Parti liderleri, bugünkü grup toplantılarında Libya çerçevesinde AKP'nin dış politikası, Kanal İstanbul tartışmaları ve Barış Akademisyenleri gibi birçok konuyu gündeme getirdi.

Siyasi parti liderleri haftalık grup toplantılarında gündemi değerlendirdi. Liderler, yeni haftanın gündemini de belirleyecek açıklamalarda bulundu. 14 Ocak Salı günü yapılan grup toplantılarından öne çıkan açıklamalar şöyle;

AKŞENER: BÖLGEDEKİ TÜM ÜLKELERİ BİZE DÜŞMAN ETTİN

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik Libya ve gençler üzerinden eleştirilerde bulundu. Erdoğan'ın gençlere yönelik "evlilik" açıklamasını değerlendiren Akşener, "Nasıl ki, çalışanlar emeklilikte yaşa takıldıysa gençlerimiz de damadının dahiyane ekonomi politikalarına takıldı" dedi. AKP'nin dış politikasını da eleştiren Akşener, şöyle konuştu: "Kendi milletini, ülkesini dinlemeyen biri, bir gün ABD'den gelenlerin, ertesi gün Rusya'dan gelenlerin dediklerini anında anlıyor ve şak diye yerine getiriyor. Senin görevin ülkelere trip atmak değil Sayın Erdoğan. Attığın her tripte binlerce kişi daha ekmeğinden oluyor farkında mısın? 82 milyonun menaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapacaksın. Yarın Libya'da senin darbeci dediklerin başa gelirse ne yapacaksın? Suriye'yle kanlı bıçaklı, Mısır'la kanlı bıçaklı, Libya'yla kanlı bıçaklı. Bölgedeki ülkerin hepsini bize düşman ettin."

BAHÇELİ: CHP LİBYA KONUSUNDA NEDEN RAHATSIZ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP'yi hedef aldı. İktidar'ın Libya politikasına tam destek veren Bahçeli, karşı çıkan CHP'yi şu sözlerle hedef aldı: "Türkiye doğru zamanda doğru politikalarla konum almıştır, Akdeniz'deki ezberler bozulmuştur. Libya konusu bizim için gelecek meselesidir. Dayatmalara boyun eğmeyen siyasi iradeye karşı çıkmak, vatanseverlikle nasıl bağdaşacaktır? CHP neden sızlanıyor? Akdeniz'deki güç oyunlarına Türkiye'nin girmesi zilleti neden kışkırtıyor? Kimden emir alıyorlar? Yunanistan, Hafter, Sisi, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri rahatsız; şuna bakın ki CHP de rahatsız... Geçici ateşkesin sürmesi umut vericidir, ancak CHP bundan bile rahatsız." CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Demirtaş'ın "Devran" kitabından uyarlanan tiyatro oyununu izlemeye gitmesini de eleştiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Terörist Demirtaş'ın kitabından sözde tiyatro çıkaranlar bu ülkenin ruh köküne yabancı olanlardır. CHP'ye diyorum ki; çadır tiyatronuzu ya gidin Kandil'de kurun ya da Pensilvanya'da açın. Müslüman mahallesinde salyangoz satmayın, zira sattırmayız."

ERDOĞAN: KANAL İSTANBUL'U ENGELLEYEMEZSİNİZ

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Libya'daki ateşkes anlaşması için Moskova'da yapılan görüşmeyi terkeden Hafter'i sert bir dille eleştirdi, süreci Rusya'nın yürüteceğine işaret etti. Erdoğan, "Darbeci Hafter ateşkesi imzalamaya yanaşmadı. Önce evet dedi sonra ne yazık ki masayı terk etti ve Moskova'dan kaçtı. Biz görevimizi yaptık. Libya'da bundan sonrası Putin ve ekibine ait. Darbeci Hafter'e hak ettiği dersi vermekten asla geri durmayacağız. Oradaki sorunlar bitene kadar o coğrafyada olacağız" diye konuştu. Halkın ve bilim insanlarının karşı çıkışlarına karşın Kanal İstanbul ısrarını da hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Kanal İstanbul’a karşı çıkanların hiçbirinin bu projenin aslında ne olduğu konusuna en küçük bilgileri ve fikirleri yok. Bu her ayrıntısı düşünülmüş bir projedir. Öyle zincirleme yapmakla bunu engelleyemezsiniz. Projenin finansmanında ve inşasında herhangi bir sıkıntı, sorun yaşamayacağımıza inanıyoruz. Bizim işimiz eser üretmek, onların işi boş boş konuşmaktır. Biz kendi işimize bakacağız. Onları da kendi küçük dünyalarında korkuları ve yalanlarıyla bırakacağız. Engellemeye çalışanlara rağmen bu abide eseri ülkemize kazandırmaya çalışacağız."

TEMELLİ: KAYYUMA HER YERDE KARŞI ÇIKILMALI

İktidarın yargı reformu paketini sert bir dille eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Yargı reformu yapıyorlar, reformdan yararlanan yegane insanlar yeşil pasaportu olan avukatlar. Başka kimseye bir hayrı yok reformun. Bakın neyin üzerinde çalışıyorlar? Çocuk istismarına af ve çocuk evliliklerini meşrulaştırma peşindeler. Zihniyet bu" dedi. Temelli, belediyelere atanan kayyumlara ve muhalefetin bu konudaki tavrına şu sözlerle tepki gösterdi: "İlk günden söyledik: Bu kayyum rejimi dedik, olağanüstü hal aklı dedik. Karşı çıkmazsanız her yere sirayet eder. O yüzden siyaset, kayyum rejiminin ve bu iktidarın karşısına dikilmeli dedik. Kayyum her yere yayılıyor. Urla'ya da kayyum atandı. Siyaset bugün içine sürüklendiği yerden dedi ki; 'Urla'ya kayyum yakışmıyor.' Öyle muhalefet olmaz, kayyum hiçbir yere yakışmaz. Kayyuma karşı çıkıyorsan Van'da da karşı çıkacaksın, Amed'de de karşı çıkacaksın, Mardin'de de karşı çıkacaksın."

KILIÇDAROĞLU: ELİ KALEM TUTANLARI AKADEMİDEN ATIP, ELİ SİLAH TUTANLARI KOYDULAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde ise, Barış Akademisyenleri ve İdlib'ten gelecek yeni göç dalgası vardı. Erdoğan'a mülteci çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan geçen açıklama yapıyor. İdlib'den yeni kardeşlerimiz gelecek. Hepsini Saray'a al. Saray'da onların karnını doyur. Sordum bir yetkiliye: 1 milyon kişiyi siz Suriye toprağında tutabilecek misiniz? Verdiği cevap şu: 1 milyon kişiyi kim tutabilir?" dedi. Barış Akademisyenleri'nin işten atılmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barış bildirisi imzaladı diye yüzlerce akademisyeni işten attılar. Ellerinde silah yok. Sadece kağıt ve kalem var. En sonunda AYM dedi ki; bu ifade özgürlüğüdür. Bu hocaların yalnızca kağıt, kalem ve kitapları vardı. Adalet evrensel bir kavramdır. İnsanoğlu bütün hayatını adalet aramakla geçirdi. Hepimiz kanun önünde eşitiz. İmtiyaz tanıyan herkesi uyarmak bizim görevimizdir. Elinde kalem olanları akademiden atıyor, elinde silah olanı üniversiteye hoca olarak alıyorsunuz. Olacak iş değil. Bu ülkeyi yönetenleri akla ve mantığa davet ediyorum."