Gazeteci-Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş ve Siyasal İletişim Uzmanı Evren Barış Yavuz, dokuz8GÜNDEM Siyaset Programı'nda dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici'nin moderatörlüğünde politik gelişmeleri değerlendirdi. Yavuz, "Savunma direnişi, hukukçuların Gezi'si oldu" ifadelerini kullandı.

Gazeteci-Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş, Siyasal İletişim Uzmanı Evren Barış Yavuz ve dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici, dokuz8GÜNDEM Siyaset Programı'nda Türkiye'de siyasetin son bir haftasında yaşananları değerlendirdi. "Çoklu baro" sistemine ilişkin yasa teklifinden CHP'nin yaklaşan kurultayına, sosyal medyada "sansür" düzenlemesinden iktidar cephesinin Z kuşağına yönelik tavrına kadar birçok konu masaya yatırıldı.

"EKİM'E KADAR 'ÇOKLU BARO' SİSTEMİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİ ÖNGÖRÜLÜYOR"

Ankara'da "çoklu baro" düzenlemesini de içeren yasa teklifine yönelik tüm gelişmeleri yerinde izleyen Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Teklifin görüşüldüğü komisyon, gayri meşrudur. Bunu gösteren ise, gazetecilerin gözaltına alındığı, baro başkanlarının Meclis'ten içeri alınmadığı fotoğraftır. Barolarla ilgili teklifin Perşembe günü Meclis'ten geçirilmesi amaçlanıyor. Aslında Perşembe gününe de kalmayabilir, ancak muhalefet vekilleri söz haklarını sonuna kadar kullanacaklar. Komisyonda sergiledikleri tavrı, Genel Kurul'da da sergileyecekler. Ekim ayına kadar 'çoklu baro' sisteminin hayata geçirilmesi öngörülüyor. Ekim ayında tüm barolarda, Aralık ayında ise Türkiye Barolar Birliği'nde genel kurul yapılacak."

BAROLARDAKİ İKTİDARA KARŞI OLAN MEVCUT GÜÇ BÖLÜNMEK Mİ İSTENİYOR?

Teklifin, barolarda iktidara karşı mevcut gücü bölmek amacıyla yapıldığının, yasa teklifiyle anlaşıldığını aktaran Hürtaş, şöyle devam etti: "Çalışılmış teklifte Türkiye Barolar Birliği'ndeki delegasyon oranlarına ilişkin bir değişiklik var. Nispi temsil sistemine göre, İstanbul Barosu daha fazla delege taşırken, şimdi tek tek barolar üzerinden delegeler olacak. Muhalif diye tanımlanan baroların da Türkiye Barolar Birliği'ndeki temsiliyeti de azalacak. Tek tek barolar üzerinden bir temsil sistemi getiriliyor. O nedenle hesaplanmış bir hamle bu. Bir hesap daha var: İstanbul Barosu'nun 2018'de yapılan genel kurulunda, iktidarı destekleyen adayın aldığı oy oranı 2000. İstanbul Barosu'nun 46 bin üyesi var ve son genel kurulda 21 bin kişi oy kullandı. Teklifteki 2000 sayısının da, buradan yola çıkılarak hesaplandığı söyleniyor. Kanun teklifindeki tüm sayılar hesaplanmış."

"MEŞRU MÜCADELE VE SOKAĞIN GÜCÜ BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ"

Siyasal İletişim Uzmanı Evren Barış Yavuz, savunma direnişine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Baro başkanlarının geçen hafta sergiledikleri direniş ile özellikle genç hukukçular ve avukatlar nezdinde, önemli bir mesajı da bıraktılar. Biraz latife ile söylemem gerekirse, hukukçuların Gezi'si oldu bu direniş. Onları Gezi Parkı oldu bu ve onların üzerinde çok ciddi bir deneyim bıraktı. Aslında kısmen onların içinde de, hukuki zeminden daha fazla cevaz almaktan yana olan birçok hukukçu, meşru mücadelenin, meşruiyetin, sokağı kullanmanın ve kamuoyu gücünün ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha görmüş oldular. Bu anlamda önemli bir çentik atıldı diyebiliriz." https://www.youtube.com/watch?v=Pn3kwONkrcc

"BİR ANAYASAL KURUM DAHA İLGA EDİLDİ"

