Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın Çarşamba günü yapacağını söylediği "Millete Sesleniş" tuhaf biçimde yayınlanmadı. Kimileri "grup konuşmasını kastettiğini" söylüyor; kimileri "farklı gelişmeler yaşandığını"... Milli Uzay Programı'nın ertesi günü açıklanacağı önceden müjdelenen "güzellikler"in ne olduğunu ise kimse bilmiyor!

Ekonomide ve yargıda reform, yeni Anayasa gibi söylemler, pek çok açıdan sıkışmış AKP-MHP iktidarının zaman kazanma hamlesi mi; yeni bir soluk alma arayışı mı? Muhalefet partileri yeni yıl ile birlikte gündeme gelen bu söylemlere epey mesafeli. 2021’i “reform yılı” ilan eden ve 2023 söylemi ile birlikte hemen tüm konuşmalarında lafı mutlaka buraya getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sıklıkla “takvim”, “yeni programlar” ortaya koyuyor. 10 Şubat Çarşamba günü de böyle bir Millete Sesleniş bekleniyordu. Pazartesi günü il kongreleri için konuşan Erdoğan, net biçimde: “Çarşamba günü Millete Sesleniş konuşmamı özellikle izlemenizi tavsiye ediyorum” dedi. Bunu ilan ettiğinde Milli Uzay Programı’nın 9 Şubat’ta ilan edileceğini çoktan biliyorduk. Haliyle bu olamazdı. Peki neydi? Ne oldu?

YARGIDA REFORM PAKETİ NE OLDU?

İlk akla gelen geçen aydan devrolan “reform paketi”ydi elbette. Ekonomi ve yargıda önemli değişiklikler içeren paketin “kamuoyunun önüne çıkacak aşamaya geldiğini”, bizzat Erdoğan söylemişti. Paketin son hali Ocak ayı sonundaki AKP Merkez Yürütme Kurulu'nda belirlenecek, Şubat ayında bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacaktı. Öyle denmişti. Paket AKP MYK’da alındı, hatta üzerine bir MYK toplantısı daha yapıldı, ama açıklama olmadı. Avrupa Birliği’ne uyum ve reform çalışmaları kapsamında “Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’nin uygun olarak hazırlanacak paketin aynı zamanda ABD ile ilişkilerin “normalleştirilmesi” işlevi taşıması da bekleniyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması sorunu başta olmak üzere düğüm olmuş pek çok konu bu “paket”e havale ediliyordu. İlk akla gelen “müjdeler ve güzellikler” haliyle reform paketinin maddeleri olmuştu.

YENİ GÜNDEM: YENİ ANAYASA

2021’e devredilen reform gündemi dışında bir de “yeni Anayasa” gündemi ortaya atıldı. 2 Şubat günü bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde, önümüzdeki dönemde yeni Anayasa için harekete geçebiliriz” dedi. Sonrasında konuşan tüm AKP sözcüleri, “MHP ile birlikte bir Anayasa hazırlayacaklarını, oluşturacakları taslağı kamuoyuna sunacaklarını, katkıları bundan sonra alacaklarını” söylediler. Muhalefet partileri ise bu yeni hamleye pek sıcak bakmadı; “Önce mevcut Anayasa’ya uysun”, “AKP’nin Anayasa sicili bozuk”, “Anayasa toplumsal uzlaşma ile hazırlanır, MHP ile hazırlanacağını söylüyor” gibi tepkiler verdiler. Yeni Anayasa bir haftadır özellikle Erdoğan, diğer AKP ve MHP sözcüleri, iktidara yakın medya organlarının gündeminden düşmedi. Gündemin ilk sıralarındaki yeni Anayasa da, “reform paketi” ile birlikte “somut müjde verilebilecek” başlıklar arasında yerini almış oldu.

