özturan