12932788_817500708354701_8109609366007588891_n İHD Genel Merkez Cezaevi Komisyonu İzmir'de yaptığı basın açıklamasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a seslendi. Avukat Gurbet Uçar tarafından okunan mektupta, Mersin E Tipi Cezaevi'nde bir mahpusun yaşadıkları avukatı aracılığı anlatıldı.  Gurbet Uçar tarafından okunan mektup şöyle: "Müvekkilimin konulduğu hücrenin takriben 75x75 cm ebatlarındaki penceresinin camı yoktur. Soğuk hava 24 saat içeri girmektedir. Alaturka denilen eski tarz bir tuvalet ve hemen dibinde küçük bir lavabo bulunmaktadır. Tuvalet ve lavabonun bulunduğu alan, hücrenin geri kalanından 30,40 cm kadar daha yüksektir. Bu sebeple insani fakat mahrem olan zorunlu ihtiyaç için pantolonunuzu, iç çamaşırınızı indirdiğinizde demir parmaklıklı kapı karşısına denk geldiği için koridordan geçenler tarafından o esnada görülmesi kaçınılmazdır. Müvekkilim utanç verici bu durumla birkaç defa karşılaşmıştır. Bize söylediği beyanlarına göre o anlar, hayatının en gurur kırıcı, aşağılayıcı anlarındanmış. Tuvalet ve lavabo ile yatak haricindeki alan 4,5x6,5 ayak genişliğinde yaşam alanıdır. Müvekkilim buraya ancak seccadeyi sığdırıp namaz kılmakta, ibadetini bu şartlar altında yapabilmektedir. Seccade ile duvar arasında 5 parmak civarında boşluk kalmaktadır. Hücrede herhangi bir ısı kaynağı olmadığı gibi, aydınlatma da yoktur. Işık, koridordan sızmakta, loş bir ortam olmaktadır. Hava karardıktan sonra koridordan gelen ışık huzmesine denk getirilmezse, herhangi bir şeyin okunup yazılması mümkün değildir. Yine hücrede ve demir parmaklıklı kapının açıldığı koridorda herhangi bir ısı kaynağı bulunmamaktadır. Yine hücrede bir priz ve elbette televizyon bulunmamaktadır. Hücrede yemek için iki plastik tabak, bir kaşık, bir plastik bardak mevcuttur. Herhangi bir masa, tepsi vs. bulunmamaktadır. Yemeğini, tuvaletle yatağı ve dar yaşam alanını ayıran yarım metrelik sütre/yükselti –adı her ne ise- o taşın üzerinde yemek zorundadır. Hücrede sıcak veya soğuk su ile yıkanma imkânı bulunmamaktadır. Çünkü banyo çeşmesi bulunmamaktadır. Muhtemelen geçmişte banyo çeşmesi bulunuyormuş, ancak çeşme sökülüp delikleri kapatılmış, izleri durmaktaymış. Müvekkilim 12.01.2016 gününden 20.01.2016 gününe kadar geçen dokuz (9) gün boyunca bir kere bile duş alma/yıkanma imkânı bulamamıştır, olmamıştır. Sıcak su hiç olmadığı gibi soğuk su ile bile yıkanma imkânı bulunmamaktadır. Çünkü az önce belirttiğimiz gibi duş alma/yıkanma yeri yoktur. 1981 senesinde 13 yaşında Polis Kolejine girmiş ve o günden beri, günlük banyo ve sakal tıraşına alışmış bir insanın, bir de bulunduğu hücrenin pisliğini, kirini düşündüğümüzde, şu ana kadar yani 25.01.2016 tarihine kadar geçen 13 günde bir kere banyo yapıp, günlerce tıraş olamamasının verdiği rahatsızlığı takdirlerinize arz ediyoruz" "Devlet hapishane yapıyorsa içini mutlaka doldurur" Mektup okunduktan sonra konuşan Avukat Gurbet Uçar, "Defalarca bu ve buna benzer başvurularımızı size ilettik. Birde bir emniyet müdürünün anlatımıyla yaşananları ifade etmek istedik. Amacımız sizi farklı gerekçelerle hapishanelerde olanlar içinde yaşamın nasıl insan onuru ile bağdaşmadığını anlatabilmektir. Biz iyi biliriz ki devlet hapishane yapıyorsa içini mutlaka doldurur. Ama ne yapmaya çalışırsanız çalışın hapishanelerde sağlık sorunlarını, kötü muameleyi, işkenceyi çözmek gibi bir çalışmanızın olmadığının farkındayız" dedi. Dokuz8HABER