MİLLETE SESLEN(E)MEYİŞ!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 8 Şubat günü altına basa basa söylediği “Çarşamba günü Millete Sesleniş konuşmamı özellikle izleyin” tavsiyesi epeyce merak oluşturdu. Ertesi gün açıklanan Milli Uzay Programı’nın estirdiği övünç ve goygoy rüzgârından mı bilinmez, 10 Şubat günü “Millete Sesleniş” ile ilgili bilginin ajans gündemlerinde yer almayışı pek sorun edilmedi. Yine de Sabah, Yeni Şafak gibi gazeteler “Millete Sesleniş’te verilecek müjdelerin, gösterilecek güzelliklerin ne olabileceği”ne dair kulis haberleri yaptılar. Google’da sık arama yapılmış olsa gerek, “Millete Sesleniş’te hangi müjdeler verilecek?”, “Millete Sesleniş ne zaman yayınlanacak?” gibi “SEO soruları” içeren altı boş haberler de yapıldı. Akşam saatlerine gelindiğinde halen herhangi bir açıklama yapılmaması, bırakalım Millete Sesleniş’in yayınlanmasını, hakkında konuşan bile kalmaması ilginç bir not olarak 10 Şubat akşamına düşüldü. Kimileri bunu bir gün önce açıklanan Milli Uzay Programı’na yordu. 9 Şubat açıklaması çok daha önce duyurulduğuna göre, Erdoğan günleri karıştırmış olabilir miydi? İyi de, Erdoğan açık biçimde “Millete Sesleniş” demişti, yani tek başına sesleneceği özel bir formdan söz etmişti. Çarşamba günü yapacağı AKP Grup Toplantısı konuşmasından bile değil, doğrudan Millete Sesleniş formatından söz etmişti. Kimileri ise AKP kaynaklarına dayandırarak, Millete Sesleniş ile kastedilenin “grup toplantısı konuşması” olduğunu savundu. Erdoğan bu konuşmaları “millete sesleniş” olarak görüyordu.

ANAYASA KONUŞMASINDAKİ NÜANS

Peki, Erdoğan bu grup konuşmasında ne dedi? Ana gündemlerden biri yeni Anayasa’ydı. 2 Şubat’ta bu gündemi başlattığı konuşmasında “Cumhur İttifakı olarak anlayış birliğine varıp, hareket geçmek”ten söz eden Erdoğan, bu kez “Tercihimiz tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır” dedi. 2 Şubat’a “terör ile iltisaklı olmakla itham ettiği” CHP, HDP gibi partilerin Anayasa yapamayacağını savunan Erdoğan, 10 Şubat konuşmasında şöyle dedi: “Tercihimiz tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak şu veya bu sebeple, kimi siyasi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile, biz milletimizin yeni Anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz.” Grup konuşmasının ikinci konusu ise CHP’li ve AKP’li belediyelerin faaliyetlerinin görsel bir sunumla karşılaştırıldığı bölümdü.

“AKP’Lİ BELEDİYELER VİDEOSU” MUYDU?

İddiaya göre, “görüntülü millete seslenişte inşallah sizlere birçok güzellikleri orada takdim edeceğim” sözüyle AKP’li belediyelerin hizmetleri videolarla anlatılarak, “CHP’li belediyeler tıkır tıkır çalışıyor” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yanıt verilmişti. Bu iddianın doğru olup olmadığı, “istenmeyen durumu” örtmek için “sonradan kurulmuş bir bağlantı” olup olmadığını bilemiyoruz. Ertesi gün “tarihi önemde” diye ifade edilen Milli Uzay Programı açıklayacak olan Cumhurbaşkanı’nın “müjde ve güzellikler” olarak bu projeyi değil de, iki gün sonra göstereceği “AKP’li belediyeler videosunu kastettiği” iddiası da pek gerçekçi bulunmuyor. Millete Sesleniş’in “olamaması”nın MHP lideri Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi’ni hedefe koyan Anayasa değişikliği talebi” gibi görüş ayrılıkları ya da “Irak’ta sürdürülen askeri operasyondan gelen haberler” gibi faktörlerle ilgili olup olmadığı bilinmiyor. AKP MYK’da görüşelecek dedikten sonra ikinci MYK da, Salı günü yapıldı. Yani “büyük açıklama”dan bir gün önce. Reform paketi ile netleşmeyi önleyen “fikir ayrılığı olabileceği” akla gelen seçenekler arasında. Şimdilik “Millete Sesleniş ne oldu?” sorusuna kesin bir yanıt verilemiyor, gözler Şubat ayında açıklanacağı söylenen “yargıda ve ekonomide reform paketi”nde. Malum Şubat yılın en kısa ayı.