Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, vaka sayılarındaki artış yaşandığını hatırlatarak süper bulaştırıcıların olduğuna dikkati çekti ve Sağlık Bakanlığı’na "Kademeli mesai olsun. Kalabalıklar sınırlandırılsın. Okullar da yarım gün eğitime dönsün" çağrısında bulundu.

1 Haziran'da başlayan normalleşme süreciyle birlikte vaka sayıları arttı. Rakamların Ağustos sonu gibi azalacağını öngören uzmanlar var, ancak bazı uzmanlar artan vaka sayılarının endişe verici olduğunu aktarıyor. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, vaka sayılarındaki artış yaşandığını hatırlatarak süper bulaştırıcıların olduğuna dikkat çekti ve Sağlık Bakanlığı’na ekstra önlem çağrısı yaparak, "Kademeli mesai olsun. Kalabalıklar sınırlandırılsın. Okullar da yarım gün eğitime dönsün" önerilerinde bulundu.

"HIZLI BİR NORMALLEŞMEYE GİDİLDİ"

Sözcü'den Nazan Doğaner Halıcı'nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ceyhan, normalleşme sürecine hızlı girildiğini belirterek, "En kötü düşünen bile yazın ortalarından itibaren bu salgının biteceğini ileri sürüyordu. Bizde de özellikle Bilim Kurulu üyeleri Mayıs sonu ya da Haziran başı bu işin biteceğini söylüyordu. Bu hem vatandaşları hem de devletleri yanılttı. Başlangıçta yavaş yavaş tedbirleri kaldıralım düşüncesi vardı. Bu hatalı öngörülerinin etkisiyle hızlı bir normalleşmeye gidildi" dedi.

"ŞU ANDA AKTİF TANI KONULMUŞ 20 BİN VAKA VAR"

Şu anda aktif tanı konulmuş 20 bin vakanın bulunduğunu ve virüsü bulaştırma potansiyeline sahip olduğunu aktaran Ceyhan, "Bakan'ın açıkladığı binde 24 oranında PCR pozitifliğini Türkiye nüfusuyla çarptığınızda tam 200 bin ediyor. Yani 20 binin 10 katı. Bunları bulmadıkça rakamları daha aşağıya çekemiyorsunuz. İşte her ülke tarama sayılarıyla ilgili olarak bir yerde takılıyor. Biz binde takıldık. Sıfıra falan inmiyor yani ekstra bir şeyler yapmadığımız sürece" ifadelerini kullandı.

"VİRÜSÜN YAZI BULAŞMAYACAĞI BÜYÜK YANILGIYDI"

İkinci büyük yanılgının, bu virüsün kış virüsü olduğu ve yazın bulaşamayacağı öngörüsünün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Ben, ‘Pandeminin mevsimi olmaz' diyordum ve maalesef haklı çıktım, pandemiye sıcaklığın hiçbir etkisinin olmadığı görüldü. Üçüncü yanlış öngörü de açıkçası normalleşmenin etkisini tahmin edemedik. Hızlı ve bütün tedbirlerin neredeyse birden kaldırıldığı bir normalleşme modeli oldu. Böyle olunca sanılanın çok fazlasında bir etki ortaya çıktı. Kendi kendine düşmez bu rakam… Sıfırı gören ülke yok… Yeni Zelanda kutlamalar yaptı, başa döndü… Garantisi yok… Yani yüzleri görsek de tekrar binlere çıkabilir. ‘Biz bu işi hallettik' dediğiniz anda herkes bittiğini sanır. Sıfırlar ancak virüs mutasyona uğrarsa olur."

"OKULLARIN AÇILACAK OLMASI RİSKLİ"

Okulların açılacak olmasının riskli olduğunu dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, şöyle devam etti: "Biz bu virüs yüküyle gidersek bunların bir kısmı da okul çağındaki çocuklar içerisinde olacak. ‘Ağustos erken' diyenler de var. Ben katılmıyorum. Eylül sonunda daha iyi olacağımızın garantisi yok. Şunu önerdim: Tam gün eğitim veren okullar yarım güne dönsün, aynı anda bir arada bulunan kişi sayısı azalsın. Eğitimin bazı kısımlarının online bazı kısımlarının okulda olmak üzere pandemi gerçekleri de göz önüne alınarak program şekillendirmek lazım."

"EN BÜYÜK RİSK TOPLU TAŞIMA: MESAİ SAATLERİ DEĞİŞSİN"

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "En büyük risk taşıyan yerlerden biri toplu taşımadır… İnsanlara, ‘yarın aynı saatte işe başlıyorsunuz' derseniz ancak tıklım tıklım gidebilir. Ben kademeli mesai öneriyorum. Mesela iş yerlerinde bir grup 7'de, bir grup 8'de, bir grup 9'da başlayacak. Dönüş saatleri de farklı olacak. Bu sayede toplu taşımalardaki kalabalığın önüne geçilebilir" diye konuştu.

"ŞEHİRLER ARASI VİRÜS TRANSFERİNE DİKKAT"

Başka önemli bir noktanın ise özellikle şehirler arası virüs transferi olduğunu ifade eden prof. Dr. Ceyhan, "Yani İstanbul'dan. Ankara'dan, Bursa'dan, virüsün çok olduğu yerlerden kalkıp, artık virüsün iyice azaldığı, kontrol altına alındığı yerlere giden insanlar buralarda odak oluşturdular. Bu şehirlerde yeniden patlamalar yaşandı. Bunu önlemek için şunu önerdim, özellikle bu illerden o tip illere giden insanlara, yolculuktan 3-4 gün önce bir zaman belirleyip, test yapılıp sonuç negatifse seyahate izin verilebilir. Bu da virüs pozitif vakaların gidip bir yerde odak başlatmasını engelleyebilir" ifadelerini kullandı.

"65 YAŞ GRUBUNA GÜVENLİ ALAN SAĞLANMALI"

65 yaş grubunun, maskeye ve mesafeye dikkat etmeyen gruptan korunması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şöyle devam etti: "O insanlar kendileri dikkat ediyor ama onlara yanaşanlar dikkatsiz. Bu insanlara güvenli alanlar sağlanmalı. Ben demiyorum ki şu parklara gidin onun dışındakilere gidemezsiniz… Ama o insanlara, ‘Buraları kontrol ediyoruz' denilebilir. Bu insanların gitmek zorunda olduğu bankalar, kuaförler var. Buralara da denir ki haftada 1 gün sadece bu gruptaki insanlara hizmet vereceksiniz. Yoğun bakımlarda yeniden hasta yükü artmaya başladı. Bunun nedeni 65 yaş üstünü koruyamamak."

"KALABALIKLAŞMALAR SINIRLANDIRILMALI"

Kalabalıklaşmaların sınırlandırılmasının önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ceyhan, "Diyeceksiniz ki herhangi bir neden olmadan toplanmalarda, buluşmalarda, bu arkadaş ya da akraba buluşması falan olabilir, en fazla 10 kişi bir araya gelebilir. Bir taziye evinden 200'e yakın vaka çıkıyor. Bunu önlemek için taziye evinde en fazla 15 kişi bulunabilir. Bunlar çıktıktan sonra temas edilen yerler dezenfekte edilir. Sonra 10-15 kişi daha alınır. Askere uğurlama törenlerinde en fazla 25-30 kişi bulunabilir. Çünkü birdenbire ortama bir süper bulaştırıcı giriyor ve yüzlerce vaka çıkıyor ortaya."