Baroların seçim sistemine ilişkin hazırlanan yasa teklifinin ardından, odalara yönelik de benzer bir hamle olabileceğine işaret eden Yavuz, şöyle konuştu: "Bir mesleğin temel anayasal kurumlarından bir tanesi daha ortadan kalkmış oldu. Bir anayasal kurum daha aslında ortadan kaldırıldı ilga edildi. Bütün kurumlarıyla darmadağın olmuş bir sistem var ortada. Sonbahar ile birlikte, odalara yönelik de benzer bir süreç başlayacaktır. Bu onun kapısını açmış oldu. 2023 seçimlerinden önce, bütün odakları dağıtmak, bütün örgütleyici ve düzenleyici yapıları darmadağın etmek gibi heveskarlık gözüküyor. Tek hedef, mevcut iktidarın bir biçimde korunması üzerine kurulmuş durumda."

"EŞİTSİZLİK ZEMİNİNDE BİR EŞİTLENME YAŞANDI"

Evren Barış Yavuz, barolara yönelik müdahalelerin ortaya çıkardığı tabloya ilişkin ise şöyle konuştu: "Barolar bana şunu hatırlatıyordu: Bazı kolaycılıklar vardı. AK Parti'yi iktidara getiren süreci hatırlayanlar; şöyle bir ezber ve kolaycılığı hatırlayacaklardır. 'Nasıl olsa yüksek yargı bizde', 'Nasıl olsa askeri ve sivil bürokrasi bizde', 'Borsa, odalar, barolar ve hekim örgütleri bizde'. Bu bir yanıyla da bir düşünsel konfor alanıydı aslında. Toplumun buralarla temas edemeyen, ama hak gasbına uğrayan kesimlerin de bu anlamda sesleri çok çıkmıyordu. Ve ne yazık ki, bir eşitlenme görüyoruz. Eşitsizlik zemininde bir eşitlenme, adaletsizlik zemininde bir eşitlenme, haksızlığın zemininde bir eşitlenme görüyoruz."

"MECLİS BAŞKANLIĞI AKP İÇİNDE KIRILMA YARATTI"

Meclis Başkanlığı'na adaylık konusunda AKP içinde çatlaklar yaşandığını aktaran Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş, "Meclis Başkanlığı'na ilişkin gelişmeler, AKP grubunda bir kırılma yarattı. Binali Yıldırım'ın yeniden Meclis Başkanı olmak gibi bir isteği olduğu biliniyordu. Ama buna karşın Cumhurbaşkanı mevcut başkan Mustafa Şentop'u işaret etti. Bu nedenle bu yaz sadece baroların genel kurulları açısından sıcak geçmeyecek. AKP'de de kongre süreci yeniden başlıyor" ifadelerini kullandı.

"SAYILAR Z KUŞAĞINA YÖNELİK BİR HAREKETİ KALDIRMIYOR"

Z kuşağı meselesinin AKP içinde tartışıldığını kaydeden Hürtaş, şu bilgileri paylaştı: "Z kusağı meselesi, AKP içinde de tartışılıyor. Ancak oy kullanacak yeni seçmen sayıları, Z kuşağına yönelik herhangi bir hareketi kaldırmıyor. AKP iktidarı sürecinde seçime katılan seçmen sayısı, 2023'te 23 milyon olacak. AKP'nin kemik tabanı eriyor. AKP'nin 23 milyonluk yeni tabana ya da 7 milyonluk Z kuşağına söyleyeceği yeni bir şey olmalı. Sosyal medya meselesi de AKP içinde bu sayılar üzerinden tartışılıyor. Ben sosyal medya düzenlemesini bu açıdan 2023 için riskli buluyorum, bence AKP de bunu görüyor."

"BARO TEKLİFİNDE KILIK KIYAFET MADDESİ DİKKAT ÇEKİCİ"

Gazeteci Sibel Hürtaş, baro teklifinde yer alan kılık kıyafet maddesine ilişkin, şu ifadeleri kullandı: "Barolarla ilgili kanun teklifinde, kılık kıyafete ilişkin bir madde var. AKP Grup Başkanvekili Cavit Özkan, kanun teklifini Meclis'te anlatırken, 'Geçmişte başörtülü avukatların yaşadığı eziyetler unutulmadı' dedi. Biz unuttuk. Çünkü o başörtülü avukatlar üzerinden yeni bir sistem yarattınız ve o sistemin altında mini etekli avukatların ezildiği bir sistemi hatırlıyoruz. Bunu kim hatırlıyor? Bunu Z kuşağı hatırlıyor. Z kuşağı başörtülü avukatın adliyeye girememesini değil, mini etekli avukatın girememesini hatırlıyor."